Bir şey demedim sessizce bekledim. Elini tutmadım kafamla 'gidelim' işareti yaptım. Sırıttı o önde ben arkada ilerledik. Size daha iyi tanıtayım.
Kısa ve öz =Tam bir Bad boy
Anlamışsınızdır umarım. Bu yüzden sevmiştim çok çekiciydi ama her zaman ruhu iticiydi beni normal bir yere götürmeyeceğini biliyordum. Başım hala eğikti ağlamamak için dudağımı kanatmıştım. Ben hala sanki rüyadaymışım gibi geliyordu imkansız. İnanamıyorsun... Sanki o hala Suriye'de gibiydi içim alev alev onu her şeyden çok seviyordum hatta demiştim; Her konuşmasından sonra şunu derdi.
Burdan çocuklarımın güzel annesi olan biricik karıma, her şeyim olan limon kokulu kızıma, ve büyüdüğünde kızları gözünden alamıyacak kadar yakışıklı olacak olan gözümün nuru bebeğime tüm selamlarımı yolluyorum
Bu söz hep babamı hatırladığımda geliyordu. Onu artık her gün hatırlayacağım. Neden yaptın bunu bana! ruhum bedenimi terk etmek için babamla olmak için yalvarıyordu.
Acı çekiyordu başım ağrımıştı. Bazense döndüğünden tökezliyordum düz yolda. Bir şeyin bu dünyadan ayrıldıktan sonra kıymetini anlıyorsunuz. Ama ben hep kıymet bilmiştim oysaki beni sadece bir doğumumda birde on yaşındayken görmüştü üç sene kalmıştı onu görebilmem için.
Gayet namazını kılan orucunu tutan birisiydi Allah'a hayran olan birisiydi onu yalvararak dua ederken görmüştüm duymuştumda;
Allah'ım çocuklarımı karımı sana emanet, Allah'ım gideceğim, yapacağım işimde bana kolaylık ver... Allah'ım sağ sağlim dönmemi nasip et karımı çocuklarımı tekrar görmeyi bana nasip et! Ya Rabbim! Suriye'de Gazze'de savaş içinde olan Müslüman kardeşlerimizi tez zamanda kurtar.
Ah baba! Ah! AH!
Gözümden yaşlar süzüldüğünü fark ettim "Ağlıyorsun" dedi Görkem. Elimin tersiyle hemen sildim
"Bir şey yok" diye kestirdim EVET VAR!
O durduğunda bende durdum tahmin ettiğim gibi bir bardaydık önünde insan dışı varlık olan korumalar vardı "Babam içerde mi?"
"Hayır efendim, az önce çıktı"
"Peki... -Bana döndü- hadi Melisa" adımı söylediğinde titredim.
Kafamı salladım içeri girdik tamam birbirlerini yiyen kişiler pek fazla ummuyordum. Dans edenler. İçenler. Kısa bir göz gezdirdim tam bar havası "Buraya oturmayacağız" dediğinde ona anlamaz ifade ile baktım. Kafasıyla ileriyi işaret etti bende ilerledim bir kapı vardı ve yine korumalar.
Bizi görünce hemen açtılar. Oradanda içeri girdik müdür odası gibiydi.
Koyu renkte deri koltuklar. Beyaz tavan koyu krem renkli duvarlar, siyah zemin, Koyu renkli bir masa neredeyse her şey koyu vs. vs.
Deri koltuğa oturdum ve başımı eğdim kimseyle konuşasım yoktu "Geveze kızımız nereye gitti?" dediğinde istemsizce ona baktım evet. Onunla konuşurken çok soru sorardım ama halim bu ya bende küfürle karşılık verdim
"Siktirdi gitti" diye mırıldandım. Masanın ucundaki votkanın kapağını açtı ve yanındaki kısa geniş bardağa kattı. Bana uzattı "Hayır içmem" dedim kabaca omuz silkti karşımdaki koltuğa iyice yayıldı.
Bir süre hiç konuşmadık.
"Anlat bakalım" birde soruyorsun bende olsam sorardım.
"Anlatmak istemiyorum" cidden pis tarafım tuttu. Dün deliler gibi kahkaha atan ben şimdi dünyanın en huzursuz kızıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Yellozlar
HumorBirden bağırdım "Kızlar başımıza DAŞ düşmüş!" "Ne diyon amk!" dedi Gökçe. "Ne diyon Melisa! Ben göremiyorum" diye baygın bir şekilde bana bakan Asya'ya ve Gökçe'ye "Şu çılgın kafanızı çalıştırın. Ben çalıştırdım. Aha bak -Elimle gösterdim- Şu ikisi...