3.Bölüm

353 78 18
                                    

“Öyle şaşkın şaşkın bakmanıza gerek yok Bayan Luke.Sizi arayacağımızı söylemiştim.Ama siz sekreterimin hiçbir aramalarını açmamışsınız.Söyler misiniz neden?” İfadesine sinir bozucu, yapmacık bir sakinlik hakimdi.Gerçekten beni aramışlardı.Sözünün eri bir adam olduğunu aklımın kenarına yazdım.

“Beni geçiştirmek için öyle dediğinizi düşünmüştüm.” Dedim dürüstçe.Soğuk bir ifadeyle bana bakmayı sürdürdü.Gözlerimi kaçırdım ve yavaşça ekledim.

“Gerçekten arayabileceğinizi düşünmemiştim.Telefonum uçuş modundaydı.Şarj etmek için yani.Kız kardeşim de gelince telefonumla ilgi-“ sözümü sertçe kesti.

“Bayan Luke,inanın bunlar beni hiç ilgilendirmiyor.Bu işi gerçekten istediğinizi düşünmüştüm.Özgeçmişinize de baktım.Gayet parlak bir çalışma geçmişiniz var ancak siz yeteneğinizi bir barda harcamaya karar vermişseniz yapabileceğimiz bir şey kalmamış demektir.” Sesindeki soğukluk içimi ürpertti.Ağzı düz bir çizgi haline gelmişti.

Kollarımı huzursuzca kavuşturdum.“Ne yapabilirdim? Sizin beni işe alacağınızı sanmıyordum. Hiç umudum kalmayınca buraya başvurmak zorunda kaldım.Sizin de bildiğiniz gibi yaşamak için çalışmaya ihtiyaç vardır.” Başka ne diyebilirdim,durumu nasıl kurtarabilirdim hiçbir fikrim yoktu.Yakışıklı yüzündeki buz ifade yerini boşluğa bıraktı.

“O halde çalışmaya devam edin Bayan Luke.Seçtiğiniz işe geri dönebilirsiniz.İyi geceler.” dedi duygusuz sesiyle.Valenin getirdiği arabasına dönerek binip gitti.Ağzım açık bir şekilde arkasından bakakaldım.Ne yani şimdi ben kovulmuş felan mıydım? İşe alınmıştım  -hem de haberim olmadan- ve sanırım bu şansı kendi ellerimle geri tepmiştim.Yani bugün pazardı ve birkaç gün önce başvuru yapmış biri olarak beni aramış olsalar bile hafta sonu tatilini öne sürebilirdim.Yani belki de beni işe almaktan vazgeçmezdi.

Karmakarışık düşüncelerle bardaki yerime geri döndüm.Yüksek sesli müzik de iyice başımı ağrıtmıştı.

Peki yarın ne yapacaktım? Bay Morell’in yanına gitmeli miydim? Hiçbir şey bilmiyordum.Peki bu ara sokaktaki ucuz bara –hem de benim çalıştığım yere- gelmesi bir tesadüf müydü? Yani onun gibi zengin biri daha lüks yerleri tercih etmez miydi? Yüzlerce soru kafamda dönüp duruyordu.Düşündükçe soru sayısı daha da artıyordu.Şu anki durumumu tarif etmekte o kadar zorlanıyordum ki...

Bardaki işimi bitirdikten sonra Lena’yı buldum ve eve geri döndük.Gece boyu dans ettiği için o kadar yorulmuştu ki benim düşünceli halimi fark etmedi. Fark etmediğine şükrederken taksinin camından gece de ayrı muhteşem görünen Londra sokaklarını izlemeye koyuldum.

Beynimin içinde Bay Morell olacak hiç çalışamadığım müthiş yakışıklı,huysuz ve kaba adamın sözleri yankılanıyordu.

“O halde çalışmaya devam edin Bayan Luke.Seçtiğiniz işe geri dönebilirsiniz.İyi geceler.” 

Ve bunları söyleyip öylece gitmişti.Birkaç gün içerisinde iki kez bunu yapmıştı.Beynimin içine yüzlerce soru doldurup gecemi mahvediyordu.Sonra da iyi geceler diliyordu.Ne kadar da kaba ve düşüncesizdi,lanet olsun! Sayesinde son günlerde ona lanet okumak bende bir alışkanlık,bir ihtiyaç haline gelmişti.

Eve gelip odama çıkarken bile her adım başı Bay Morell’e ve onun davranışlarına yine lanet okumakla meşguldüm…

**************

Sabah,Lena’ya olanları anlattığımda şok olmuş ifadesiyle bana bakıyordu.Olaya uygun saçma bir cümle bulmaya çalıştığına yemin edebilirdim.Bunca yıldır ağzından tek bir mantıklı cümle çıkmamıştı.Yine çıkmayacağını tahmin etmek çok kolaydı.Arkamı dönüp kahvaltı masasını kurarken sandalyede oturan Lena’ya baktım.Yüzündeki ifade şaşkınlıktan düşünceli bir ifadeye geçiş yapmıştı.

Saf KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin