Mis gibi sıyırmış bir halde bölüm atıyorum çünkü sınavıma çalışmadım! -ALKIŞ!!-
Kendimi arsız gibi de hissediyorum ama, kaç kişi okuyor bilemiyorum, yorum atarsanız bu sıyrık sevinebilir çünkü batırdığını düşünüp fikirlerinizi merak ediyor.
Ne uzattım ama, İyi geceler çünkü saat 00.49:(
'*•~-.¸¸,.-~*'
Yıldızlar dökülürken kalbime, seni gördüm aynada.
Karanlık çoktan çökmüşken, çok masumdun. Zihnini karalardın hep yağmurlu havalarda,
fark etmezdin ama damlalar çoktan çamurlanıp tenime düşmüştü.
Nasılda bilmeden karlar'ı yağdırdık.
Aramak istedim sadece, seni.
'*•~-.¸¸,.-~*'
Nasıl titrediyse Kış olan yastığımın altındaki o telefon, bende deprem oldu. Sarstı her hücremi, hastalık sardı tırnağıma kadar ve ben iyileşmek istedim. Sıcak bir yatak, güzel kokan bir yastık; şimdi saçlarımın üzerine döküldüğünün aksine. O'nu istedim o titremede.
Kimdi peki benim istediğime geri dönen bu saatte?
Ruhum fısıldadı, 'O,'
Ve ben içime dağılan o fısıldamayla savruldum. Kış'tı şimdi ellerimde; yastığımdan daha keskin olan, Yaz gelmeyecekti belki tişörtlerin fazlalık olduğu.
İsteyen kimdi ki zaten?
Ben beyaz hırkamı istedim, sıcak kahvemi, minik elleri, ve güzel kokan odamızı.
Ne yapıyordum?
Vücudumu yakan damlalardan biri tam telefonda yazan ismin üzerine düştü. Bulanıklaştı her şey, kalbimiz gibi.
İki uzak kalbin parmak uçları, ulaşamadığım bir resimdi önümde.
Flu kalemlerle çizilmişti, kim çizmişti?
Belki biz. Belki kalemlerin hüzünlü parmakları var etmişti, yerinde olmayan gözleriyle gördüklerini.
Biz silik, bulanık, belki de yoktuk.Titreyen parmaklarım ulaştığında yanıtlamak için ekrana,
yine özledim.
Yine sevdim.
Aşık oldum mu?
Anlam 'O' iken, üç harfi sınır yapmak biz ölümlere ağır gelmiyor muydu?
Ben o'na oldum, sonsuz.
Karşı taraftan hıçkırık sesi duydum, ilk. Sonra onların şiddetlenişini işittim. Güzelim'in sesi, benimle konuştuğu zamandan çok başkaydı. Tutmuştu kendini. Tanırdım onu.
'Si Cheng,' Ne diyecektim?
'Yuta hyun-' Sözü kesildi bir an, kendini durdurdu.
Ben yine de yandım.
'Özlüyorum, Si Cheng.'
Konuşabiliyorum, sesim yerindeydi. Kendim, o çoktan gitti.Ağlıyordu, gözyaşları bana dökülüyor gibiydi.
Peki o'na nasıl hissettiriyordu bu yakışlar?
'Neden aradığımda yukarı çıktın?' Diyebildi hıçkırıklarının arasından bana ulaşan sorusu.Ne diyecektim ki? Ben sözlerimi tüketmiştim kalbime, hislerime. Ona verecek sevgime koymuştum hepsini. Şimdiyse kilitlenmişti o.
Kaçtım bende.
'Sen,' içimi çektim birkaç saniye, 'sen nasıl dayanıyorsun, güzelim? Ben, ben sanki bir dolma kalemim. Anlıyor musun? Kurudum mu, bilmiyorum, mürekkebim mi bitti, bir fikrim yok. Çok fikrim var bu aptal zihni dolduran ama hiçbiri bana doğru yanıt vermiyor!'
Artık karanlık oda kızan sesimle aydınlanıyordu sanki.
Yanan kalbimin çatırtıları evde yankılanıyor gibiydi.
'Sen varsın birde, apayrı bir yerde zihnimin. Bana hep iyi olduğunu söyleyen,'
Sözümü kesti, 'Ben, öyleyim...'
Açık bırakmıştı sözünü, canım daha çok yandı.
Hesap sorsam ona, hakkım mıydı? Merak ettim ben, konuştum.
'Birkaç saat önce belki ve bu. Konuşuyoruz, bu inanılır gibi değil Çiçeğim. Uzun süre oldu, biliyorsun değil mi? Birbirimizsiz canımızı yakışımız..'
Sözümü noktalamak istemedim, devam etmek gerekti ama onun da konuşmasını istiyordum.
Bunu hissetmiş gibiydi, devam etti sanki benimkiler olacak gibi sözlere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◤ѕɴowdrop╰ʸᵘʷᶤᶰ╮
Fanfiction❝Çiçek açmamı mı istiyorsun? Kış'ı getir bana, soğuğu, Kar'ı, o zaman unutacağım. Biliyorsun tutulamayan sözler vardı ama ben en çok onları sevdim.❞ vιolα-r ❀