2. Bölüm/DEPRESİF"Şebnem Ferah-Sigara"
🌸Veto ve yorum🌸
Artık kanıtlanabilirlik düzeyinde bir şeyden emindim. Annem hastalıklı düşünceleri olan ve paranoyak bir kadındı.
Dün olan olayı ona tam zilyonuncu kez anlatmıştım ve hâlâ bu konu hakkında soruları bitmemişti.
"Anne, izin verirsen yemek yiyeceğim." Bıkkınlık barındıran bir ses ile konuşmuştum.
Tabiki beni umursamadı.
"Senin ne işin vardı o saatte orada? Ne olduğu belirsiz bir adama yardım etmiş bir de üstüne üstlük arabasına binmiş hanımefendi!"
Zihnimde biriken öfke kristalleri çatlayarak zihnimden boşluğa düşmüş, dilimden akmaya başladı.
"Sana anlattım. O adam ya-ra-lıy-dı! Yardım ettim çünkü bu insani birşey ayrıca bunu sen de yapardın. Ben yapınca neden sorun oluyor? Ne var biliyor musun anne? Sen bana zerre kadar güvenmiyorsun."
Diyip bir hışımla masadan kalktım.
Annem sessizce beni izledi. Koşarak merdivenlerden çıktım ve odama girdim. Kapıyı kilitleyip tuttuğum gözyaşlarımı serbest bıraktım.
Haklı bir gerçek vardı. Evet, annem bana güvenmiyordu. Hiçbir zaman güvenmedi güvenmeye de çalışmadı.
O benim babam gibi kaçıp gideceğimi düşünüyor olmalıydı. Oysa ben babamın kızı değil annemin kızıydım. Bunu bir türlü anlayamamıştı.
Bunun cefası altında kalmaktan bıkmıştım. Kendimi çok ezik görmeye başlamıştım. Çünkü saçma bir şekilde kendime yediremiyordum.17 yaşında bir genç kızdım ama annesinin elinin altında korunmasız, yardıma ihtiyacı olan, korkak küçük kız çocukları gibiydim.
Bunları düşünmek için gerekli sayıda şey yaşamıştım. Anneme kalsa hep bir nedeni vardı. Kendi düşüncelerimle zihnimi kederle doldururken içimden bir his bunun için bir şeyler yapmam gerektiğini söylüyordu. Anneme büyüdüğümü ve artık bana güvenmesi gerektiğini göstermem gerekiyordu.
Bu düşüncelerim uykumu getirdiği için uyumaya ve bunu bir sonraki günün tamamında düşünmeye karar verdim.
08:45
Odama giren güneş ışığı gözümü alırken, demek istesem de her zamanki gibi alarmın o zorba sesi ile uyandırıldım.
Çantamı hazırlarken mutfaktan gelen sesleri duydum. Annem ve sesini seçemediğim biri konuşuyordu.
Hızlıca merdivenin başına geldim ve ne konuştuklarını dinlemeye başladım.
Erkek sesi geliyordu. Evet, tok bir erkek sesiydi. Trabzana yaslanırken annemin sesi yükseldi.
"Bu doğru mu? Sana soruyorum? ? Söyle, o kardeşine haddini bilsin, kimse onu benden alamaz. Alamazsınız!" Kendini zor tutuyor gibiydi.
Neyden bahsediyorlardı? Kim neyi elinden alacaktı?
"Hande, ben sana sadece olabilecekleri anlatıyorum. İster kabul et ister etme bu böyle. Ve dava açılırsa kaybetme olasılığın çok yüksek. Üstelik o senin..."
"Kes sesini! Defol git buradan!" Annem dayanamamıştı. Aşağıya seri bir şekilde inerken annemin adamın kolundan dışarı attığını gördüm.
"Anne" diye seslendim. Bana baktığında annemin gözlerinin kıpkırmızı olduğunu gördüm. Kalbim acıyla ezildi. Annem bir anda bana sarıldı. Ne oluyordu? Korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VERYANSIN #Wattys2018
Teen FictionAraftı. Ne Lilith'in son bahsi geçen kızlarından, ne cennetten kovulan bir Havva kızıydı. Her zaman boşlukta, zamanın çok dışındaydı, Ateş Alkan. "Görüyorsunuz ya Uraz Ege bey, bir yaşam öyküsü yolun sonunda olma korkusu hissetmeden yaşamaya değmiy...