Yolculuklar,aslında bazen kaçış yoludur,annemin beni 4 sene önce yapayalnız bırakıp evden kaçması gibi..
Yolculuklar istemesenizde düşündürür sizi her zaman.
Kafanızı cama yaslarsınız,yolu izlersiniz sadece düşünceleriniz vardır bi sizi terk etmeyen..
Sadece düşüncelerim ve ben vardım bu yolculukta,yanımdaki April kulaklığını takmış yarı uyukluyordu.
Bu kız bu kadar sakin nasıl oluyordu anlamıyorum,şahsen ben götü başı dağıtıcak pozisyondayım.. Hayellerime o kadar yakınım ki,bir rüya gibi.Sanki uyanıp,hiç bir şey olmamış gibi bir gün geçireceğim hissi var üzerimde.
Derin bir nefes alıp üstümdekilere göz geçirdim.
Uzun bir zamandır bende olan ama giymeye bile kıyamadığım ' Lol ur not The Vamps ' tişörtü vardı.
Kırsal alanlardan uzaklaşıp gökdelenlere rastadığımızda,April'ı uyandırdım.Yaklaşık 1 saat süren yolculuğumuz da bitmişti.
Otobüsten kaldırıma adımımı attığım an New York meydanındaki gücü hissetmiştim.Topuklarımın altında adeta ezilen güçteki kibiri hissetmiştim.
Kibir ve yalan ve biraz fazla hırs şehriydi New York.
April'ın elinden tutup,sürükledim onu caddeden caddeye.Gözlerimdeki korkuyu anlamıştı.New York'tan korkuyordum,insanları içine çeken cazibesi beni ürpertiyordu..
Bir elimdeki adrese baktım,birde kocaman caddeye.İlanlara..
"Sora sora badat bulunur,demişti büyük babam.Birilerine sorabilriz jess "
"O zaman uslu kızlar olarak büyük babanı dinliyelim April" dedim önümdeki saçlarımı arkaya atarken.
Korktuğumu belli etmemek için April''ın kolunu tutarak güç buldum adımlarımı atarken.
Önüme çıkan insanlara adresi soruyordum tam 5 dakikadır.Yaşlı bir amca yanımıza gelip kısa bir adres tarifi yaptıktan sonra adrese yakın olduğumuzu anladım.
Aprilla beraber stüdyoya benzeyen yere girdiğmizde ışıklar'ın kamaştırıcı etkisinin ardından gözlerimi yumdum.
Bir kaç dakikadır gözlerimi açamıyordum,April beni sakinleştirici sözler söylüyordu.Çünkü çoğu kişide pek görülmeyen korku ve yalnız kalma adında bir rahatsızlığım vardı. 8 yaşındayken kaçırılmamla da alakası olabilir demişti doktor.
"Hey,gözlerini açabilir misin? Lütfen,bak her şey yolunda"
April'ın sesi olmadığını anladığım sesin umutlu söylemlerinin ardından gözlerimi açtım. Karşımda dikilen Dean'i gördüğümde,utanç içinde kızardığıma emindim.
"Aman Tanrım! Dean" Aprilla yan yana durmuş çığlıklarımızla beraber Dean'e bakıyorduk.
"Şş,kızlar sakin olun ve içeri geçin" dedi Dean koridorda yürürken ve bize gelin işareti verirken.
İmza günlerine benzeyen bir masa hazırlanmıştı.Çocuklar masada oturuyordu.
Ve sırada bekleyen yüzlerce kız ve erkek..
Aprilla bi sandalye çekip oturduk.Ağlamamak için zor duruyordum.İlerimde ki masada hayallerim oturuyordu.
Kırmızı gömleğiyle James; Şu çocuğun kırmızı gömleklerini yakmak istiyorum giymesin Allah Allah.Tek ben göriyim. Kesinlikle koyu bir james görl düm.
Kahverengi şapkasıyla Brad; Üstünde çürücek o çıkar çocuğum
Jelibonlarıyla Connor; Ayh jelibon bendim,bilmiyorsunuz
Sexsi bakışlarıya Tris ; Size değil bize bakıyor o hıı
Çocukları Aprilla bile zor paylaşan ergen düşüncelerimdi bunlar.Ama heyecanımı ve korkumu yenmişti.Bende çocukların tabiriyle 'yükseliş in' yeteneklerine yöneldim.
İnsanlar çok başarılıydı,sanki yeteneğe batırılmışlardı.Bunların yanında şansımızın olucağını sanmıyordum.
Connorun "Sizi ararız"diye el sallamasını gördüm salondan ayrılan kızlara.
"Sizi ararız ne abi ya,söyle doğru dürüst beyenmedim siktirin gidin de.Sizi ararız en ağır küfürdür abi" dedim April'a dönerek.
Brad küçük bir kahkaha attıktan sonra sırıttı "April-Jess"
April'a kocaman sarıldım,ve emin adımlar atmaya çalışarak yürüdüm.Çocukların karşısına geçtiğimde nefes alamıyordum.Sanki akciğerlerim benle oyun oynuyordu,küçük bir çocuk gibi.
James bize doğru bakıp güldü "Hangi şarkılar?"
April derin bir nefes aldıktan sonra ekledi "High Hopes"
Brad tatmin edici bir bakışla peki dedi,ben kenara çekilirken.
Ve April başladı.
" Well I met you yesterday,
You took my breath away.
And I kinda like the way that you're so damn unpredictable.That was just history,
It turned into you and me.
It happened so easily, like i'm livin' some kind of miracle.The world keeps spinning,
It won't stop, it's just beginning.Cause I got high hopes, high hopes.
High hopes for me and you.
And when we grow old, I'll say "I told you so"
Cause I got high (high, high) hopes.I can move in with you,
And we could get married too.
Go on our honeymoon,
Maybe we should finish this coffee first. "Şarkı bittiğinde Dean dahil salonda kalan görevliler'de alkışladı.Brad'in bakışları etkilenmişe benziyordu.
Çocuklardan "Peki" tarzı mırıltılar çıkarken sıra bana geldi.
James "Hangi şarkı?" diye sırıtırken "Sadece bekle koca adam ben 1 yıl seni görmek için bekledim dinle ve gör"dedim gözlerimi kapatırken çünkü şarkı söylerken gözlerimi kapatırsam daha iyi yapıcağıma inanıyordum.
" Cecilia, you're breaking my heart
You're shaking my confidence daily
But your hands up, you're surrounded
The whole love thing, I clowned it
And who's the joker
I guess I'm it
Cause I let it right go when I found it
Time has never been my best suit
Now I've got everything except you
You moved out of my heart
Still got the booze
I'd give it all back to be next to you
Turn my radio up
And it's just my luck
Why-y-y-y-y-eh
I turn my TV on, it's the same old song
Why are you following me"---
"Cecilia,
You're breaking my heart
You're shaking my confidence daily.
Oh Cecilia,
I'm down on my knees
(I'm down on my knees)
I'm begging you please to come home.
(Im begging you, begging you, begging you, yeah)"
Salondaki alkış sesleri yankılanıyordu james'in 'gerçekten' bakışları arasında gidiyordum.Sadece April'a sarıldım.
Çocuklar ayağa kalkmış bize bakıyordu "Sizi sonra.."
"Sizi sonra ararız ne abi,batırdınız,berbattınız boktunuz,başarısızlar,asla seçilemeyeceksiniz şimdi siktirin gidin diyin.Niye zorluyorsunuz? Kırılmam da bak! Sizi sonra ararız ne!"
Brad ve James birbirlerine şaşırmış gibi bakıyorlardı. Ve connor konuştu
"Sizi sonra mı tebrik edelim şimdi mi? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New Life (Düzenleniyor!)
Fanfiction'Bu bir yarışma değil bir yükseliş' Herşeyi başlatan bu kelimelerdi.Doğruları,yanlışları,yalanları,aldatmacaları.. Dünyaca ünlü bir grubun düzenlediği bir yükselişti,bu oyun.. Şansını denemek isteyen iki hayranın hikayesiydi.. Hepsinin yüzündeki koc...