[Medya ile beraber okuyun.Seviliyorsunuz]
Siparişlerimiz gelmiş,herkes yemeğini iştahla yerken ben ise tabağımda duran pizzayı didiklemekle uğraşıyordum.
Bir yandan titriyen telefonumla ilişki yaşarken,çocukların muhabetlerine ayak uydurmakta ciddi anlamda zorlanıyordum.
"Sence..Nasıl yapmalıyız Effy"
Telefonumla uğraşırken "İyi fikir"diye mırıldandım.
"Lanet olsun,benden habersiz sevgili yaptın ve onla mı konuşuyorsun" diye dudak büzdü karşımda oturan April.
Tekrardan "İyi fikir"diye mırıldandığımda telefonum'un parmaklarımın arasından alınmasını izlerken ela gözlerimle telefonumu alan koca ele baktım "Hadi..ama verin şu telefonumu,ne güzel sohbet ediyoruz"
"Sohbet ediyoruz ha?"diye kahkaha patlattı james.Elindeki telefonu havada sallarken devam etti "Evet sohbet ettiğin doğru ama Bizim..dışımızda birisiyle sohbet ediyorsun"
"Kim bu kızıl" dedi connor bir yandan tavuğunu keserken.
"Ihıım..Bir arkadaşım"
"Onunla tanışmak istiyorum,adı ne?" dedi james telefonu masaya koyarken.
Elimle telefonu almaya çalışırken james telefonu cebine koymasıyla umutsuz maceram son buldu.James ise kocaman sırıttı "Sorumu cevapla,telefonunu al"
"Adı josh" dedim gözlerimi yumup açtığımda ve ekledim "Zaten tanıyorsunuz"
Kimsenin beklediği cevap bu değildi,söylemek istediğim cevap bu değildi.Ama nedensizce james mcvey'in suratına her baktığımda ona yalan söyliyemiyordum.
"Ha..Bizim josh,hani şu konuşmamak için söz verdiğin" dedi james alay ve korkuyla karışık.
'Hı hı' diye baş sallarken james aynı cümlenin bir bölümünü tekrar vurguladı;
"Hani şu konuşmamak için söz verdiğin"
"Evet,james o.Kızıl yalan söylemez" ellerimi yukarı kaldırıp yana sallamıştım.
"Ne konuştunuz?Ve neden konuştun?" dedi james sakince.
Az önce sakince dedim ya,james mcvey hiçbir zaman sakin birisi olmamıştır.Şuan sakin olması şaşırtıcı ayrı zamanda ürkütücü.
"Ne konuştuk? Imm.James mcvey şuan beni ürkütüyor,çünkü o sakin" Gülmüştüm.Sonra ciddiyeti bozmadan devam ettim "Josh'un dediklerini hatırlıyor musun?" parmağımı james'in kalbine çevirip acıtmıyacak şekilde dokundum.
Ve aynı josh'un sert ve etkileyici sesine benzetmeye çalıştım "Benim olanı,benden almaya çalışıyorsan bilki canını çok yakarım Bay McVey"
"Bu ne demekti james,sen bana söylememeye çalışsanda ben anlamıştım." Elimle kafama vurdum "Ah,ben senin en başında saf sandığın o kız değilim artık.Şu iki gün var ya,sadece iki günde tanıdım gerçek hayatı.Ve sana minnetarım (!) "
"Yani.."dedi james bana bakarken.
"Yani james,josh'a istediğini vericeğiz"
"Ama.."dedi tereddüt ve korkulu sesle devam ederken onu böldüm.
"Ha evet,istediği şey benim bunu biliyorum"
"Hayatın üzerine oyun oynamam" dedi sert sesle kolumdan sıkı sıkı tutarak.
Sanki masada sadece james ve ben vardık da kavga ediyorduk gibiydi.Bir dakika; james'e cevap vermeden önce etrafıma baktığımda masadakiler nasılsa bir yere kaybolmuştu.Ve evet bu kavgada sadece james mcvey ile ben vardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New Life (Düzenleniyor!)
Fanfiction'Bu bir yarışma değil bir yükseliş' Herşeyi başlatan bu kelimelerdi.Doğruları,yanlışları,yalanları,aldatmacaları.. Dünyaca ünlü bir grubun düzenlediği bir yükselişti,bu oyun.. Şansını denemek isteyen iki hayranın hikayesiydi.. Hepsinin yüzündeki koc...
