Lanet androidler..

531 42 68
                                    

                                   Not:
Öncelikle selaaam. Bunu çok severek yazacağım. Detroit: Become Human adlı oyunun shiplerinden biri. Eğer hoşunuza gitmiyorsa lütfen nefret yaymayın. İyi okumalar  <3
____________________________________ "Biri beni öldürmeye çalışsa ne yapardın?"

Kelimeler Gavin'in kafasında yankılanıyordu. Onun için cevap çok basitti.

Seni kurtarmak için her şeyi.

Gavin elbette korkmamıştı. Neden korkacaktı? Ölümden mi? Şimdi farklı bir durumun içinde olsaydı gülerdi. Gavin Reed ve ölümden korkmak. Zamanında o kadar uğraşmıştı ki ölmek için... ama şu an durum değişmişti. Şu an ölmemek için her şeyi yapardı.
3 ay önce
Gavin Reed; başına buyruk, başarı için her şeyi yapan, herkesin nefretini kazanan, inatçı ve beyinsiz bir dedektifti. En azından herkes öyle söylerdi. Elbette bu doğru değildi. Kimse onu tanımak için çabalamamıştı. Eğer onunla uzlaşmaya çalışsalardı onun ne kadar iyi kalpli, yalnız, üzgün, melankolik ve sevgiye muhtaç biri olduğunu anlarlardı. Evet, iyi bir dedektifti. Ama gerçekten çok yalnızdı.

Gavin'e sorsanız halinden memnun olduğunu söylerdi. Yalancı. Ona göre ucuz viski şişeleri, o ucuz insanlardan daha kaliteliydi.

Gavin işini seviyordu. Hem de çok. Hayatta tek tutunabildiği şey işiydi. Son aylarda patlak veren android davaları çok hoşuna gidiyordu. Android yakalamak ve öldürmek. Nedenini anlamasa da androidlerden öylesine nefret ediyordu ki bazen kendisinden daha az nefret ettiğini düşünüyordu.

Gözlerini kırpıştırarak açtı. Telefonunun ekranına dokunarak saate baktı. 06:49 Hemen yataktan kalktı, banyoya yürüdü ve aynada kendine baktı. Ayna kırıktı. "Ne zaman oldu bu..." dedi kendi kendine. Dün gece. Yine sarhoştu. Hemen hazırlandı ve karakola gitti.

Sakin bir gün. Masasına oturdu, ayaklarını masanın üstüne koydu. Klasik Gavin hareketi, diye düşündü kendi kendine. Gülümsemesini saklayamadı. Neden gülümsemişti? Bugün ters gidecekti herhalde.

Teğmen Anderson'ı görünce dayanamadı ve arasından bağırdı "Bugün erken geldin, ihtiyar. Dün gece bara gidip bayılana kadar sarhoş olmadın herhalde" Gavin sırıttı ve kollarını kavuşturdu.
Hank Gavin'e bakmayı aklından bile geçirmedi "Uza, Gavin. Senin salaklıklarına uğraşamam." Gavin gözlerini devirdi ve yüzünü masasına çevirdi. O sırada üstünde bir gölge hissetti. Yavaşça arkasını döndü ve gördüğü manzara karşısında midesi bulandı.

"Dedektif Reed, benim adım Nines. Cyberlife tarafından gönderilen bir androidim. Rk800, yani Connor olarak bildiğiniz androidin bir üst modeli Rk900'üm. Android davalarında partneriniz olacağım."

Bu bir şaka olmalı. Belki hala sarhoştu. Ya da şizofrendi. Hayır... lanet olsun. Bu gerçekti. "Ne? Hayır hayır hayır" Gavin ayağa kalktı ve güldü. "Hayatta olmaz. Git buradan. Bir partnere ihtiyacım yok. Özellikle de sana ihtiyacım yok." Gavin androidi itti ve dışarıya doğru yürüdü ama bir elin onu bileğinden tutup zorla çektiğini hissetti. Nines Gavin'i kendine doğru çevirdi ve bileğini sıktı. "Size isteyip istemediğinizi sormadım. Hoşunuza gitse de gitmese de benimle çalışmak zorundasınız. Bu yüzden sınırlarımı zorlamamanızı öneririm."

Yüzü... çok korkunçtu. Duygudan tek bir eser yoktu. Grimsi mavi gözler, dümdüz dudaklar ve çatık kaşlar. Gavin bu yüzden androidleri sevmiyordu.

Duygusuz plastikler...

Gavin kafasını iki yana salladı ve kahkaha attı "Ne yapacağımı bir tost makinesine soracağımı düşünüyorsan yanılıyorsun. Siktir git!" 

Nines'ın yüzünde şimdi sinir vardı. Kaşları daha çok çatıldı ve dişlerini sıktığı çok belliydi. Gavin'in bileğini daha sıkı kavradı ve onu yere düşürdü. "Senin gibi geveze, aptal ve başına buyruk insanlarla başa çıkabilmek için üretildim. Son bir kez uyarıyorum." Nines ayağını Gavin'in sırtına bastırdı. "Benimle konuşmana dikkat et, dedektif." Gavin acı içinde bir ses çıkardı ve hareket etmeye çalıştı "B-bırak beni..." Nines Gavin'in bileğini bıraktı ve oradan uzaklaştı.

Gavin yavaşça ayağa kalkı. Acı çekiyordu. Hem de çok. Etrafına bakınınca herkesin ona güldüğünü farketti. "N-neye gülüyorsunuz be?! Ayı mı oynuyor?!"

Ve her şey o gün başlamıştı.

Desperate For LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin