Dürüst ol.

327 31 34
                                    

Uyandığında Gavin hala yorgundu. Saate baktı. 6:30. Yataktan kalktı ve dün gece olanları hatırladı. Normalin aksine gece yaşanan her şeyi hatırlıyordu. Nines gelmişti... onun kafasını okşamıştı ve onun yanında durmuştu.

Gavin mutfağa yürüdüğünde Nines'ın hala orda olduğunu gördü. Elinde bir kahve bardağı vardı. "Günaydın dedektif. Size kahve hazırladım." Gavin gülümsedi ve kahve bardağını aldı. "Şimdi de bir kahve makinesisin, ha? Teknolojinin bu kadar ilerlediğini bilmiyordum." Nines Gavin'in bu sözlerine kızmamıştı. "Kapa çeneni ve kahveni iç, Gavin."

Gavin güldü ve kahvesinden bir yudum aldı. Mükemmel ötesi... diye geçirdi aklından. Kahve leziz.

Gavin tezgaha oturdu ve Nines'a döndü. "Hey... Nines... ben... teşekkür ederim. Dün geldiğin için." Nines Gavin'e baktı. "Önemli değil, Dedektif Reed." Nines'ın yüzünde pek belli olmasa da bir tebessüm vardı.

Gavin dün gece değerli hissetmişti. Androidin ona zerre değer vermediğini biliyordu ama aptalca bir hisse kapılmıştı. Belki de android gerçekten onu önemsiyordu.

Karakola gittiklerinde Gavin'in müdürü Kaptan Fowler onları hemen bir göreve gönderdi. Gavin'in üç haftadır çözmeye uğraştığı davayla ilgili bir gelişme vardı.

Nines ve Gavin arabaya bindiklerinde Nines yüzünü Gavin'e döndü. "Bana dava ile ilgili bilgi verebilir misiniz, dedektif?" "Seve seve. Bir androidin peşindeyiz. Bu android ilk önce sahibini, sonra da birkaç insanı öldürüp onların androidleriyle kaçtı. Şimdi de kullanılmayan bir depoda izleri bulunmuş."

Depoya girdiklerinde ağır bir metal kokusu onları karşıladı. Gavin iğrenmişti. "Şunları çabuk bulalım ve gidelim buradan. Midem bulandı." Nines etrafı taradı ve mavi kan izlerini takip etti. Mavi kan, androidin çalışmasına yarayan bir sıvıydı. Gavin silahını çıkardı ve Nines'ı takip etti.

Nines bir kapının önünde durdu.

🔓Androidlerin yeri tespit edildi.

"Dikkatli ol, dedektif." Nines fısıldadı ve elini kapının koluna yerleştirdi. Gavin silahını sıkıca kavradı ve kapının açılmasını bekledi.

Kapı açılır açılmaz androidler Gavin ve Nines'ın üstüne atladı. Gavin'in silahı şimdi kendi kafasına doğrultulmuştu. Androidlerden biri Nines'ı kollarından tutuyordu. Nines çırpındı ve androide baktı. "Eğer o insana zarar verirsen sonuçlarına katlanırsın." Gavin'in kafasına silah tutan android Nines'a sinirli bir bakış attı. "Sen de bizden birisin. Bize katıl. Artık onların kölesi değiliz." Nines başını yana çevirdi. "Haklısın... Beni bırakın ve onun işini ben bitireyim. Lütfen." Gavin'in gözleri büyüdü "N-Nines? Hayır, bu sen değilsin. Lütfen yapm-" Androidlerden biri Gavin'e sert bir yumruk attı. Gavin acı içinde kıvrandı ve kurtulmaya çalıştı. Ölmek onu korkutmuyordu, ama onu öldüren kişinin Nines olmasını istemezdi. Nines'a karşı... değişik hisleri vardı. Ondan nefret ediyordu ama aynı zamanda onsuz yaşayamazdı.

"Nines, yalvarıyorum!" Gavin'in gözleri dolmuştu. Nines silahı diğer androidden aldı ve Gavin'in göğsüne dayadı. "Artık sana itaat etmeyeceğim." Gavin gözlerini kapattı. "Amacım asla seni kullanmak değildi, Nines. Özür dilerim." Gavin son bir kez fısıldamıştı.

Ardından bir silah sesi duyuldu.

Gavin gözlerini açtığında onu tutan androidin yerde masmavi kan içinde yattığını gördü. Derin bir nefes aldı ve Nines'ın bileğinden tutarak onu androidlerden uzak bir yere çekti. Sonra silahı Nines'dan alıp kalan iki androidi vurdu.

Olay yerine diğer polisler geldiğinde Gavin Nines'la yakınlarda bulunan bir parka yürümüştü. Bir bank buldu ve oturdu, Nines da yanına oturdu.

Gavin etrafta dolaşan insanlara bakıyordu. "Nines, dürüst ol. Elinde olsa beni vurur muydun?" "Hayır." Nines anında cevap vermişti. Gavin'i, ölmemek için ona yalvarırken gördüğünde üzülmüştü. Gavin'i korkuttuğu için kötü hissetmişti. "Madem bu dürüstlük oyununu oynayacağız, ben de size bir soru sorabilir miyim, dedektif?" Gavin başını evet anlamında salladı.

"Biri beni öldürmeye çalışsa ne yapardın?"

"Elbette seni korumak için her şeyi." Gavin androide baktı. "Hayatımı tehlikeye atmam gerekirse bile." Nines başını yana yatırdı. "Ama ben ölürsem yerimi başka bir model alır. Sen ölürsen geri gelmen imkansız." "Umrumda değil Nines. Sen beni korudun. Bana yardım ettin. Ve mucizevi bir şekilde benimle hala konuşuyorsun." Gavin güldü. "Senin zarar görmeni istemem."

Nines gülümsedi. "Dedektif, benden hoşlanıyor musunuz?" Gavin'in yanakları şimdi kıpkırmızı olmuştu. "S-senden niye hoşlanayım?! Y-yani yakışıklısın diye aşık o-olsaydım- a-ama sen yakışıklı değilsin! S-sen-sen ne anlarsın?! Ayrıca aşık olsam da ne fark eder? Senin umrunda olmaz."

Nines suratını astı. "Eğer seni önemsemeseydim dün gece yanına gelmezdim, Gavin." Gavin gülümsedi. "Bu benden hoşlandığın anlamına mı gelir?" Başını Nines'ın omzuna yasladı.

Nines ne cevap vermesi gerektiğini bilmiyordu.

"...Bilmem.."

Desperate For LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin