Haftalar geçmişti. Gavin ve Nines iyi geçiniyordu. Birbirlerini tamamlıyorlar denebilirdi. Gavin evinden çıkıp karakola geldiğinde Nines onu hep masasının yanında bekliyor olurdu. Belli olmasa da bu Gavin'in hoşuna gidiyordu.
Yine bir sabah, Nines Gavin'in işe gelmesini bekliyordu. Ama saatin 10 olmasına rağmen Gavin gelmemişti. Gavin hiç geç kalmazdı... Bir sorun olmalıydı. Nines gittikçe endişeleniyordu ama beklemekten başka çaresi yoktu.
Saat 12'ye doğru gelirken Gavin içeri girdi. Elbette karşısında onu azarlamak için Kaptan Fowler vardı. "Neden geç kaldın, Reed?! Senin keyfini bekleyecek zamanımız yok! Androidler gittikçe saldırganlaşıyor ve senin yaptığına bak! Eğer böyle devam edersen seni kovmak-" Gavin onu kenara itip geçti.
Nines ona doğru döndü. "Neredeydiniz, dedektif? Sizi merak ettim. Bugün önemli bir davanın üzerinde olduğumuzu biliyorsunuz-" "Kapa o lanet çeneni!" Gavin bağırdı. Bütün karakol sessizliğe gömüldü.
Gavin arkasını dönüp dışarıya koştu. Nines onu takip etti "Dedektif Reed!" Gavin sigara paketini çıkardı ve bir tane sigara yaktı. Sigara dumanını içine çekerken boğulacakmış gibi bir hisse kapıldı. Nines onun yanına gidince sorunun ne olduğunu anlamıştı. Gavin'in yüzü kan ve morluklarla kaplıydı. "Dedektif, ben görmemiştim-" "Kes sesini! Biliyordum! Sen de yalancısın. Sen- Sen sadece görevini yerine getirmek için benimle iyi geçinmeye çalışıyorsun. Beni zayıf yönümden vuruyorsun. Yalnız olduğumu gayet iyi biliyorsun ve yanındaymış gibi davranarak beni yatıştırmakta çalışıyorsun!" Gavin ona baktığında gözleri yaşlardan dolayı bulanıklaşmıştı.
Nines asla ama ASLA böyle bir şey yapmayı düşünmemişti. O gerçekten Gavin'i seviyordu. Gerçekten. Başını iki yana salladı "Hayır, asla öyle bir amacım-" "Git! Siktir git! Artık seni istemiyorum, tamam mı?! Kendine başka bir dedektif bul ve lanet olası görevini onunla bitir!" Gavin androide arkasını döndü ve sigara dumanını içine çekti.
Nines pes etmeyecekti. Gavin'e onu sevdiğini kanıtlamalıydı. Onu kolundan tutup kendine çekti. "Beni dinle, Gavin. Lütfen. Seni kullanmıyorum. Görev sikimde değil. Ben seni seviyorum. Duydun mu? Seviyorum. Seni önemsiyorum ve sana değer veriyorum. Senden hoşlanıyorum. Umarım yeterince açık konuşmuşumdur."
Gavin başını yavaşça iki yana salladı. Kimse asla ondan hoşlanmazdı. O dayanılmaz şerefsizin tekiydi. Nines onu seviyor olamazdı. "S-sen... şimdi... beni seviyorsun, öyle mi?" Sesi hafiften titriyordu. Nines başını evet anlamında salladı. "Evet, Gavin. Seni seviyorum."
Gavin elindeki sigarayı yere attı ve Nines'ı öptü. Nines Gavin'in elini tuttu ve öpücüğe karşılık verdikten sonra dudaklarını uzaklaştırdı. İkisi de gülümsüyordu.
Gavin kollarını Nines'ın etrafına sardı ve ona sıkıca sarıldı. Nines onu kollarının arasında tuttu. "Ö-özür dilerim, Nines. Yaptığım bütün aptallıklar için özür dilerim."
"Affedildin." Nines gülümsedi ve Gavin'i alnından öptü.
Ve asıl lanet başlamıştı. Aşk.
"Şimdi bana ne olduğunu anlat." Nines Gavin'in gözünün altındaki morluğu öptü. Gavin omuz silkti. "Birkaç salak bana sataştı. Ben de onları feci dövdüm." "Ama sen de feci dövülmüşsün." Nines güldü ve Gavin'in burnundaki kanı sildi. "Eve gidelim. Dinlenmeye ihtiyacın var." Gavin gülümsedi ve kafasını salladı.
Eve giderlerken el ele tutuşuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desperate For Love
RomanceGavin Reed, yalnız bir dedektif. Tek yaşayan, her gece içen biri. Peki hayatı hep böyle mi devam edecek?