9.bölüm

9.5K 430 39
                                    

Hafsa arkası dönük bir vaziyette bekliyordu.
Gözleri ağlamaya yüz tutmuş konuşsa ağlayacak durumdaydı.
İçini kemiriyordu bu acı elinden bir şey gelmiyordu,

(Ciwan arkası dönük olan Hafsa'ya bakmıştı yüzü görünmüyordu, zaten oda merak etmiyordu yüzünü bir evlilik değildi onun için sadece mecburiyetdi
Annesi için kabul etmek zorunda kalmıştı ve bu topraklarda kalmaya niyeti yoktu.

"Rahatsız olma burası senin odan,
Birazdan Amerika'ya gidiyorum böyle olsun istemezdim lakin biliyorsun, İkimizde bu evliliği istemedik, Töreye Mahkum edilen iki kurbandan fazlası değiliz.
Ve benim sevmediğim, gönül rızam olmadan evlendiğim bir kadınla aynı odayı paylaşmaya niyetim yok."

Fazla konuşma gereği duymamıştı.
Onun için hiç bir anlamı yoktu, bu evliliğin.
İş için gelmişti fazla bir eşyası yoktu.
Toparlayıp valizini dolaba yerleştirmişti herkes uyuyordu gitmek için kapıya yöneldi.
Gitmeden önce arkasına dönüp baktı.
Hafsa hiç hareketsiz öylece oturuyordu.
Tek kelime bile etmemişti. Tanımadığı bu adama ne söyleyebilirdi ki?
Hafsa'nın bu sessizliği Ciwan'ı üzmüştü aynı duyguları yaşıyorlardı.
Kapıyı yavaşça kapatıp odadan ayrıldı.

Hafsa'nın hisleri.

Yüzümü görme gereği bile duymadan çıkıp gitmişti.
Bir yanım derin bir oh çeksede, diğer yanım bundan sonra olacaklardan korkmam gerektiğini söylüyordu.
Kapıyı kilitkeyip üzerimi değiştirtim.
Gelinliği çıkartıp dolaptan siyah boydan bir elbise çıkarttım.
Saçlarımı toparlayıp. Yatağa oturdum.
Az sonra kapım tıklandı.

" Kimsiniz? "
"Aç kapıyı Hafsa, Esma ben"
Gelen Esma hanımdı olacaklardan Hafsa'yı korumak için kimse uyanmadan soluğu Hafsa'nın odasında almıştı.

"Hayırdır bu telaşın neden? "
"Ciwan gitti dimi"
"Ciwan mı? "

Baran'la evlendiğini zanneden Hafsa Ciwan'ın adını duyunca şaşırmıştı.
"Bir saniye Ciwan zaten evli değil miydi? "

"Evet sen bunu bilmiyor muydun? "
"Ya siz bunu nasıl yaparsınız ben sanmıştım ki diğeriyle evlendim"
"Baran'la mı sandın Cemşit söyledi sanıyordum."
"Ciwan'ın olduğunu bilseydim canıma kıyardım yine evlenmezdim."

Hafsa yatağın üzerine bıraktığı gelinliği alıp ağlamaya başladı.
Sinir krizi geçiriyordu.

"Benim tertemiz hayallerim kirlendi gelinlik giyme hayalim bu değildi kahretsin Allah kahretsin.
Ömrümü bir adamın ikinci karısı olarak geçireceğim Allah'ım deli olacağım bana sabır ver."

Elinde ki gelinliği yırtıyordu sinirleri çok bozulmuştu.

"Hafsa kızım lütfen sakin ol."
"Nasıl sakin olurum bırakın beni yalnız bırakın yaşamak istemiyorum ölmek istiyorum kahretsin."

Esma hanım sinir krizi geçirdiğini anlamış ve susmuştu.
Kolundan tutarak ayağa kaldırdı.
Sehpada duran sürahiden bir bardak su doldurup içirdi.

"Neden ben neden hayatını annesiz kimsesiz geçiren ben neye kime zarar verdim bunları yaşıyorum."

Ağlamaya dövünmeye başlayınca Esma hanım Hafsa kendisine gelsin diye tokat atmıştı.

"Sakin ol güzel kızım sessiz ol konağı toplama başımıza."

Sarılmıştı başını göğsüne bastırıp sakinleşmesini bekledi.
Yaklaşık on dakika öylece kaldılar Hafsa'nın nefes alış verişleri sakinlemiş normale dönmüştü.
Kafasını geri çekmişti.

"Peki ne olacak bundan sonra? " Diye bilmişti çıkan kısık sesiyle.

("Önce sakin ol her şey yoluna girecek inan bana elimden geleni yapacağım)
Çarşaf istemeye gelecekler adettir burada.
Oğlumun çıkıp gideceğini tahmin ediyordum bu sebepten kimse uyanmadan çarşafı kan yapıp ayrılacağım odadan."

Yaralı SerçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin