Arkadaşlar kaç gündür yazamadığım için seri ilerliyorum. Bu emeğim karşılığında sizde puan verip yorum yapın lütfen!!!
Çok uykum vardı. Saatin 10'u geçmesine rağmen uyumak istiyordum. Gözümü nefis bir kokuyla açtım. Yelizin bugün burada kaldığını hatırlayınca hemen arkama döndüm ve yatağın sol tarafını yokladım. Yeliz yerinde yoktu.
Alt kata inip kokunun geldiği yöne doğru yürümeye devam ettim. En sonunda Simge'nin omlet yaptığını ve Yelizin de ona yardım ettiğini gördüm. Kahvaltı masasının herhangi bir sandalyesine oturduktan sonra "Günaydın" dedim esneyerek. Yeliz"Hala daha uykun mu var uykucu?"dedi dalga geçercesine. Başımla onaylayıp ona aldırmadan konuşmaya devam ettim.
-Bugün günlerden ne?
-Pazartesi.
-Tamamen unutmuşum. Buna göre partide yarın oluyor.
-Evet.
Simge
-Yarın parti mi var? Benim niye haberim yok?
Dedikten sonra Yeliz olayı anlattı. Sonra bende Yelize benim olayı anlattım. Simge o kadar çok etkilenmemişti doğrusu. Onun aklında olan şeyi çok iyi biliyordum. EMRE. Aslında kahvaltının hazırlanması için onlara yardım edebilirdim ama uykum olduğu için etmiyordum. Sonunda omletli tabaklar ve meyve sulu bardaklar masaya konulduktan sonra Yeliz karşıma Simge'de çaprazıma oturdu.
Öylesine konuşurken bir taraftanda tabağımızı bitirmeye çalışıyorduk. Son lokmayıda aldıktan sonra onların bitirmesini beklemeden odama gittim. Güzel bir duş alıp kahverengi bir pantolon ve beyaz bir tişört giydim.
Telefonumu nereye koyduğum birden aklıma gelmeyince hemen odamı taradım. Yatağımın aldında olduğunu görünce hemen onu alıp odamın köşesindeki koltuğuma oturdum. Telefonumu açtığımda gözlerim mesajın gelmesiyle büyüdü. Şöyle yazıyordu:
-Hazırlan seni 15 dk sonra almaya geleceğim.
Bunun Çınar olduğunu anlayınca sevinç çığlıkları attım ve hemen Çınarın numarasını kaydettim. Telefonumu alıp aynadan kendime baktım. Hemen saçımı tarayıp dağınık topuz yaptım. Alt kata indiğimde Yelizle Simge'nin konuştuğunu duydum ve"Kızlar benim acilen çıkmam lazım. Sonra anlatırım olayı" deyip konuşmalarını bozmadan çantamıda alıp kapıyı kapattım.
Hızlıca binayı terk ettikten sonra evimizin önünde beklemeye başladım. Çok geçmeden beyaz bir araba yaklaştıktan sonra kapıyı açtım ve sağ ön koltuğa oturdum yine. Çınar ben binip kapıyı kapattıktan sonra arabayı çalıştırdı. Ben"Nereye gidiyoruz?" dedikten sonra "Biraz gezeceğiz" dedi ve beni merakta bıraktı. 30 dk kadar hiç konuşmadan pencereden dışarıya baktım.
Araba yavaşca park edildiğinde deniz kenarının hemen karşısındaki bir kafeye geldik. Sonra inip kapımı açtığında bende gülümseyerek arabadan indim ve o kafeye doğru yürüdük. Kafenin deniz manzaralı bir masasına geçip oturduk. Ben onun yüzüne bakarken o deniz manzarasına bakıyordu. Konuşmaya başladım:
-Neden buraya geldik.
-Dinlenmek için geldik. Farkındaysan son 6 gün bir daha böyle dinlenemeyeceğiz.
Garson yanımıza doğru geldiğinde Çınar konuşmasını bitirmişti.
-Ne içerdiniz.
-İkimizede birer meyve suyu.
-Neli olsun?
-Benimki portakallı olsun.
-Benimkide ondan olsun lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Manzarası♊
RomansaBu hikayede Damla diye bir kızın Çınar'a aşık olması ve onunda Damla'ya aşık olması anlatılıyor. Bir sürü olay yaşasalarda aşık olduklarını itiraf etmiyorlar taki o güzel deniz manzarasına kadar... :)