21| Aşk İtirafı Yaptırmak

2.4K 168 114
                                    

Takip edilme olayından sonra ertesi gün erken saatlerde başka bir bölgeye gitmek için erken saatte yola çıktık. Dün gece Abel ve Jeon'un derin konuşmalar yaptığını duymuştum. Abel takip edilme işinin nasıl olduğunu bildiğini düşündüğü hakkında bir şeyler söylemişti ve fikirlerini Jungkook'a anlatmştı. Fikirleri Jungkook'a mantıklı gelmiş olsa gerek ki şuan arabada yan yana başka bir eve doğru gidiyorduk.

Dün Abel'a söylediğim fakat hâlâ Jungkook'un haberinin olmadığı önemli konu aklıma geldiğinde konuşmak için cümlelerimi toparladım.


-JEON JUNGKOOK-


"Sanders'la Ward'ı öldürmek istiyorum," dedi kararlılıkla, "ve ondan sonra..." durdu, ama sert bakan gözlerini gözlerimden hiç ayırmadı. Kısa bir süre yola bakmak için gözlerimi çevirdim. "Sana söylemem gerek. Abel'a da anlattım. Sanders'la Ward öldükten sonra, son olmalarını istemiyorum." Onları kendi eliyle öldürmek istediğini söylediği anda
bunun uzun bir cinayetler serisinin başlangıcı olduğunu hissetmiştim. İntikama duyduğu açlığı ve kana susamışlığı gözlerinde görebiliyordum.

Yoongi ile ben farklı nedenlerden dolayı cinayet işliyorduk. Çok farklı sebeplerden ötürü bu hayata sürüklenmiştik ama sonuçta ikimiz de tetikçiydik ve bu hiçbir zaman değişmeyecekti. Artık geri dönüşü yoktu, birden fazla kişiyi öldüren insanların çoğunun geri dönüşü olmazdı.
Tekrar yola döndüm. "Onları öldürdükten sonra devam etmek istemem, senin için sıkıntı olur mu?" diye sordu. Gerçeği
açıkladığı için rahatlamıştı.Yumuşak bir sesle,

"Hayır." dedim "Sıkıntı olmaz."

*

Öğleden sonra eve vardık. Yoongi'nin yol boyunca uyuyacağını düşünüyordum ama hiç uyumamıştı. Yirmi dört saatten daha uzun bir süredir uyumamıştı ama gözünde yorgunluk ve uykusuzluktan eser yoktu. Bu adrenalinden kaynaklanıyordu. Ben şahsen bu hormonun etkilerine çok alışkındım. Fakat şimdi, bunca saat araba kullandıktan sonra o kadar bitkin düşmüştüm ki en kısa zamanda uyumazsam ölecekmiş gibi hissediyordum. Daha önce bilgisayardan kontrol etmiş olsam da eve vardığımız zaman her yeri tekrar kolaçan ettim.

Tam yatağa girmek için yatak odasının kapısından girdiğimde yatağın köşesinde oturan Yoongi bir şeyler söylemek için beni bekliyordu. Yüz ifadesini gördüğüm an içime kötü bir his yayıldı. Sonunda yüzüme baktı. Uzun, dağınık saçları gözlerine dökülüp göz kırpmasına neden oluyordu. Kıyafetlerini değiştirip üzerine hafif kumaştan yapılmış beyaz bir tişört geçirmişti. Onu beyazlar içinde
görmeyi seviyordum. Gözüme bir melek gibi görünüyordu. Cebinde ölüm taşıyan bir melek...

"Bir karar verdim." dedi yumuşak, neredeyse özür dileyen bir sesle. İçim sıkışmaya başladı. "Anlayacağını umuyorum."

"Anlat, nasıl bir karar?"

"Sanders'la Ward öldükten sonra... ayrılacağım." Yüzüme daha rahat bakabilmek için vücudunu da döndürdü. Kalbimin teklediğini hissettim.

"A-anlamadım?" Yoongi başını yana eğip, bana doğru bir adım attı. Onu kollarıma alıp öpmek istedim, ama yapamadım.
Neden yapamıyorum?

"Bu şekilde yaşayamayacağımı anladım. En azından seninle ve Abel'la. İkiniz
de profesyonelsiniz ve ben herhangi birinize, ikinize bile değil, bir gün ayak uydurabileceğim diye kendimi kandıramam."Karşı çıkmaya yelteneceğimi düşünüp elini kaldırdı ama henüz konuşmaya niyetim yoktu. Kendisine katılmadığımı yüzümden anlamasını istiyordum. "Bak, bunu ilgi çekmek için filan söylemiyorum. Bunu sana haksız olduğumu söylemen için de dile getirmiyorum. Seninle kalmak istediğim kadar, böyle yaşayamayacağımı da biliyorum. Kendim ölmesem bile senin ölmene neden olacağım. Bunu kaldıramam." Daha fazla konuşabilmeyi dileyerek,

JEON ° YOONKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin