1 | Çocuk Bakıcısı

16.1K 552 385
                                    

-Jeon Jungkook-

Telefonumun çalmasıyla kan ter içinde tek bacağımla iki dizine bastırdığım bedenin üzerinden indim. Eldivenimin tekini çıkarıp telefonu cevapladım.

"Efendim James?"

"Konuştu mu?" Elimdeki penseyi bırakıp sandalyede tamamen bağlı yarı baygın adama döndüm.

"Konuşmak üzere."

"Sana vereceğim yeni bir işim var halleder halletmez görüşelim."

"Tabii. Birazdan biter sana haber veririm."

"Güzel." Telefonu kapattım ve sandalyedeki adamla ilgilenmeye devam ettim.

"Bak Curtis açık konuşacağım bu haftam çok yoğun geçiyor. Sınırlarımı zorluyorsun ama benim sabrıma senin ömrün yetmez, konuş." Ne kadar James'e az kaldı desem de her şeyin daha başındaydım. Acele etmem gerekiyordu.

"Öldür-" Ağızında üç dişin doldurması gereken boşluklardan akan kan boğazına doluyordu. Kafasını kımıldatamadığı için tükürünce bütün kan çenesinden aşşağı boşaldı. "Sana hiçbir şey anlatmam." Gözlerimi kapattım ve bir nefes verip kafamı hafifce sağ tarafıma yatırıp düzelttim. Telefon yüzünden çıkardığım beyaz eldiveni tekrar taktım ve bıraktığım yerden penseyi aldım.

Kımıldatamadığı vücudunu hareket ettirmeye -kaçmaya- çalışarak savurdu. Penseyi ağızına dördüncü kez soktum ve çığlıkları eşliğinde dişini en acı verici şekilde yavaş yavaş sökmeye başladım.

*

James'in önüne zarfı bıraktım ve sol bacağımı sağ bacağımın üstüne atarak oturdum.

"Sana konuşacak demiştim."

"Her zaman konuşturursun."

"Bu hafta neden bu kadar çok iş aldım James?"

"Çünkü en güvendiğim adamsın." Elindeki ona verdiğim, içinde Curtis'in itiraflarının yazılı olduğu zarfı okuyordu.

"Bir terslik varmış gibi hissediyorum."

"Senden bir şey saklamam Jeon bilmen gereken her şeyi biliyorsun." Peki.

"İşler nasıl gidiyor?" Çenesini oğuşturdu.

"Oldukça aktif."

"Yalan söylemiyordu." Curtis'in söylediklerinden bahsediyordum.

"Evet söylememiş anlayabiliyorum."

"Beş günde üç iş yaptığımın farkında mısın? Artık farklı görevlere çıkmam gerek."

"Şuan sadece sorguda kalman daha iyi. Bu konuda çok iyisin." Sinirlenmeye başlıyordum.

"Bana sıradakini söyle." Anlımı oğuşturdum ve onu bekledim. Küçük çekmeceyi açıp büyük bir zarf çıkardı ve nazikce verdi. Zarfı açtım. "Ciddi misin sen? Bu en fazla ne? Üniversite öğrencisi mi? Ne yapmış profesörünü mü aşşağılamış?"

"Hedef o değil Jeon." Kağıtları okurken aynı zamanda James'i dinledim. "Aslında hedef o ama bizim hedefimiz onu korumak."

"Kime işkence edip konuşturacağı6m peki? Bu bilgiler çok eksik James."

"Çocuk şuanda Bryton tarafından bir güvenli eve yerleştiriliyor Jeon. Yapman gerekense çocuğu korumak." Afalladım. Ben mi koruyacaktım?

"Yeni görevim çocuk bakıcılığı mı? James ne yapmaya çalışıyorsun? Bryton onu güvenli eve yerleştirebiliyorsa bakıcılığını da yapabilir Bryton da ekibin bir parçası o bunu yapabilir-" Telefonumun sesiyle bölündüm. Ceketimin iç cebinden telefonumu çıkardım ve Marla'ya cevap verdim.

JEON ° YOONKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin