Heyyyoooo :)
İlk bölüm :)
İnşallah beğenirsiniz.
Keyifli okumalar.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum:)
Okumaya başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz.●●●●●●
Bundan yıllar yıllar önce Gris gezegeninde, Alisha ve Daniel adında iki genç yaşardı.
Alisha ve Daniel o zaman ki kral Fernando tarafından, bir köle tüccarından satın alınmış, zaman geçtikçe krallığın en iyi iki hizmetkarı olmuşlardı.
Daniel av işlerinde ün salmış yaman bir delikanlıydı. Ondan iyi kılıç tutan, hançer kullanabilen, ok atabilen yoktu. Hele birde ava çıkarken görecektiniz onu. Atın üzerinde öyle bir dururdu ki uzun siyah saçları rüzgar estikçe savrulur, onu gören saraydaki tüm kadınlar mest olmuş bir şekilde izlerdi. Onun ise gözü saraya yeni gelmiş ve yaşı daha çok genç olmasına rağmen kral ve kraliçenin memnuniyetini kazanmış, hizmetkârların sorumluluğunu üzerine almış Alisha da idi. Yem yeşil gözleri ilk bakış ta tutsak etmişti Daniel'i. Alisha krallığın dikiş nakış işleriyle ilgilenir, saraydaki temizlik işlerini kontrol eder, hizmetkârların işleri aksatmadığından emin olurdu. Kral Fernando bu iki gencin hırsını azmini o kadar çok beğenmişti ki gözü arkada kalmadan birine orduyu teslim etmiş, bir diğerine ise sarayın içindeki işleri.
Zaman ilerledikçe Alisha genç ve güzel bir kadın olmuş, saraydaki erkekler gözlerini ona dikmeye başlamıştı. Bu durum gözünden kaçmayan Daniel artık zamanının geldiğini düşünüp Alisha ile konuşma kararı aldı. Alisha' ya gidecek kanının kanına karışmasını isteyecekti. Gözünü üzerinden alamadığı kadının, ömrünün ömrüne düğümlenmesini isteyecekti.
Daniel Alisha ile konuştu, Alisha da farkındaydı üzerinde ki gözlerin. Daniel'e olan hislerini de göz önünde bulundurarak kabul etti.
Bizzat Kral Fernando tarafından yapılan törende, kanları birbirine karıştı. Bağlılık yeminleri edildi ve ömürleri birbirlerine düğümlendi.
Alisha ile Daniel in birbirine düğümlenmesi herkes tarafından memnuniyet ve mutlulukla izlendi, bir kişi hariç...
Kral Fernando'nun kızı, prenses Emily...
Emily Daniel saraya geldiği an gözünü koymuş, onu kendine düğümlemek istemişti. Fakat Daniel'in gözü Alisha dan başka kimseyi görmüyordu. Bu durum Emily'yi kızdırıyor, içindeki duygu gün geçtikçe hastalıklı bir hal alıyordu. Daniel bir kaç kere onu odasında kıyafetlerini koklarken yakalamış, böyle bir şey olmayacağını kibar ve nazik bir dille anlatmıştı.
Aradan bir kaç yıl geçti. Alisha ve Daniel saraydan taşınmaya karar verip, sarayın hemen karşısındaki ormanda kendileri için küçük bir kulübe inşa ettiler. Ufaktı ama huzurluydu. Zaman Alisha ve Daniel'in aşklarından almıyor, daha da çoğaltıyordu. Küçük kulübelerinden her sabah güle oynaya çıkıp el ele saraya gidiyor, işlerini hallediyor, akşam olunca tekrar el ele küçük huzurlu yuvalarına dönüyorlardı.
İki kişilik bu güzel yuva Nora'nın doğumuyla taçlandı. Ensesine dökülen sim siyah saçları, yem yeşil gözleriyle bir bakışta kendine hayran bırakan bir güzelliğe sahipti.
Nora'nın doğumu prenses Emily'nin dikkatini üzerlerine yöneltmiş ti.
Emily bu durumdan oldukça rahatsız olup daha fazla katlanamayacağını anladığında, bir şeyler yapması gerektiğini düşündü ve bir plan yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN NORA
Fantasy"Onları yok ettin" dedi küçük kız. "Ama ben seni yok etmeyeceğim. Burada, bu ormanda hiç bir zaman güneş açmayacak. Buraya yaz gelmeyecek. Çiçekler, böcekler olmayacak. Kuş cıvıltıları duyulmayacak. Sen ise, bu karanlık ormanda kimsenin ulaşamayaca...