Heyyyoooo :)
Yeni bölüm geldi.
İnşallah beğenirsiniz.
Keyifli okumalar.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum :)●●●●●●
Nereye gittiğini bilmeden yürüyordu küçük kız. Henüz ailesini kaybedeli bir saat bile olmamıştı. Bedeni küçüktü fakat öfkesi gezeni yerinden oynatacak kadar güçlüydü. Bu öfkeyle ne yapıcağını bilmiyor ve içten içe korkuyordu.
Olanların gerçekliğini kavrayamıyor, yaptığı şeyleri nasıl yaptığını hala bilmiyordu.
Kulübede ona her ne olduysa, o anlarda içinde çok büyük bir güç hissetmiş o gücü karşısındakilere karşı kullanmaktan hiç çekinmemişti.
Zarar vermek istemişti. Onu ailesinden ayıran insanlara acı çektirmek istemişti. Küçük bedeni intikam ateşiyle kavrulmuş, sanki ilahi bir güç kulağına ne yapması gerektiğini fısıldamıştı.Oradan uzaklaşmak istemiş daha sonra kendini ormanda bulmuştu.
Ne yapacaktı şimdi ?
Annesi ve babası yoktu artık. Yalnız kalmıştı. Ama daha yedi yaşındaydı. Tek başına nasıl hayatta kalacaktı ? Hem kraliyet muhafızları onu aramayacaklar mıydı ?
Yaptığı şeyleri tekrar yapabilirmiydi acaba ?
Düşündükleri ile durdu küçük kız, denemeliydi.
Şöyle bir etrafa bakındı. Ne yapacaktı ki nasıl deneyecekti ? Daha ne yaptığını bile bilmiyordu. Birden aklına kulübenin kapısını eliyle kapattığı geldi. Evet birşeyleri dokunmadan hareket ettirebiliyor olmalıydı.
Tam karşısında ki ağacı kestirdi gözüne, elini uzattı ve bir kaç saniye bekledi. Herşey hala aynıydı, hiç bir şey olmamıştı. Daha küçük bir şeyle denemeliyim diye düşündü. Tekrar göz gezdirdi etrafta. Yerdeki taş dikkatini çekti, yeterince küçüktü sanki.
Elini tekrar uzattı, bekledi. Yine bir şey olmamıştı. Gözlerini kapattı ve bir kaç saniye daha bekledi. Gözlerini açtığında taş hala aynı yerindeydi.
Seslice ofladı, yapamıyordu işte.
Annesi ve babasının intikamını alması için tanrı ona bir seferlik yardım etmişti herhalde.
Düşüncelerinden sıyrılıp nereye gittiğini bilmeyen adımlarını hızlandırdı. Saklanacak ve dinlenecek bir yer bulmalıydı. Yaşadıkları onu çok yormuştu. Acısı hala katlanılamaz derecede fazlaydı.
Ne yapması gerektiğine karar vermeden önce biraz dinlenmeliydi.
Yarım saat kadar yürüdükten sonra bir mağara kestirdi gözüne, içeri girdi. Güvenli olup olmadığını kontrol edip, kendine yatacak bir yer buldu. Yorgunluktan ağırlaşmış bedenini yavaşca yere bırakıp gözlerini kapattı ve kendini uykunun kollarına bıraktı.
●●●●●●●●●
" Hepsi rüyaydı, kötü bir kabus. "
" Biliyorum, birazdan annem beni uyandırmaya gelecek. "
" Rüya olsun tanrım, lütfen. "
Küçük kız mağaranın içerisinde titreyen vücuduna aldırmadan yaşadıklarının rüya olmasını diliyordu. Küçük evi hiçbir zaman bu denli soğuk olmazdı, evinde olmadığını içten içe hissetse de tanrılara yakarmaya devam etti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN NORA
Fantasia"Onları yok ettin" dedi küçük kız. "Ama ben seni yok etmeyeceğim. Burada, bu ormanda hiç bir zaman güneş açmayacak. Buraya yaz gelmeyecek. Çiçekler, böcekler olmayacak. Kuş cıvıltıları duyulmayacak. Sen ise, bu karanlık ormanda kimsenin ulaşamayaca...