6

136 12 4
                                    

"Gizli aldatmalar, sevdiği insanı 'üzerine basmadan' çiğnemektir."

Kaç kez aldatıldığını bilmiyordu Lisa. Aşkın küçüğüydü o. Sahi, kaç kez aldatılmıştı Jennie tarafından? Kaç kez umut vermişti Jennie ona?
Ayakları yürüyordu sadece. Ruhu Jennie ile beraberdi. Akşamdı.
Kulağında kulaklığı, en sevdiği şarkı, Jennie ile onun şarkısıydı bu.
"Aslında sana hiç sahip olmamışım Jennie."
Ellerini ovuşturdu ısıtmak için. Sigarasını içerken titriyordu soğuktan. Gözlerini gökyüzüne doğru yöneltti. "Yıldızlar bizimdi sevgilim, yıldızlar biziz."
Bir çocuğu tüm dünyaya küstürdün sen Jennie. Sevdiğini hissettirip başkasıyla evlenmek ne demek? Hayat devam ediyordu ama Lisa olduğu yerde kalmıştı. Ve akşam, ağlamak için iyi bir sebepti. Kızıyordu Lisa herkese, her şeye. Çok sevmişti onu ve karşılığı bu olmamalıydı. Gökyüzündeki bulutlar Jennie'yi andırıyordu ona. Tek bulutlar değil, ayda öyle. Aya bakakaldı Lisa. Tıpkı Jennie'ye bakakaldığı gibi. Anıları gözleri önünden geçmişti.

*Flashback*
Kitaplığından en sevdiği kitabı alıp koltuğa uzanmıştı Lisa. Çok geçmeden Jennie geldi yanına. Lisa'nın bacaklarını ayırıp arasına girdi. Sırtını yasladı Lisa'ya.
"Bana da oku."
Kitabı sesli bir şekilde, tane tane okumaya başlamıştı. Sevdiği kıza okuyordu, en sevdiği kitabını. Kitaptaki en sevdiği sözü daha baskılı şekilde Jennie'ye bakarak okudu Lisa.
"Az kişinin keşfettiği şarkıları, çok okunmamış kitapları ve seni, en çok seni."
Ona özel hissettirmek istiyordu ve başarıyordu. Bir yandan kitabı okurken diğer yandan Jennie'nin saçlarını okşuyordu. Kafası göğsüne düşmüştü Jennie'nin. Lisa kitabı kenara koyup üstlerine battaniye örttü. Bu gece sevdiğiyle uyumak güzel olacaktı.

Sıkıca kapattığı gözlerini açtı Lisa. Sigarasını parmaklarının arasına alıp önündeki denize fırlattı. Evinden izlediği uzak denizin tam dibindeydi şimdi. Onu buralara getirenler utansın.

Jennie'den;
Babamla konuşacağım için tedirgindim. O adamla evlenmemi istiyor fakat ben istemiyorum. Benim istediğim tek kişi Lisa. Derin bir nefes alıp babamın çalışma odasına girdim.
"Babacığım?"
"Efendim kızım?"
"Seninle bir şey konuşabilir miyim?"
"Tabii."
Uzatmadan konuya girişmiştim.
"Ben o adamla evlenmek istemiyorum baba. Sen beni tanıştırdın diye evet dedim. Benim sevdiğim biri var zaten baba. Onu üzemem."
"Kimmiş o kızım?"
Bu soruyu sormasından korkuyordum işte. Aslında sormasından değil, vereceği tepkiden korkuyordum.
"Baba bunu sana söylersem bana çok kızarsın."
"Söyle."
"Baba, ben Lisa'yı seviyorum."
"Lisa mı?"
"Evet, Lisa."
"Gerçekten mi?"
"Evet."
"Buna sevindim!"
"Gerçekten mi?"
"Tabii ki. Lisa benim en güvendiğim insan. Keşke duygularına karşılık vereceğini bilseydim."
"Aslında veriyor baba. Yani, veriyordu... duyguları değişti."
"Seni gerçekten sevdiyse duyguları asla değişmez."
"Ama onu çok üzdüm. İki kere reddettim çünkü korktum."
"Neyden korktun?"
"Sana söylemekten ve onu hayal kırıklığına uğratmaktan. Mutluluğumu kendi ellerimle mahvediyorum baba."
"Onunla konuşabilirsin bu konuyu Jen."
"Konuşmalı mıyım sence?"
"Kesinlikle."
"Sevgilisi var baba. Taehyung  ile sözleştiler bile."
"Lisa her şeyi bana sorar. Ben izin vermezsem böyle bir şey gerçekleşmez. Madem seni seviyor, izin vermememe sevinir herhalde."

Jennie babasına sıkıca sarıldıktan sonra rahatça nefes aldı. Boğazındaki yumru gitmişti artık. Zorlanmıyordu yutkunurken. Asıl iş Lisa ile konuşmaktı. Lisa'yı aradığında telefonu meşgul olarak çaldı. Lisa'nın odasına gidip onu beklemeye başladı. Birkaç saat boyunca bekledi ama o gelmedi. Aşağı inip kapıda beklemeye başladı. Temiz hava iyi gelirdi hem. Gökyüzünün güzelliğini izlemeye başladı. Arabanın tekerleri yerdeki taşlar yüzünden ufaktan ses çıkardığında gözlerini yola dikti. Lisa'ydı bu. Onun gelmesini bekledi. Lisa onun yanından geçecekken elini tuttu.
"Seninle konuşmalıyım."
"Ne için?"
"Sen ve benim için."
"Dinliyorum o halde."
"Evlenmiyorum Lisa. Babamla konuştum."
"Ne?"
"Ben seni seviyorum. Uzun süredir bu böyle fakat daha yeni fark ettim. Kendimi salak gibi hissediyorum. Seni bu kadar üzdüğüme inanamıyorum."

Bir kısmı küs kalmaları saklıyordu Lisa'nın, diğer yarısı barışmaları.  Jennie'nin gözleri dolduğunda Lisa onun belinden tutup kendine çekti. Kendi kafasını onun omzuna koydu ve omzunu öptü.
"Asıl ben özür dilerim. Ağlamana gerek yok. En ufak şey de kaçmamam gerekirdi."

Kafasını omzundan kaldırdı sevdiğinin, yanaklarını sildi usulca.
"Şimdi eve gidip uyuyalım tamam mı?"
Jennie kafasını olumlu anlamda salladığında, Lisa elini tutmuştu. Bu gece rahat uyuyacaktı anlaşılan. Sevdiğiyle beraber.

Each other's homeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin