Çok güzel Seon Hwa. Adama gelmeyeceğim diye bir ton naz yap ve sonra da o çağırmadan da geldiğini söyle.Adam diye kastettiğim kişiyi herkes biliyor değil mi? Kim Taehyung.
Şu BTS'ten, derin bir sese sahip olan, yakışıklı karizmatik mükemmel kusursuz olan yani namı diğer V.
Belimdeki elleri sıkılaşırken vücudumu dolaba doğru bastırdı ve dolaba yüz üstü yapıştım.
Nefes almak zaten dudakları boynumdayken zor iken bir de üzerime yaslandığında daha da zorlaşıyordu. Hatta imkansızdı. Ölüyordum burada.
"O zaman şimdi sende günlerin birikmişi vardır." Deyip güldüğünde ben de güldüm.
Ona doğru dönüp üzerimdeki hakimiyetini biraz da olsa azaltmaya çalıştım.
Kesinlikle sevinçten içim içime sığmıyordu. Hem hemen benden sonra başka bir kadınla birlikte olmadığını öğrenmiştim, hem de şu banyodaki garip tavrını unutmuş gibiydi.
Yine de o soruyu sormaktan vazgeçmeyecektim.
Bizim eve ilk geldiğinde beni gözlemlediğini ve arzuladığını söylemişti ama tüm bu ısrarlarının tek sebebi bu olamazdı. En azından beni defalarca çağırmaya hala devam etmezdi.
Başka birilerini bulurdu.
Aklıma bu düşünceler geldiğinde kendimi özel hissetmekten alı koyamıyordum haliyle. Kim Taehyung'un altındaydım ve bence dünyadaki en şanslı kız olabilirdim.
Gerçi geçen gece geldiğimde bana kapıyı açan kız da en az benim kadar şanslı sayılırdı da o da ayrı bir konu. O an mutluluktan bunu düşünememiştim ama benim sevimli ChimChim'imin bir kız becerme ihtimali bile bana kesinlikle tuhaf hissettirmişti.
Tabii kıskanmıştım da. Jibooty yani özel ve önemliydi.
Ayrıca Jimin'de eşcinsel değilse bir sürü ship gidiyordu. Jikook, Yoonmin, Hoseokmin...
Şu reel olan shipi öğrenmem lazımdı.
Sırtımı yatakla buluşturup bornozu omuzlarımdan aşağı sıyırdığında nefes alışverişlerim düzensizleşmişti bile. Yumuşak dudakları narince göğüs uçlarımda geziniyor, zevkten inlememek için yanaklarımı ısırmamı sağlıyordu.
"Min Joon mu daha iyi ben mi?" Diye fısıldadı dudaklarıma doğru. Cevabını ikimizde çok iyi biliyorduk ancak hiç düşünmeden "Min Joon." Dememle içime girmesi bir olmuştu.
Ani olduğu için irkilmiştim ancak yumuşak ve yavaş gelgitleri canımı yakmıyordu.
"Seni-ah soyunma-madan sertçe beceren birini t-tercih mi ediyorsun y-yani?"
Kalçalarımdaki elleri git gide sıkılaşırken vücudum bir yay gibi gerilmişti. O Min Joon'u tercih ettiğimi düşünürken ben onun altında alev alev yanıyordum.
"P-pek-hi ya b-en- mi yo-"
"M-Min Joon." Diye inledim sormasına izin vermeden.
Gözlerimi açtığımda dimdik bana bakıyordu.
Her bir konuşmadan sonra içimdeki hareketlerinin de temposu değişiyordu.
"Yap-pacağın-ah her k-arşılaştırmanın ceva-bı Min Joon." Dediğimde dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Dirseklerini boynumun yanlarına koyup daha da üzerime yaslandığında dudaklarımı önce çenesine sonra da alt dudağına bastırdım.
Büyük bir arzuyla dudaklarıma doğru inleyip hızlandığında ben de ağzının içine doğru inliyordum.
Aralık dudaklarımın içine pütürlü ve ıslak dilini yolladığında hiç düşünmeden dilimi onun diline sürtmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hot&Bad | KTH
Fanfiction"Acı çekiyorsun ve çektiren ben olmadığım zamanlarda buna katlanamıyorum." Dikkat! Smut, fluff, dark romantizm, güzel anlar, şiddet, küfür ve duygusallık içerir. Eğer 18 yaşından küçükseniz lütfen okumayınız. Kitabın telif hakkı geçerlidir. Boy×Girl...