Geç olduğu için özür dilerim keyifli okumalar♡Tuhaf bir sapıktı. Beni izliyor olmalıydı. Hem de bayağı yakından izliyor olmalıydı.
Bir de Army olmalıydı. Ya da beni izlediği için Army olduğumu öğrenmişti ve V biaslı olduğumu da öğrenince beni V taklidi yaparak düşürebileceğini sanıyordu.
Kendi kendime güldüm. V ve Min Joon aynı anda gelse kimi seçerdim acaba.
Bu aşırı uzak bir ihtimaldi. Aslında karşıma böyle bir fırsat gelse bile Min Joon ortaya atılıp ben seçenek olmak istemiyorum derdi.
1 senede toplam 100 kelime konuşmamıştık belki de. Konuştuğumuz kelimeler de işte hadi , devam, hızlı, gel, git, giy, soyun.
Min Joon'un kediciği olmak istemiyordum. Bu işe başlarken amacım onu kendime aşık etmekti aslında.
Belki bir gün yemek yapar, güzel giyinir, güzel bir anı anlatır en olmadı çocukluk travmalarını hatırlar ağlarım ve bana aşık olur diye düşünmüştüm ama hepsinin sonu yatak odasında bitmişti.
Ben de pes etmiştim. Artık tek amacım başka kadınlara gitmesini engellemekti.
Seks konusunda bambaşka bir insan olurdu.
Heyecan tutku sevgi bize asla uğramazdı. Bazen tamamen soyunmazdık bile.
Zaten onu yatak dışında da pek görmüyordum.
Pis işlere bulaşırdı. Mafya değildi ama onlardan birinin sağ koluydu. Eve haftada 3-4 kere gelirdi onda da yatak odasından çıkmazdık.
Onu seks sonraları uyurken izlemeye fırsatım olurdu ve izlerdim.
O an tüm çektiklerime değerdi.
Bana kaba davranmazdı ama iyi de davranmazdı. Beni sevmediğini iliklerime kadar hissederdim hep.
Bu canımı her şeyden çok yakıyorken günüm ağlamak ya da ders çalışmakla geçerdi.
Ona her zaman dokunuyordum ama aslında dokunmuyor gibiydim. Seks yaparken dahi onu hissedemezdim.
Belki sadece uyurken... Ona baktığım saniyelerde hayranlıkla tekrar tekrar aşık olurdum.
O kadar var ile yok arasındaydı ki elimden kayıp gitse anlayamazdım.
Asla hayır diyemezdim. Yavaş diyemezdim. Sonsuz bir arzu içinde dahi olsam o öpmedikçe öpemezdim. Kurallarını çiğneyemezdim.
Yoksa giderdi.
Onun gitme ihtimali ile yüreğim sıkışıyordu.
Cidden aptal sapığın dediği kadar berbat bir aşk ve sex hayatım vardı.
Min Joon'un eve gelmesine birkaç saat vardı. Yemekleri can sıkıntısına erkenden hazırlamıştım.
Elimdeki telefonum titrediğinde sapıktan olmamasını dileyerek telefona baktım.
Min Joon: Akşama konuklarımız var
Min Joon: Kalabalık.
Kalabalığın yanına nokta koyduğuna göre gerçekten çok kalabalıklardı ve ben yemeği 2 kişilik hazırlamıştım.
Eski yemekleri çoğaltamayacağım için başka çeşitler de yapmaya karar verdim. Azar azar çok şey koyardım. Bir tabak daha isteseler yoktu.
BTS'ten Run'u açıp telefonumu tezgaha koydum. İşlerimi genelde şarkı dinleyerek yapardım zaten. Çok da fazla dizi izlerdim. Hayatımdan beni uzaklaştıran her yolu denerdim işte.
Hayatım böyle olmamalıydı. Deli dolu bir insandım. Neşeliydim. Espriliydim. Ama Min Joon benim bu yanımı asla öğrenememişti.
Gözlerim dolduğu için kestiğim şeyleri göremiyordum. Bıçağı sertçe tezgaha fırlatıp masaya oturdum.
Arada böyle kriz gibi her şey üstüme üstüme gelirdi. Etrafımda ne varsa kırmak dökmek istiyordum.
İntihara dahi karar verdiğim zamanlar oluyordu.
Mutsuzluğun en son evresindeydim.
Yemekleri zar zor yapıp camın önünde Min Joon ve kalabalık misafirlerini beklemeye başladım. Çok ergenceydi belki ama cama nefesimi üfleyerek oluşan buğuya parmağımla gülen yüz çizdim.
Uzun zamandır gülmediğimi farkettim. Yani içten. Mutlu bir şekilde. Gerçekten. Uzun. Zamandır. Gülmüyordum.
Bir araba evin önünde durduğunda Min Joon'un geldiğini anladım. Kalabalık misafirleri üst üste oturmuştu sanırım.
Arabadan biri Minjoo 3 kişi indiği zaman dahasının da gelmesini bekledim ama bu kadarlardı.
Uğraşmıştım.
Derin bir nefes verip aynada kendime baktım. Bordo sıfır kollu bir gömlek giyip altına tül siyah mini bir etek giymiştim. Siyah uzun saçlarım dalgalıydı ve doğal bıraktım. Makyajım da doğal tonlardaydı ve uyumluydular.
Bu akşam Min Joon'un sevgilisi rolündeydim. Bazı insanlara karşı da kız kardeşi, kuzeni, arkadaşı falan oluyordum.
Kimse aramızdaki esas husumeti bilmiyordu.
Ah doğru şu Sapık vardı bir de.
Kapının zili çaldığı zaman bekletmeden kapıyı açtım.
İçeri önce Min Joon, sonra da şapkalı ve maskeli iki erkek daha girdi. Hepsini güler bir yüz ile selamladım.
Yemek odasına doğru yürüdüklerinde servis yapmak için mutfağa yöneldim ancak telefonuma gelen bildirim sesi beni telefonuma yönlendirdi.
TAETAE: Çok güzel olmuşsun
Kaşlarımı çatarak ekrana baktım ve koşar adımlarla yemek odasına gittim.
Oradaydı.
Kim Taehyung karşımda duruyordu.
Frıend okuyanlar H&B okuyanlardan, H&B okuyanlar da Frıend okuyanlardan özür dilesin çünkü hangi kitaba bölüm atsam diğeri gecikiyor.
Ben de bu arada Jimin ile bir kitap daha yazmaya karar verdim dkcndlmcldkd
Lütfen yorum yapın ve oy verin💜
Bölüm sınırı 8oy+8yorum
Jungkook ile ilgili kitabıma bakmayı unutmayın💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hot&Bad | KTH
Fanfiction"Acı çekiyorsun ve çektiren ben olmadığım zamanlarda buna katlanamıyorum." Dikkat! Smut, fluff, dark romantizm, güzel anlar, şiddet, küfür ve duygusallık içerir. Eğer 18 yaşından küçükseniz lütfen okumayınız. Kitabın telif hakkı geçerlidir. Boy×Girl...