Duş aldıktan sonra bornozla odadan çıktım, şuan onun odasındayım... yani bizim odamız... ben şuan o kadar mutluyum ki kalbim yerinden çıkıcak , yüzümde silemedigim bir gülümseme var...
Yatağın içinde duran yastığı aldım ve kokladım. 3 haftadır eve uğramamasına rağmen hala kokusu duruyor.
Ona her yaklaştıgımda kalbimi çarpıtan his oluyor yine.
Saçlarının kokusu bu; toprak ile yağmurun kokusunun birbirine karışması gibi.
Yastığa sarıldığımda kapının çalması ile geri yerine koydum.
' Gel. '
Nefes ' Gelinliğini getirdim, hadi giyin '
' Tamam ve bakalım. '
Murat'dan Fatih'in Odası
' Ula çek şu papyonu ya , takmam ben bunu. '
Fatih ' Neyi var da? '
' Kırmızı o Fatih kırmızı, maymuna cevirdin beni '
Fatih ' İkizim kırmızı ve siyah birdir, bak kadınlara siyah elbise giyince kırmızı ruj sürüyorlar '
' Fatih çık şuradan, 2 gram aklın var onuda heba etme. '
Yatağın üstünde duran siyah kıravata uzandığımda kapı çaldı.
Fatih ' Gel. '
Mustafa abim sıkıla sıkıla odaya girdi.
Mustafa ' Nikah memuru geldi. '
' Tamam. '
Nazar'dan
Gelinlik ; ' Olmuş mu? '
GELİNLİK ;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Berrak ' Çok güzelsin '
Nefes ' Maşallah,
Sonra kapının kenarında emanet gibi duran Asiye ablaya baktı.
Nefes ' Güzel olmuş demi Asiye abla? '
Asiye ' Güzel zaten, ama yinede elti olarak istemiyorum '
Asiye ablanın bu sözü üstüne hepimiz gülerken kapının çalması ile kalbimin ritmi yine bozuldu...
