1. Bölüm Zorba

143 33 143
                                    

   Alarm güçlü bir şekilde çalıyordu. Yorganın altındaki figür elini zar zor antik çağdan kalan bu basit ve büyü içermeyen saate uzanıp alarmı kapattı. İlk başlarda nasıl kullanacağını bilmediği bu saat onun başına çok dert açmıştı. Ama artık saate alıştığı için sorun yoktu.

   Yataktan yavaşça doğrulup odasının etrafına baktı. Ailesi öldükten sonra sessizleşen ev hala sessizliğini koruyordu. Odanın, kapıya uzak köşesindeydi ve solunda çalışma masasıyla beraber çalar saati, çeşitli gereksiz kağıt ve çeşitli şeyler vardı. Yatağın karşısında ise her gece kendisini korkutan eski bir boy aynası vardı. Hala yatağa yatarken bile korkudan ürpermesine sebep oluyordu. Yatağın solundaki köşede ise büyük ama yarısından çoğu boş olan gardırop vardı. Üstünde küçük işlemeler olan kahverengi bir dolaptı. Eskiden kardeşiyle birlikte kullanıyordu ama ailesi kaybolduktan sonra şuanki haline gelmişti gardırop. Artık kalkması gerekiyordu, yoksa okuluna geç kalacaktı. Ayakta yürüyüp lavaboya kadar gitmek, Shiro için bir işkenceydi.

   Zar zor kahvaltısını bitirip okul formasını üzerine geçirdi. Artık hiç gitmek istemediği okula yola çıkacaktı. Son bir kez loş ışığın aydınlattığı eve baktı. Sonra kederli bir şekilde evin kapısını ardına kapattı.

   Ülke sınıf farklarından oluşuyordu. Yani dört farklı bölge. En iç noktada üst düzey büyücüler ve soylular. Sonrasında memurlar ve büyücü birlikleri. Üçüncü bölgede sıradan hayat yaşayan büyü gücü sahibi insanlar ve son olarak büyü gücü kusurlu olanlar veya gücü olmayan sıradan insanlar vardı.

   Shiro 13 yaşından beri, ailesi büyü gücüne sahip olmasına rağmen neden dördüncü bölgede yaşadıklarını merak etmişti. Sokaklar çöp kokuyor, heryerde evsiz kediler, köpekler, hatta insanlar bulunuyordu. Sonra Shiro bir fısıltı duydu. Bir şey veya birisi onu çağırıyordu. Shiro fısıltının geldiği yöne baktı. Dar bir ara sokak güneşten korunmayı başarmış, kapkaranlık bir haldeydi.

   Shiro burasının nereye gittiğini biliyordu. Buraya gitmek Shiro için sadece aptallıktı. Bu ara sokak Keito ve çetesinin sığınağına gidiyordu.

   Az çok abartılı ve çocukça geliyor olabilir fakat, Keito ile çetesi sığınağı özenle çevreden topladıkları büyü gücü bulunduran her şeyi aldılar.

   Zamanında içine büyü aktarılmış ve kenara atılmış çöpler, büyü taşlarından kopan ve sonra değeri neredeyse hiç olmayacak kadar düşen taşlara kadar çeşitli her şey vardı ve neredeyse hepsi gereksizdi. Ancak Keito ve çetesi bu çöplerin, onların kusurlu büyülerini düzeltip bu çöplükten kurtulabileceklerini düşünüyorlardı.

   Shiro "Keşke istedikleri gerçekleşse de buradan ayrılsalar, bu sayede daha fazla benimle uğraşmazlar." diye düşündü.

   Sonra anlaşılması zor bir fısıltı duyuldu. Birileri konuşuyordu ve bazen fısıltıya dönüşecek kadar sesler artıyordu.

   Shiro, Keito ve çetesinin fısıldaşmadıklarını her seferinde yüksek sesle ve kahkahalarla iletişim kurduklarını biliyordu.

   Daha fazla dayanamayınca Shiro beklemeden ara sokağa daldı. Sadece kısa bir süreliğine gözleri karanlıkta göremedi. Gözleri karanlığa alışınca ise bu sefer kabus gözlerini kör etti.

   Keito ve dört kişi dışında kimse yoktu. Dört kişinin üçü Keito'nun çetesindendi. Asıl sorun dördüncü kişiydi.

   Kan renginde bir sihirbaz takımı giymişti. Ayakkabıları simsiyahtı. Yüzü Shiro'nun açısından gözükmüyordu ancak takımla uyumlu bir sihirbaz şapkası takıyordu.

   Shiro fark edilmemek için minik bir çöp kocasının arkasına saklandı.

   Ara sokağın bitimi yani Keito'nun çetesinin sığınağının bulunduğu yer başka hiçbir yerden gidemeyeceğiniz apartmanlar arasındaki bir boşluktu. Boşluğun bir kısmı açık bırakılıp diğer kalan kısımları çevrede bulunabilecek tahta parçalarından, eskimiş örtüler gibi ıvır zıvırla hazırlamış sığınak bulunuyordu.

   Keito ve çetesinden olan üç kişi incecik bir iple bağlıydılar. Bu ipler özellikle Keito için hiçbir şeydi!

   Bu yüzden Shiro bu ipin büyülü olduğunu veya ipin kendisinin büyü olduğunu varsaydı. Shiro fark etmesede sokağın girişinin karanlık olmasının ve seslerin fısıltı şeklinde olmasının sebebi de o büyücünün işiydi.

   Büyücü büyük bir sevinçle konuşuyordu.

   "Küçük zavallı çocuklar..."

   Sesi acıyormuş gibi çıktı ancak hemen önceki haline geri döndü.

   "Siz de lanet olasıca krallık yüzünden bir kenara atılıp unutuldunuz, fakat korkmanıza gerek yok ben sizin için buradayım."

   Shiro adamın ne kadar cana yakın konuştuğunu duysa da o adamda korkunç bir şeyler olduğunu hissediyordu. Shiro birazcık odaklanıp Keito'nun yüzüne bakınca Keito'nun neredeyse öbür dünyaya severek kaçacağına dair bir surat ifadesi vardı.

  "Size yüce büyü gücünü bahşedip bana itaat etmenizi sağlayacağım."

   Bundan sonraki cümle Shiro'nun hislerini doğrulayacaktı.

   "Düşünemeyen bir grup asker olarak."

   Shiro'nun zihninde anında bir sürü düşünce geçti. İçlerinden en ağır basan düşünce kaçmaktı. Eğer kaçarsa ve aptala yatarsa hem hayatı kurtulmuş olur hem de Keito'dan kurtulmuş olurdu. Ancak küçük bir düşünce bu fikri paramparça etti.

   Eğer bu büyücü istediğini yaparsa Keito ve diğerleri hayallerini gerçekleştiremez.

   Her nedense Shiro kendisini garip hissetti. Artık daha hızlı düşünüyordu ve vücudu çok rahattı. Adrenalin son noktaya çıkmışken dört kişiyi kurtarmak için ölümü göze aldı.

   Her şey yavaş çekimde gerçekleşti.

   Shiro cop tenekesinin kapağını eline aldı. Bu sırada büyücü bunu fark etti ve kafasını çevirdi. Shiro 3 metre kadar mesafe kaldığında dönerek kapağı büyücü ye attı. Shiro kapağı atarken büyücünün üzülen bir maske taktığını fark etti.

   Kapak kavis çizerek adamın karın boşluğuna doğru fırladı. Ancak büyücü sıradan birisi değildi ve kolayca kapağı engelledi. Shiro'nun istediği de buydu.

   Keito her zaman yanında çakı bulundurur.
  
   Aniden one doğru fırlayan Keito büyücünün ellerini arkada birleştirdi. Shiro hızla büyücüye doğru koştu ve tüm gücüyle adamın göğsüne yumruk attı.
   
   Büyücü sancılar içinde yere devrildi. Keito hiç zaman kaybetmeden diğer üçlünün ipini çözdü. Bu sırada Shiro bir miktar soluklanıp aslında şuan okulda yapması gerekenleri düşünüyordu.

   İnanılmaz değil mi? Aslında okulda normal bir şekilde ders dinlemesi gerekirken, rahatlıkla onu yenebilecek bir büyücüyü yere sermişti.

   Shiro mutlu bir şekilde büyücünün yattığı yere baktı, ancak orada sadece havada süzülen siyah bir balon ve ipin ucuna bağlı bir not vardı.
  

Tılsımlı Büyücü (yeni yapım) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin