Eda'danO tam karşımdaydı. Orta okuldan beri görmemiştim. Zaten son seneler de bu şehirde olmadığı için görmem daha da zordu sanki çok görüyormuşum gibi.
Onu incelerken düşmemek içinde ayrı bir çaba gösteriyordum. En sonunda Betül durumu mu anladı da koluma girdi. Ben de rahat rahat onu incelemeye devam ettim.
Yüzü nerdeyse hiç değişmemişti. Yine aynı saç stili yine aynı burun sadece yaşıtlarına göre biraz fazla uzun olduğu için yüzü de uzamıştı. Hareketleri sanki çocukken ki saflığını kaybetmişti. Ne kadar yüzünü korusa da galiba aynı özeni hal ve hareketleri için göstermedi. Belki de gerek duymadı. Sonuçta kendini beğendirmek istediği bir insan yoktu bildiğim kadarıyla. Zaten olduğu sevgilileriyle de gerçekten sevdiği için birlikte olmadı. Dışarıya kendisini çok farklı gösteriyordu. Fakat içinde hala o çocuğun saflığını taşıyor olabilirdi. Ya da ben onu öyle düşünmek istediğim için öyle hissediyordum.
Yine onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bu da gidip onunla konuşma isteğimi kaybettiriyordu. Söylediğim sözlere nasıl tepki vereceğini tam olarak tahmin edemediğim için onunla konuşamıyordum ki daha önce de yanımdayken de konuşmamıştım. Ben ne yapmıştım yine salaklığımı konuşturmustum. Aslında bi yandan da bu sebepten konuşmak istemiyordum. Yine onun kalbini kırarım korkusuyla ama bu sefer öyle olmayacak. Severek kalbime aldığım birini kalbimde olduğu sürece koruyacağım. Çünkü aynı hatayı tekrar yapmak aptallık olurdu.
Ben bunları düşünürken bizimkiler bir çok eğlenceli oyuncaklara binmislerdi. Hatta o bile ne kadar diğerleri gibi kahkaha atmasa da arada o da gülmüştü. Ama yine de gamzesini görememiştim. Okulunu degiştirdiğinden beri gamzesi olup olmadığını hatırlayamıyordum. Şimdi değilse bile belki daha sonra görebilirdim. Bu zamana kadar onu görmeden sevmiştim bundan sonra da gamzesini görmeden sevebilirim. Yeter ki yanımda onu görebileceğim bir yerde olsun.
Saatin ilerlemesiyle de binecek başka oyuncak kalmadığında gitmeye karar vermiştik. Çıkışa doğru yürürken Elif yanıma gelmişti. Niyetinin ne olduğu yüzündeki sırıtmadan belli oluyordu ama aklındaki şeytanlıktan dolayı bile olsa gülümsemesi iyi bi şeydi en azından olaydan daha az etkilemeye başlamış gibi görünüyordu. Ya da o da benim gibi diğerlerinin moralini bozmamak için çoğu zaman yaptığım şeyi yapıyordu. Sahte bir gülümseme..
E-Edacım ne yapıyorsun canım?
-Ne istiyorsun?
E-Hiç sadece hani sen az önce benim pamuk şekerimi yemiştin ya elindeki şekeri bana vermen gerekmiyor mu ?Hı?
-Piisss pamuk şeker almaya gelmiş yanıma. Zaten hiç nasıl olduğumu sormaya gelmeyin. Eda üzgün mü değil mi diye sormayın.
Adımı söylerken biraz yüksek sesle söylemiştim. Belki beni tanır diye ama diğer tarafım seni çoktan unutmuştur adını söylesen ne olacak sanki o seni hatırlamadıktan sonra deyince de bir anlık umudum yerle bir oluyordu.
E-Öf sen de şu an aramızda morali en yüksek olan sensin. O yüzden sormaya gerek yok.
Bi dk nasıl morali en yüksek ben oluyorum ya. Niye ben bazı şeylerin hiç farkında olmuyorum ya da en son ben öğreniyorum. Elif dün Serhat gitti diye üzgün ,Betül de neredeyse tüm gün Burak' la tartıştığı için sinirli ,Ulaş da hesap ona kitlendi diye homurdanıyordu. Burak' la X 'si kastettiğini sanmıyordum. Geriye bir tek Arzu kalıyordu. Arzu' nun neyi vardı ki. Ona doğru baktığım da sıkıntılı gibi duruyordu. Ona baktığımı hissetmiş olmalı ki kafasını bana doğru çevirdi. Sorar gibi yaptığım da sonra anlatırım gibi bi şey dedi. Etraf biraz karanlık ve birbirimize biraz uzak olunca tam anlayamamıştım ama bunun gibi bir şeydi dediği.
Bi an gülesim geldi. Galiba bunlar X burda olduğunu daha anlamamışlar. Yoksa üzgün olduğumu anlayıp üstüme bu kadar gelmezlerdi. Arzu' nun bana yaptığı gibi ben de Elif'e sonra konuşalım dedim. Çünkü şu an hiç konuşmak istemiyordum. Hatta bırakın konuşmayı beni bıraksalar 3 sene uyurum heralde.
Elif beni anlayışla karşılayıp sustu. Tekrar önünden geçtiğimiz bir başka oyuncağın ışığı bizden tarafa gelince ne kadar onun yüzünü görmek istesem de tam arkamda olduğu için eğer dönersem fark ederdi. Ben bunu düşünürken koluma biri girdi. Kafamı çevirdiğimde bana üzgün gözlerle bakıyordu. Galiba o görmüştü onun kim olduğunu.
E-Özür dilerim!
-Neden özür diliyorsun?
E-Çünkü onu fark edemedim ve üstüne gittim. Bundan dolayı tekrar özür dilerim.
-Sorun Değil. Kendi ağzınla söyledin zaten onu fark etmedim diye. Bilmediğin şey yüzünden kendini suçlama boşver.
Tabi biz bunları konuşurken diğerleri duymasın diye biraz önden ilerledik. Bu sırada arabanın önüne geldik. Hepimiz yorgun olduğumuz için hemen arabalara geçtik. Buraklar da kendi arabalarına biz kendi arabamıza bindik. Zaten üzgündüm bi de üstüne yorgunlukta eklenince iyice uyku bastırdı ve kafamı cama çarpa çarpa uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 Şapşal 1 Aptal
Teen FictionYa her şey başka bir olaya vesileyse Ya onlar için bir ortam hazırlıyorsa Sevdim sanarak neredeyse hayatını Değmeyeyen biri için harcadıysa Belki de yaşadıklarının içinde en iyisi tüm bunları anlatabilmek için 4 şapşalla birlikte gülüp aglamaktir...