"Gizem, hadi canım 11/C'nin sınıf defterini al da gel."
'Babanın uşağı mı var?' Demek istesem de sustum ve kafamı sallayarak dışarı çıktım. Hafiften titreyen parmaklarım bana yardımcı olmazken yutkundum.
Ve kapıya tıklattım.
İçeri girdiğimde sınıf sessizce bana bakıyordu. Sınıfa dönmeden hocadan sınıf defterini istedim. Bizim kel coğrafyacı beni bekleteceğini, şuan kendisinin doldurduğunu söyledi. Sakince beklemeye başladım.
Sonra gözlerim sınıfa çevrildi. Sınıf eski sesine dönerken, gördüğüm manzarayla sertçe yutkundum.
Sarı dişli Eylül, bir senedir hayalini kurduğum Gökhan'ın saçlarıyla oynuyordu. Gökhan da onun parmaklarını sanki sekiz parmak varmış gibi bir incelemeye koyulmuştu.
Eylül bana döndü. Piç bir gülümsemeyle kafasını Gökhan'ın saçında olan parmaklarını göstererek çevirdi. Parmaklarımı sertçe kıtlattım.
Sonra Gökhan'a birkaç bir şey fısıldadı. Gökhan buraya bakarken, ifadesiz bir yüzle kafasını duvara yasladı ve hafif bir şekilde üstten bakmaya başladı.
O sırada coğrafyacı elime defteri tutuşturduğunda aniden hocaya döndüm.
"Hocam bu arada müdür Eylül'ü çağırıyordu. Sebebini sordum ama söylemedi."
Eylül şaşırmış bir şekilde bana bakarken bunu beklemediği belliydi. Sertçe kafamı 'sen bekle.' Dercesine salladım.
"Tamam teneffüste giderim ben hocam."
Yolarım kızım seni.
"Si- hayır hoca şimdi gelmeni istedi." Dedim. Elini Gökhan'dan çektiğinde derin bir nefes verdim.
Nefesimi sabahtan beri tutuyor muydum yani?
"İyi dersler hocam. Takip et beni Eylül."
Belaya hoş geldin, yapram.
Kapıdan çıkar çıkmaz, kapıyı örttüm. Arkamdan homurdanarak gelen Eylül'ün hızla kolundan tuttum ve kızlar tuvaletine soktum.
"Ne oluyor?"
Yüzümü buruşturdum.
"Ciyaklama aptal! Bak kızım. Seni ilk ve son kez uyarıyorum. Gökhan'ın yanında bana ters bir muamele yapmayacaksın. Benimle ya iyi geçineceksin, ya da iyi geçineceksin. Tersi senin tarafından kötü olacak çünkü."
Eylül gülümsedi.
Birisi ona gülüşünün iğrenç olduğunu söylesin.
"Gökhan'a yaklaşmayacaksın. Onu seviyorum ve yakın zamanda beraber olacağız. O da beni seviyor. Aramıza kara kedi gibi girmeyeceksin. Bu da bizim anlaşmamız olsun. Sınırları aşan için her şey daha kötü olur."
Yutkundum.
Omzuna çarpıp ilerledim. Elimde ki defteri sertçe tutarak sınıfa girdim ve defteri hocaya verdim. Yerime geçerken, çoğu kişinin gözleri üzerimdeydi.
Sanırım kapıyı çalmamıştım.
Dersin sonuna doğru defteri tekrar sınıfa götürmek üzere görevlendirildim. Sınıftan çıktım ve sınıfın kapısını çalmadan içeri girdim. İçeri de hoca da yoktu zaten. Defteri gelişigüzel masaya fırtlattım ve tam üstünde durduğunu gördüm. Gözlerim saniyesinde Gökhan'a kayarken, onun da sıra da uyuduğunu gördüm. Eylül arkadaşlarıyla takılıyordu ve bir gözü de Gökhan'daydı.
Omuz silktim. Uğraşacak değildim.
Dersler birbirini kovalarken, şimdiyse öğle arasındaydık. Tek başıma aldığım köfte ekmeği yerken, ayranımı da yudumlayarak etrafa bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZLİĞİ BANA SOR (TAMAMLANDI)
Teen FictionAnonim'de yayımlanan, özel bölümünde GİZEM ve GÖKHAN ikilisinin hayatlarına hoş geldiniz. "Bütün hakları saklıdır! Benden izinsiz alınamaz,satılamaz, çoğaltılamaz, aksi halde yasal işlemler başlatılacaktır, bilginize!"