BÖLÜM 5

854 92 40
                                    

Kadınlar neden ağlar bilir misiniz? Veya erkekler?

Çünkü çikolataları bitmiştir. Benzin fiyatına zam gelmiştir. Stalk yapacağı zaman, stalk yapacağı hesaplar gizlenmiştir. Fake hesap açmaya çalışmıştır ama hesabı kabul etmemiştir ve engellemiştir.

Son söylediklerim ben ve yiğidim Gökhan arasında geçen kısa ama hüzün verici bir meseleydi.

Hesabını gizli yapmıştı. Ve haliyle fotoğraflarını ve paylaştıklarını göremiyordum. Bu durum beni üzüyordu.

Her neyse. Okuldan eve geldim ve annemlerle beraber çay içiyorduk. Babamla annem aylık gelirler hakkında konuşurken, ben ve kardeşim ise stranç oynuyorduk.

Böyle de kültürlü çocuklardık. Ama benim erkek kardeşim atımla, vezirimi yenme çabasındaydı. Ve taşları az olmasına rağmen.

Veziri sağa çaprazladım ve o başka taşıyla ilgilenirken, sıra bana geldiğinde onu yedim.

"Ulan, yemediğin bir o kalmıştı. Onu da yedin. Ayı seni. Nefret ediyorum senden. Beyinsiz."

Babam hafif sinirlenince bu sefer annem de ters ters aptal kardeşime baktı. Ben ise omuz silktim ve taşlarımı toplayarak söylendim.

"Senin olmayan beynin, daha oyun bitmeden kaybetmiş gibi davranarak sana fazla yük oluyor. Acaba beyin yerine, içinde taş falan mı var?"

Erkek kardeşim Görkem ağlamaya başladı. Gözlerini silip hırsla yerden kalktı ve odasına geçti. Kapıyı da sertçe çekti. Şaşırmıştım. Ve aynı zaman da anlam da verememiştim. Annemle babam bana şaşkınca bakarken gülümsedim ve ben bakarım çünkü ben kardeşini her daim seven ve saygı duyan bir ablayım edasıyla onlara baktım ve ayağa kalktım.

Ta ki annemin beni uyarmasına kadar.

"Çocuğu daha da kızdırma. Güzelce konuş."

Omuz silktim ve kapıyı çalma zahmetinde bulunarak kapıyı tıklattım. "Gelme!"

"Gerizekâlı. Aç bi konuşalım." Canım kardeşimin yanında her daim olurum ve ona sevgi dolu sözcükler bahşederim.

"Abla! Gider misin? Cidden git bak."

Kapıyı açtım ve koşarak yatağa atladım. Görkem'in üzerine zıplarken, hâlâ ağladığını görünce biraz kötü hissettim. Ve ciddi kaldığım nadir anlarıma döndüm.

"Görkem. Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" Görkem çevik bir hareketle gözlerini sildi.

"Ağlamıyorum."

"Ananın nikahı. Ağlıyorsun oğlum işte. Anlat bilelim. Hem benimle paylaşırsan sana akıl verebilirim. En azından tüm derdi sırtına yüklemezsin."

Görkem toparlandı ve gözlerini ellerine sabitledi. Yutkundu ve gözlerini elinden çekmeyerek konuşmaya başladı.

"Abla benim sevdiğim bir kız var. Bugün dama oyununda onun sevdiği çocuğa yenildim. Bana çok acır gibi baktı. Ben de sinirlendim ve gittim çocuğun yüzüne dama taşlarını fırlattım. Tabii çocuk beni biraz tartakladı. Ama merak etme, ben de geçirdim."

Derin bir nefes verdim ve kafamı yatağa yasladım. "Neden çocuğa vurdun? Kazanmış işte."

Görkem derince oflayınca burnumu kapattım. Ne? Öyle bakmayın. Tüm nefesini içime çekecek halim yok ya? Burnumu kapattığımı gören Görkem güldü. Ben de gülünce, o eski haline dönüp bana bakmaya devam etti.

"Abla beni kışkırtacak şeyler söyledi. Yok tekrar gelme ağlarsın, damayı koltuk altıma koymaya çalışmalar falan. Sanki kahvehanedeyiz. Gerizekâlı."

SENSİZLİĞİ BANA SOR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin