❀➌❀

64 12 8
                                    

Medya: The Truth Untold

Şimdiki zaman...
Jin'in anlatımıyla ...

"Hadi hyung bu seferde tutturamazsan akşam yemekleri senden" gözlerimi devirerek göz ucuyla ona baktım.

"Biliyorum velet sus ki konsantre olayım." Dudaklarını büküp kollarını birleştirdi. Gözlerimi daha fazla onun üzerinde gezdirmeyip tabaktan bir mısır daha aldım.

"Bana bak ki bir daha 'görmedim' diye hakkımı yeme anladın mı?" Omuz silkti ve kollarını çözdü. Büyük hevesle açtığımız ama 10. Dakikasından sonra sıkıcı geldiği için bıraktığımız filme odaklandı. Hemen yanımdaki kumandaya uzanıp kırmızı tuşa bastım.

"Ya hyung!"

"Bana hiç öyle bakma Jungkook sıkıcı diyip oyun oynayalım diyen sensin ve şimdi kazanacağım için mızıkçılık yapıyorsun. Ne zaman büyüyeceksin?" Uzun bir nefes verişinin ardından tavşanı andıran suratını sonunda bana çevirebilmişti. Oynadığımız oyunda durum berabereydi ve bunu alırsam kazanacaktım.

"*elimdeki mısırı göstererek* iyi bak tamam mı?" Anladım biçiminde başını sallayınca mısırı havaya fırlattım.

"*hapşırma sesi*"

Başıma çarpıp yere düşen mısıra karşın Jungkook'a baktım. Burnunu kaşırken bakışlarımı farketti ve bana baktı.

"Hyung valla yanlışlıkla oldu." Dişlerimi biraz daha sıktım.

"Sana kaç kere söyledim o tüylü kazağı giyme diye?" Sertçe yutkundu ve dudaklarını araladı.

"46 kere dedin..." hafiften ayaklanır gibi oldum.

"Birde saymış velet! Sen benle dalga mı geçiyorsun?!" Gözlerimi bir süreliğine sinirden kapatıp tekrar açtım ama Jungkook ayaklanmıştı bile.

"Buraya gel hemen!" Yerimden ışık hızında kalkıp kolunu tuttum. "Her ne kadar tavşan olsanda bir türlü onlar kadar atik olamıyorsun." Hızlı bir şekilde onu koltuğa fırlatıp kafasını tuttum. Çin işkencesi olarak ta bilinen baş kaşıma yöntemini uyguladım. Her saniye daha da kafası acırken tavşanı andıran gözlerini bana dikti.

"Yeter hyung! Canım acıyor! Ahhh sen nasıl bir abisin?" Başını bırakıp koltukta dikleştim. 'Bana diyene bak ' bakışlarımı fırlattım ona."Asıl sen nasıl kardeşsin? Abisi sırf tuvalete girmesin diye günde 5 kere duş alan kardeş mi olurmuş? Üstelik hepsi en az 2.5 saat sürüyor!" Az önce acıyan başına rağmen sırıttı.

"Temiz olmak suç mu?"

"Onu bilmem de Jungkook olman suç!" Tekrardan başına elimi bastırdım. Tam işkencenin en güzel yerine geçecektim ki telefonumun zil sesi odada yankılandı.

"Hadi kurtuldun yine" sızlayan başını tutarken bana 'tavşan yemini ederim ki bunu sana ödeteceğim' bakışı attı. Koltuktan kalktım ve masanın üzerine bırakmış telefonumla birlikte balkona çıktım. Hava ılıktı. Yeni açan kiraz çiçekleri gözlere bayram ettiriyordu.

"Alo?"

"Alo Jin?"

"Oh sen miydin baba? Bir sorun mu var?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 09, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Epiphany KSJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin