" Affettin babacığım; yaptıklarını affettim, beni sevmeyişini affettim, gidişlerini affettim, ruhumda ve bedenimde açtığın yaraları affettim, başkalarının babası oluşunu affettim, hayallerimi yıkışını affettim, çocukluğumu yarıda kesişini affettim. Affettiğim için gidiyorum babacığım. Şimdi de sessizce gideceğim. Sana söz verdiğim gibi gideceğim. Bu son mektubu okur musun bilemem ama bu son mektup. Her mektupta binlerce gözyaşım var babacığım. Ve her mektupu yazdıktan sonra boynuma ve kollarıma attığın birkaç Çizik var. Seni seviyorum ve senden nefret ediyorum babacığım. Sana o çok huzurlu (!) hayatında vicdan Azapları diliyorum. Allah'a emanet ol..."
Genç kız son mektubuda zarfa koydu. İç çekip yatağını yanında duran fotoğrafı aldı. O küçükken babası ile çekilmiş olan bir fotoğraftı. Gözünden bir damla yaş akarken fotoğrafıda bırakıp ayağa kalktı. Yavaş adımlarla dolabının önüne gitti ve aynada kendisine baktı. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı, kirpikleri ıslaktı , kahve parlak gözleri yaşlarla daha da ortaya çıktı. Dudakları titriyordu ve küçük bir çocuk gibi büzmüştü dudaklarını. Beline kadar uzanan saçlarına baktı bir süre elleriyle gözyaşlarını sildi, yüzüne sahte bir gülücük ekledi ve dolabını açtı. Babasının ona aldığı beyaz bir elbisesi vardı. Önce elbisesini giydi, sonra saçlarını taradı ve çok sevdiği Üstünde Ay taşı bulunan yüzüğünü taktı. Bu zamana kadar yazdığı 20 mektubu aldı ve odasından çıktı. Evde sadece hizmetler vardı. Babası iş yemeğindeydi annesi ise aylar önce ölmüştü zaten.Genç kız yavaşça merdivenlerden çıktı. Babasının çalışma odasına girdi, masaya yaklaştı ve elinde bir ipe bağlı mektupları masaya bıraktı. Mektupların en üstünde küçük bir kağıtta" kızın Maria'dan küçük hediyeler babacığım" yazıyordu. Odadan çıktı ve aşağı inip kardeşinin odasına girdi. Pembe renkli,oyuncaklarla dolu bir odaydı. Kardeşi ölse bile annesi için oda öyle kalmıştı. Beşiğe doğru ilerlerdi. Beşikte beyaz bir önlük vardı üstünde pembe bir şekilde 'Ablam beni çok seviyor' yazıyordu. Genç kızın gözünden bir damla yaş süzüldü ve önlüğü öpüp kokladı. Bu önlüğü çok severek almıştı. Aldığı gün kardeşini kaybetmişti. Bu yüzden saklıyordu.Önlüğe bakarak gülümsedi ve;
-"Ablan yanına geliyor kardeşim." Diyerek geri bıraktı. Odanın kapısını yavaşça kapatıp çıktı ve aşağı indi. Ayakkabılarını giydi ve dışarı çıktı. Arabaya yaklaşması ile şöför garip bakışlarıyla kapıyı açtı. Maria bindi ve son kez evine baktı. İç çekerek önüne döndü
"..... ormanına"dedi. Şöför şaşırarak
"-bu saatte orada ne yapacaksınız hanımefendi."
"-arkadaşlarımla buluşacağım."
Şöför Maria yı süzdü ve;
"-tehlikeli değil mi? 16 yaşında ki bir genç kızın arkadaşlarıyla buluşmak için bu saatte ormana gitmesi."
"-Lafı uzatma! İşinden olmak istemiyorsan sür!"
Şöför başına geleceklerden dolayı korkuyordu bu yüzden sesini çıkarmadı ve ormana gittiler."-Geldik hanım efendi."
Maria ses ile irkildi -yine hayallere dalmıştı- .
"-teşekkürler sen gidebilirsin". Diyerek indi arabadan. Şöför emin olmayan bakışlarıyla Maria ya baktı. Maria kaşlarını çatarak "git!" Dedi. Şöför emire ittaat etmek zorunda kaldı ve gitti. Araba uzaklaşırken Maria ormanın derinliklerine doğru ilerledi. En son bir uçurumun kenarına geldi çoktan akşam olmuştu. Kafasını kaldırıp önce Ay'a baktı sanki "yapma!" diye bağırıyordu. Genç kız Ay'a bakarak "özür dilerim" diye fısıldadı. Küçüklüğünden bu yaşına kadar yaşadıklarını düşündü ve uçurumun dibine kadar yürüdü. Uçuruma arkasını döndü,kollarını açtı ve fısıldadı.
"Özür dilerim babacım. Yaşattıkların ve yaşadıklarım için,kokunu ve her şeyini özleyeceğim babacım. Bütün mutlu anılarımı özleyeceğim. Ben affettim babacım. Affet babacım." Dedi ve kendini boşluğa bıraktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Affet Baba
Poetry"Her sarıldığımda aklıma geliyor baba 'acaba bu bedene kaç kadın sarıldı?'diye" "Senin sevgine açım" "Bütün çığlıklar sanaydı baba."