Bıkkın bir şekilde nefesimi verdim ve etrafı gözlerimle incelemeye devam ettim.
"Bunca zamandır bu şehirde yaşıyorum ancak burayı ilk defa görüyorum.""Ciddi misin?" Dedi Jellal, hafif kaşlarını çatmıştı." Biliyor musun ben buraya sıklıkla gelirim."
"Asıl sen ciddi misin?" Diye skrdum kaşlarımı bende hafifçe çatmıştım.
Çünkü burası orta çağ kasabalarına benziyordu. Buraya sıkça gelmesi korkunçtu. Her an birisi çıkıp bana 'sen cadısın!' Diyerek yakarak infaz edebilirdi.Gözlerini devirdi.
"Elbette hayır, ancak burası hakkında bir çok şey okudum.""Ne gibi?" Ayağımla önümde ki küçük taşa vurdum ve ileriye gitmesini izledim.
"Geri kafalı bir halka sahip, ayrıca balıkçı kasabası. Orta çağ kuralları geçiyor diye biliyorum." Çenesini kaşıdı." Ama sanırım birisi çıkıp sana 'sen cadısın!' Demez ve seni yakmazlar."
Sertçe yutkundum.
Bu az önce düşündüğüm şey değil miydi?"Buradan gitmek istiyorum, hemde hemen!"
"Bayan Scarlet, korktunuz mu yoksa?"
Kaşlarımı iyice çattım.
"Ben korkmam.""Bilmem, öyle bir izlenim verdiniz de bir an."
Gözlerimi devirdim.
"Eve dönmek istiyorum sadece.""Yarın döneriz, hava kararmak üzere, bir pansiyon bulmalıyız."
"Bir günümü sana harcadığıma inanamıyorum!" Dedim, ellerimi saçlarımın arasından geçirmeyi de ihmal etmemiştim tabii. "Lanet olsun, bir gün daha ne kadar kötü olabilir?"
"Ah merhaba, merhaba! Aman Tanrım turistler!"
Jellal ile tuhaf tuhaf kadına bakmaya başladık.
"Hayatım gelde şunlara bak!"
Kadının arkasından hemen eşi çıkmıştı."Merhaba, Ginseng kasabamıza hoşgeldiniz. Sizi kasabımızda ağırlamaktan şeref duyarız. Ben kasabanın şerifiyim." Adam eğildiğinde 'ne yapacağız' dercesine Jellal'e baktım.
O ise hoşnut olmuş bir şekilde sırıttı.
Aklından ne geçiyordu bunun?
O da eğilerek adamı selamlayınca ona eşlik etmem gerektiğini düşünüp ben de eğilmiştim fakat duyduğum şeyle tekrar dikleşememiş, mıhlanıp kalmıştım.
"Merhaba Şerif, Ben Jellal Fernandes ve bu da eşim Erza Scarlet, kaza geçirdiğimiz için duracak bir yer aramak zorunda kaldık. Kasabanızda bizi bir günlük ağırlarsanız şeref duyarız."
Kafamı ona çevirip 'sen sıyırmışsın!' Adlı bakışımı atmayı da ihmal etmedim tabi.
Şerif sırıtarak dikeldi, hemen ardından ben ve Jellal de dikleşmiştik.
"Kasabamıza hoşgeldiniz Bay ve Bayan Fernandes, size kasabamızın en iyi pansiyonunu göstermem için lütfen beni izleyin."
"Teşekkür ederiz."
"Teşekkürler..." diye mırıldandım.