Polisler?¿ (amnıskm guzel baslik bulamadim)

365 44 109
                                    

''Bak burası benim bölgem ve...'' yastığı ortamıza koydum." Bu da bizim sınırımız, burayı geçersen kendini öldü bil."
Kaşlarımı çatarak bakmayı da ihmal etmemiştim.

"Peki... ben şimşekten korkarım, şimşek çaktığı zaman sana sarılırsam kızmazsın dimi?"

"Ş-ş-şimşek!?" Ne olmuş şimşek çakmasından korkuyorsam? Gök gürültüsü ile birleşince korkunç oluyorlar... "h-hava o kadar da k-kötü d-d-değil bence..." diyerek yavaş yavaş cam tarafından uzaklaştım, fark etmediğim bir şey vardı ki: camdan uzaklaşırken Jellal'e yanaşıyordum.

"Hıım..." hoşnut bir durumda olduğunu yansıtıyordu sesi.

"Sen korkuyordun hani şimşekten!?" Diye yükselip ona baktığımda çok yakın olduğumuzu gördüm, geri çekilmeyi çok istedim fakat vücudum hareket etmiyor, beynim işlevini yitirmiş bir man kafa gibi davranıyordu.
"...öyle demiştin..." diye mırıldandım.

"Ben sana şimşekten korktuğumu söyledim bu şimşek mcqueen'de olabilir."

"Çok pisliksin..." dedim, ancak korkum sesime öyle bir yansımıştı ki çok cılız çıkmıştı.

Beni kolları arasına sarıp düz bir şekilde yattı ve başımı göğsüne koydu. Hareket edemiyordum Tanrım, cidden kafayı yiyecektim!

"Sabaha kadar böyle kalabiliriz, endişelenme, rahatsız oluyorsan geri çekilebilirim ve de koltukta uyuyabilirim." Ama bunu yapmamam için gözleri ile yalvarıyor gibiydi.

"Rahatsızım." Dedim.

"Anladım." Diyerek yataktan kalkmaya çalıştı, ancak kolundan tutmuştum, oda iyiki karanlıktı yoksa kızardığımı görecekti!
"O anlamda demedim yani ben... korkumu böyle yenemem..."
Hafifçe güldü.
"Problem yok."

"Onun yerine..." onu tekrar yatırdım, bu kez yan yatıyordu, ona sokulmuştum. Başımı boynuna gömdü ve ellerini belime sardı. "... bu daha iyi, kesinlikle..." diye mırıldandım.

"Evet," diye soludu gönül rahatlığıyla. "daha iyi."

Kaçtığım adama sığınmıştım, huzursuzluk dolu bu yerde kolları arasına girmiş huzuru iliklerime kadar hissetmiştim, güvensiz bir ortamda beni saran kollara güvenmiş, başımı soktuğum boynunun kokusuna bağlanmıştım.

Cidden kafayı yiyordum, terk edileli, daha doğrusu birini terk edeli saatler olmuştu ama hızla çarpan kalbime başka bir anlam yüklemek benim için çok zordu.

Eğer bu sevgiyse bunu istiyordum, ilk defa böyle bir şey yaşıyordum. Önceki sevgilimin kollarına güvenle girmemiştim, böylesine sarılmamıştım. Bir yabancı bana en yakındı ve bana en yakınsa bir yabancıydı. Belki de o J harfli adam gerçekten de Jellal'di, bu umurumda değildi, o ya da o değildi, uydurma ya da gerçek, tadını sevdiğim bu hissi öylesine kolayca bir kenara atmayacaktım. Bu kez bağlanmak için kalbime izin verecek ve sonsuza kadar mutlu olacaktım.

Yani öyle sanıyordum.

Sabah uyandığımda yanımda yoktu, yatağın bir tarafı yakıcı soğuktu, yokluğu soğuktu. Yataktan kalktım ve telefonumu alarak numarasını çevirdim.

Hep o lanet ses.

"Aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."

Pansiyon terliklerini giyerek hızla odadan çıktım.

Etrafı gözlerim ile tarıyor, onu arıyordum. Beni burada bırakmış olamazdı, öyle değil mi? Bunu bana yapmazdı en azından? Öyle birine benzemiyordu ki!

Coffe.|| Jerza.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin