Episode 2

1.7K 103 54
                                    

Bölüm şarkısı : ASTRO - Always You

Keyifli okumalar!

Anlamaya çalışıyordum. Hayır aslında tam olarak anlamdırmaya çalışıyordum. Garipti,şüpheliydi ve bulunduğumuz bu durum düşüncelerimi koca bir çıkmazın içine sürüklüyordu. 

Havada asılı kalmış olan elini yavaşça masaya koydu ve boğazını temizledi. Hala bir tepki vermiyordum. ''Jungkook...'' dedi gözleri gözlerimi ufak bir sorguya çekerken. ''Bir şey söylemeyecek misin?''

Bakışlarımı boş kafeteryada dolandırdım. Oturduğum sandalyede usulca arkama yaslandım ve derin bir nefes aldım. 

''Ne dememi istiyorsun?''

Sorum karşısında dudağının bir kenarı titredi ama gülümsemedi. Alt dudağını usulca yaladı ve gözlerini aynı dün sabah ki soğukluğuyla üzerime dikti. Bu ani ruh değişimi beni afallatmıştı.

''Herhangi bir şey. Seninle tanışabilmek için bir adım attım.''

Gözlerim istemsiz bir şekilde kısıldı.''Fikrini değiştiren ne? Dün pek de tanışmak istiyor gibi değildin.''

Gözlerinde ki buzdan duvar sarsılır gibi oldu. Göz bebekleri titredi ve gözlerini üzerimden kısa bir anlığına çekti. Parmakları masada ritim tutuyordu. ''Sadece...''

Derin bir nefes aldı. Ne diyeceğini mi bilmiyor yoksa söyleyeceklerini mi toparlamaya çalışıyordu çözememiştim. 

''Bundan sonra bizimle olacaksın ve neden aynı ortamda yabancı iki insan olarak kalalım?''

Samimi gibi duran bir gülümseme yeşerdi dudaklarında. Ama gözlerinde ki o buzdan duvarlar varken samimiden çok kuşku uyandırıcı gözüküyordu gülümsemesi. 

''Sizinle olacağımı sana düşündüren ne?''

Masada ahenkle ritim tutan parmakları durdu. Göz bebeklerinin tekrar titrediğine şahit oldum.

''Bizim çocuklar seni çok sevmişler. Seni çok içten ve saygılı bulmuşlar. Bu yüzden...''

''Yani benimle tanışmanı arkadaşların söyledi.'' Cümlesini yarıda kesmiştim ama bunu umursamadım. O da benim gibi sandalyesine yaslandı ve tekrar alt dudağını yaladı. 

''Öyle de denebilir.''

Derin bir nefes aldım. Soğuk bakışlarına donuk bakışlarımla karşılık verdim. Kaç dakika öylece sadece birbirimize baktık bilmiyordum. Dakikalarca o gözlerini suratımın her yerinde gezdirmiş ben de sadece onun gözlerini takip etmiştim. Gözleri yüzümün her yerinde dolaşıyor son olarak gözlerime dokunuyor birkaç saniye delici bakışlarının altında göz bebeklerimi yakmasına izin verip başa sarıyordu.

Rahatsızlıkla yerimde kıpırdandım ve öksürdüm. Transtan çıkmış gibi gözlerini hızlı hızlı kırpıştırıp boğazını temizledi. Gözlerini üzerimden çektiğinde dakikalardır içinde bulunduğumuz garip durum anında tuzla buz olmuştu.

''Dışarıya çıkalım mı?''

Usulca başımı salladım ve montunu giymesini bekledim. Cam kapıyı itip kafeteryadan çıktığımızda aniden vücuduma işleyen soğuk havayla titredim. Yan yana kampüs boyunca yürümeye başladık. 

''Demek psikoloji okuyorsun.''

Mırıldanmasıyla ona döndüğümde gözlerini bir kez olsun bana çevirmeden yürümeye devam etti. Omuz silkip ben de onun gibi yola bakmaya başladım. 

''Neden psikoloji okuyorsun?'' Ani sorusu karşısında kafamı tekrar ona çevirdim. Kısa bir an bana bakıp tekrar önüne döndü. Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar yola bakmaya başladım. 

ESCAPE -TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin