Arkamdan gelen ses, artık bittiğimin resmiydi. Geri dönüp dönmemek arasında gidip gelirken, yine onun sesini duydum.
"Hayatın beklemek için çok kısa olduğunu sen söylemiştin." derin bir nefes alıp yüzümü ona doğru döndüm.
"Evet, ben söylemiştim." hafif bir tebessümle bana bakıyordu.
"Vay canına! Bu kadar kolay kabulleneceğini beklemiyordum." gülümsedim.
"Sen hükmü çoktan vermişsin, benim reddetmem neyi değiştirecekti ki?" dudaklarını birbirine bastırıp mahcup bir şekilde yüzüme baktı.
"Üzgünüm, öğrenmemi istemediğini biliyordum ama kendimi seni aramaktan alamadım." omuzlarımı silkeledim.
"Eninde sonunda olacaktı bu. Ne kadar sürdüğü kimin umrunda?"
"Haklısın, ama yine de üzgünüm."kafamı salladım.
"Sorun değil."
"Peki, şimdi ne olacak?" omuzlarımı silkeledim yine.
"Olacak bir şey yok, sen yoluna ben yoluma. Ben sana o ilk mesajı hiç atmamışım gibi yapacağız."
"Ama attın."
"Bu neyi değiştirir?"
"Bileyemeyiz." gözlerimi devirdim.
"Anıl, cidden ne istiyorsun?"
"Bir şans vermek." kaşlarımı çattım.
"Senden şans istemedim."
"Bu şansı senden ben istiyorum zaten."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birisi - Texting
Genç Kurgu|Tamamlandı| Anıl: Başka ne biliyorsun? Anonim: Sandiviçlerinin kenarlarını hep kestiğini ve ortasını yediğini, Anonim: Gömleklerinin düğmelerini asla ilk seferde doğru ilikleyemediğini, Anonim: Üzümlü kek mideni bulandırdığı halde, biri ikram ett...