Anıl: Anladım.
Anıl: Ya da dur anlamadım.
Anıl: O birisi sen misin,
Anıl: Yoksa etrafındaki birisi mi?
Anonim: Sadece..
Anonim: Birisi işte.
"Yağmur, gösteri hangi gün?" Ayça'nın sorusuyla bakışlarımı elimdeki telefondan alıp, ona çevirdim.
"Mezuniyetten önce olacak." diye mırıldandım.
"Hazır mısın, peki?" derin bir nefes aldım. Başımı kantinin girişine çevirdiğimde, onu gördüm. Üzerindeki basketbol forması ve onunla birlikte gelen takımı görünce antrenmandan geldiklerini anladım. Normalde öğle arası, antrenman yapmıyorlardı ama son maçı kaybetmemiz üzerine sanırım biraz yükleniyordu koç.
Cam kenarındaki masaya oturduklarında, o da karşıma geçmişti. Sandalyeye yayılarak oturmuş ve bacaklarını açmıştı. Onun iri bedenine tezat bir şekilde ben minyondum. O, üniversiteli gibi dururken, ben liseye yeni başlamışım gibiydi.
Takımdan birinin elinde soğuk sularla, onların oturduğu masaya doğru gittiğini görünce, kaşlarımı çatıp, telefonumu elime aldım.
Anonim: Ciddi misin?
Anonim: Antrenmandan yeni çıktın ve o buz gibi soğuk suyu mu, içeceksin?
Anonim: Üstelik bademciklerinle ciddi sıkıntılar yaşadığın şu dönemde.
Telefonu ben hızlıca indirirken, o da aksi şekilde kaldırmıştı. Okudukça kaşlarını çatıyordu. Birden kafasını kaldırıp kantini taramaya başladı. Derin bir iç çekip Ayça'ya döndüm.
"Hazırım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birisi - Texting
Roman pour Adolescents|Tamamlandı| Anıl: Başka ne biliyorsun? Anonim: Sandiviçlerinin kenarlarını hep kestiğini ve ortasını yediğini, Anonim: Gömleklerinin düğmelerini asla ilk seferde doğru ilikleyemediğini, Anonim: Üzümlü kek mideni bulandırdığı halde, biri ikram ett...