1.BÖLÜM:"Komşu"

4.5K 80 11
                                    

"Uyan artık İrem." homurdanarak diğer yanıma döndüğümde canım öz kardeşim üzerime buz gibi suyu döktü.Tabi benim yataktan zıplayarak fırlamam ve etrafımda 180 derecelik dönüş yapıp Selin'e saldırıya geçmem buz gibi su sayesinde 10 ila 15 saniye arasında kısa bir zaman dilimi kadar sürmüştü.

Onu aşağı inene kadar kovalamaya devam etmiş olmam az kalsın iki hizmetçiye çarpmam ve birini de az kalsın merdivenlerden düşürüyor olma tehlikesini atlatmam üzerine annemden çabuk hazırlan senle mi uğraşıcaz pikniğe geç kalıcaz tepkisi ve birde uslu ol azarı yemiştim.Tıpış tıpış yukarı çıktığımda hızlıca bir duş aldım. Bir İrem olarak meteorların olduğu bir piknik alanına gitmek süslenmeyi gerektirirdi.

İç çamaşırlarımı giyip giyinme odasına girdim.Siyah üstü hafif dantel işlemeli şortu ve üstü delik model olan tişörtü üstüme geçirip parmaklarıma da en sevdiğim yüzükleri geçirdim. Kelebek modeli olan bilekliği bir bileğime ve renkli halka model bilekliklerimi diğer bileğime hızlı bir şekilde geçirdim.

Aşağı indiğimde hizmetçinin biri hazırladığı piknik sepetini kapının önüne koyuyordu.Zengindik yani, bildiğiniz babam para basıyordu. Özel okula filan gidiyordum. Evimiz iki katlıydı ve zengin bir apartmanda oturuyorduk. Karşımıza yani boş olan daireye, dünden önceki gün benim hiç görmediğim babamın şirket ortakları taşınmıştı.

O ev benim olur diye çok hayaller kurmuştum ama size bir tavsiye babanız zenginse bile 16 yaşında benim gibi bir kızsanız babanızdan ev istemenizi tavsiye etmem.

Hızla ayakkabılarımı ayağıma geçirip arabanın anahtarlarını aldım."BEN ARABADAYIM.."diye anırdıktan sonra evden çıkıp kapıyı kapattım.İremin görevlerinden biri.Bir yere gidileceği zaman erkenden arabaya inip babanın açtığı spor kanalı yerine Number One açıp arabada istediği şarkının çalmasını sağlamak.

Alt komşularımızdan biri olan Ayşe teyzenin ,ki biz ona botokslu teyze diyoruz, sesini duyunca beni görmesin diye asansöre iyice yapıştım.Botokslu suratıyla yanağınızı vakumlamada bir numaradır.Kadının son kullanma tarihi geçmiş hala güzel olmak peşinde.

Hay allahım.

Gizli komşunun kapısı açıldığında bir meteor kapıdan çıktı. Asansörün hala gelmeyip de bu meteoru görmemi sağlaması kader değilde nedir kardeşlerim. Çocukta benden daha güzel yeşil gözler,rampa sarı tonuna yakın kahverengi saçlar filan vardı bildiğin taştı yani daha doğrusu göktaşıydı.

Hay allahım sen neler yaratıyorsun be anam diye düşündüm.

Çocuk yanıma geldiğinde alayla beni süzdü.

"Babamın ortağının meşur kızı." dedi gülerek.Biraz gıcıktı çünkü o an ağzına ıslak odunla vurasım gelmişti.

"Babamın ortağının gerizekalı oğlu." dedikten sonra göz kırpıp asansörü beklemeye devam ettim.Ayşe teyze kapıyı tutup komşuyla dedikoduya başladıysa yandık.

"İsmim Luke, bücür."

Bücür mü ben bunun ağzını burnunu kırarım ama.

"Bücür öyle mi? Sende mankafasın."

"Birincisi ismini bilmiyorum ikincisi bu sözcük sana cuk oturdu bence." deyip göz kırptı.

Allah'ım o ne biçim göz kırpmaktır ya rabbim. Göz kırpmak benden çok yakışıyor çocuğa ama bu öküz olduğunu değiştirmez.Ha birde odun,ağaç, orman.

"İsmim İrem ve senin gibi gâvur değilim Luke."Ağzını açtığında konuşmaya devam ettim."Ayrıca aramızda sadece bir kaç santim var bu yüzden de aynı yaşta olduğumuzu düşünüyorum."

"Yanlış düşünüyosun o zaman bücür ben on beş değil on yedi yaşındayım ayrıca bana gâvur diyemezsin Türkiye'de doğdum ama nerdeyse 1 yaşımdan beri İngilteredeyim o yüzden ismim Luke yani, Kes şimdi."

Oha yok deve. Ben on beş yaşındayım güya oda on yedi. Yav he he.Burayı mı anladın çocuk yarım saattir uzun bir cümle kuruyor anladığın yere bak demeyin ben böyleyim ne yapıyım?

"Ben on altı yaşındayım ayrıca sen on yedi yaşında pek gözükmüyorsun."

Yalandan geberen ilk insan olarak tarihe geçiyorum. Çocuk on sekiz yaşında gibi resmen ne on yedisi.

"Gördün mü benden küçüksün bücür.Şimdi seninle uğraşamam işlerim var benim."Asansör geldiğinde o çoktan merdivenlerden inmeye başlamıştı. Gıcık,gerizekalı.

Arabaya inip radyoyu ayarladığımda zafer kazanmışcasına gülümsedim. Annemle babam arabaya bindiğinde bu günlerde şöför kullanmadığımıza şükrettim. Babam üşendiği için radyoyu değiştirmezdi ama değiştirtirdi. Selin de geldiğinde ikimiz beraber arka koltuğa yayıldık.

"Değiştirdin dimi?" Selinin sorduğu soruya karşı piç smile yaptım.

"Tabi kızım ne sandın sen beni," göz kırpıp arabayı çalıştırmalarını bekledim.Araba çalışıp hareket etmeye başladığında Lorde'ın sesini duymamızla Selinle birbirimize baktık.Aynı anda şarkıyı söylemeye başladığımızda geleneği devam ettirdiğim için kendimle gurur duyuyordum.Çünkü İrem olmak bunu gerektirir.

Nakarat kısmı bittiğinde ikimizde susup telefonlarımız ile ilgilenmeye başlamıştık.Facebook a girip arama motoruna soyadını bilmediğim halde Luke yazdım. İlk çıkanın o olduğunu gördüğümde beş ortak arkadaşımızın olduğunu gördüm.

Annem

Babam

Begüm

Begüm'ün annesi

Begüm'ün babası

Begüm nerden tanıyordu ki bu çocuğu.Umursamayıp twitterda ve instagramda uzun süre dolaştıktan sonra telefonu kapattım.Şarkıya eşlik ederken durduğumuzda hızla düzgünce oturup en sevdiğim alana baktım.Bomboş çimenlik alan harikaydı. Bir dakika ya orda Luke'lar da vardı ve Begüm Luke ile gülerek bir şeyler konuşuyordu. İnanmıyorum..!!

Hemen fırlayıp yanlarına gittiğimde Begüm bana sarıldı.O sırada Luke'un herzamanki alaycı bakışlarına maruz kalmıştım.

"Seni biriyle tanıştırıcam İrem bu kuzenim Luke Ingiltereden daha yeni döndüler sizin ortaklarınızdan ve sizin apartmana taşındılar."

Cidden olamazdı yani imkansızdı nasıl olabilirdi ki bu.Bizim öküz Luke en yakın arkadaşımın kuzenimiydi.Aman Tanrım !!

"Biz çoktan İremle tanıştık."

Göz kırptığında kafasını koparmak istediğimi fark ettim.

"Maalesef tanıştık."dedim yapmacık bir gülümsemeyle.

"Maalesef."

APARTMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin