Tarih: 14.11.2018
Saat: 18.38J.Jeongguk:
Şu sıralar sakin gibisin.
Okulda durumlar nasıl?
iletildi
(19.54)
görüldüBlackswan:
Kusura bakma, bir işim vardı da.
Aslında her şey stabil gidiyor, onların yaptıklarını görmezden geliyorum sadece.J.Jeongguk:
Ne yapıyordun ki bu saate kadar?Blackswan:
Ah,
Sadece sınıftan bir arkadaşımla buluşmuştum.J.Jeongguk:
Başka arkadaşın yoktu ve herkes senden nefret ediyordu diye hatırlıyorum?Blackswan:
Öyle zaten,
Sadece o bir istnisna o kadar.
görüldüBlackswan:
Hem neden sordun ki?
Sen iyi misin?J.Jeongguk:
Ben iyiyim,
Sadece şu sıralar hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor o kadar.Blackswan:
Neden böyle düşünüyorsun?J.Jeongguk:
Bilmiyorum.
Başıma aniden giren ağrılar bile işlerin seyrinde gitmediğini bas bas bağırıyor aslında.Blackswan:
Gguk-ah...
Lütfen kendine dikkat et.
Sana bir şey olsun istemiyorum.
görüldüJ.Jeongguk:
Beni seviyor musun?
görüldüBlackswan:
Evet.
Şu an sahip olduğum tek güzel şeysin.J.Jeongguk:
O zaman gel ve iyi hissetmemi sağla.
Çünkü ben de çok yorgunum Kuğu,
Tükenmek üzereyim.Blackswan:
Jeongguk, yapamam.
Lütfen anla beni.
görüldüBlackswan:
Gerçekten çok üzgünüm.
Lütfen...
Lütfen bana darılma olur mu?
iletildiBlackswan:
Zamanı geldiğinde senin karşına çıkacağım zaten,
Bunu benim için zorlaştırma.
iletildi...
Islak kirpiklerim usul usul kapanıp açılıyor, bakışlarım bir kez olsun ekrandan ayrılmıyordu; kalbimin sessiz çığlıklarını dinlerken belki son yazdığımı görür ve cevap yazar diye bekliyordum, lakin yazmayacağını da en iyi ben biliyordum. Tekrar yanmaya başlayan gözlerimle birlikte yattığım yataktan zorlanarak kalktım, karnımda yeni yeni oluşmaya başlayanan morluklar sanki benden canımı alıyorlarmış gibi hissetmeme neden oluyordu. Çıplak ayaklarım soğuk parkeye bastığında ürperdim, canımı yakmamaya ne kadar özen göstersem de pencerenin önündeki tekli koltuğa giden her adımımda kaslarım sızım sızım sızlıyor, damarlarım acının nohaş tadıyla sarsılıyordu.
Bir elimde sıkı sıkı tuttuğum telefonumla kendime ikinci yuva bellediğim eski koltuğuma oturduğumda canımın yanmasını umursamadan dizlerimi bir anda kendime çektim ve müthiş bir yangının karnımda can bulduğuna şahitlik ettim; o an, yara olmuş dudaklarımın ardından iniltim duyulmasın diye dişlerimi yumuşak ete vicdansızca bastırdım. Saniyeler sonra fırtına gibi yangın yerini sıcak küllere bıraktığında derin bir nefesi ciğelerime konuk ederek gözlerimi izlemeye doyamadığım gökyüzüne çevirdim. Yine yıldızlar, gece vaktimin tek dostları bana selam veriyor, halimi hatrımı sorarak gönlümü hoş etmeye çalışıyorlardı. Lakin bu, şu an için mümkün bir eylem değildi; çünkü Jeongguk'un kötü olduğunu bildiğim halde ona gidememek, bana yapacağını söylediği gibi ellerinden tutamamak o kadar zordu ki, avuçlarıma bir parça kırık cam bıraksanız daha iyi olurdu.
Bakışlarımı kısa bir anlığına mesaj var mı diye siyah ekrana çevirsem de hayal kırıklığıyla kutsanıp gözlerimi kapadım. Bir nebze olsun belki zihnimi dağıtırım diye geldiğim koltuğumda zihnime düşen tek şey Jeongguk ve onun ciğerime oturan sözleri oluyordu; elbette onun yanına gitmek ve dertlerine çare olmak isterdim, ama bu yaralı halimle eve zor gelmişken onun yanına gidemezdim. Dahası güzel bile değildim; karnımda avuç kadar kan toplayan morluklar, sol elmacık kemiğimi süsleyen ince bir çizik ve hemen anlımın sağında kendini gösteren şişmiş bir dokuyla onun karşısına çıkamazdım. O, bu kadar güzelken, ben ona bakamazdım bile.
Alt kattan gelen kısık televizyon sesi dışında odama hakimiyet kuran sessizlik telefonuma gelen bildirim sesiyle yarıldığında aceleyle ekranı açarak Jeongguk ile konuştuğumuz uygulamaya girdim. Gözlerim heyecan ve bir o kadar karmaşık duyguyla yazılanları okuduğu sürece nefeslerim ellerimden bir bir kaçtı, dudaklarım aciz bir soluk uğruna aralandı. Ancak yine de eve geldiğimden beri yeni yeni duran gözyaşlarım tekrar uğurlandığında bulanık görüşümle bir şeyler yazmaya çalıştım. Ama ne ellerim tuttuyor ne de aklım doğru düzgün çalışıyordu; bu yüzden elimden gelen tek şeyi yapıp uzun zamandır ilk kez bu denli derin bir şekilde sessiz yakarışlara tutuldum. Ve o an, karnımdaki acıyı unutmuşluğumu bile farketmeyerek Jeongguk'un acısına ağladım.
...
J.Jeongguk:
Oysaki ben ellerinden tutmaya hazırdım Kuğu.Blackswan:
Jeongguk...
Gerçekten çok üzgünüm.
Affet beni.
iletildi•••
Matematik sınavım var, bölümler gecikecek o yüzden, gerçekten üzgünüm :'(
» Düz yazılar sizce nasıl ve Blackswan'ın yaşadıkları hakkında bir fikri olan var mı?
🐯💜🐰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Blackswan |Taekook|
Fanfiction❝Eğer acılarını taşıyamıyorsan, kelimelere fısılda.❞