Neden bana yorum bırakmıyorsunuz? Ben üzüleyim mi? 😔
•••
Tarih: 28.11.2018
Saat: 22.12Her mevsim solardı yüreğim, yapraklarım aynı gözyaşlarım gibi güz rüzgarlarında savrulken güçsüz ruhum ayakta kalmak adına çok direnmiş, çok yıpranmıştı; ancak yolun sonunu görüyordum, güçsüz ayaklarımda artık omuzumdaki yükleri taşıyacak mecal kalmamış, pes ediyordu. Kaybetmenin verdiği o acı tat damağımda dağılıyor, gözlerimi yaşartıyordu; katlanılamaz olsa da bu acıyı kendi ellerimle benliğime buyur ettiğim için dudaklarıma mühür vurmak gönlümü gocundurmamıştı. Zira burada bir suçlu varsa herkes bunun kim olduğunu ve neden kendini bile bile ateşe attığının farkındaydı; çünkü bir aptaldan farksız olan Kim Taehyung eski dostunu kaybetmemek adına sırtına kabul ettiği her bıçağı anlayışla karşılamış ve en sonunda kazarken tırnaklarına dolan soğuk toprağın hakkını vererek kendini mezarına gömmüştü ve işte şimdi gecem ayı bile göremeyecek şekilde kapkaranlıktı.
Burnuma dolan keskin koku, kulaklarımı çınlatan belli belirsiz boğuk sesler ve başımı sızım sızım sızlatan kuvvetli bir ağrı gerisin geri uyumak istememi sağlıyordu, ancak duyduklarım tüm isteğimi bir balon gibi tümüyle söndürüvermişti bir anda. "Uyanınca polise ifadesini vermesi gerekiyor biliyorsun değil Chansoo? Nasıl hâlâ okula devam etmesinden bahsedebilirsin anlamıyorum." Annemin titreyen ve hafif kısık sesi içimi burktu, daha kendime gelemediğim için neler olduğunu anlayamasam da seri atılan adımların seslerini işitmek babamın gergin olduğunun birinci elden kanıtıydı. "Ne yapabiliriz? Dönemin ortasında kim kabul eder onu?" Bu sefer konuşan babamın sesi de en az anneminki kadar kısıktı, ya kimsenin duymasını istemiyorlar ya da benim uyanmamamı istiyorlardı. "Doktor darp izlerinin olduğunu söyledi, bunun ne demek olduğunu biliyorsun."
Yorgun bedenime rağmen kollarım annemin titreyen sesine sarılmak uğruna uyuşuyordu, benim için ağlaması yetmiyormuş gibi bir de benim çoktan seçmiş olmam gereken çözüm yollarını arıyordu. Böyle giderse tartışmanın daha da alevleneceğini bildiğim için gözlerimi yavaşça açtım, ancak açar açmaz gözlerime vuran ışık yüzünden gerisin geri kapatıp yüzümü buruşturdum. "A-anne," Uzun zamandır konuşmadığım için çatlayan ve neredeyse fısıltıdan farksız olan sesim boğazımı acıtmıştı, yutkunarak kuruyan dudaklarımın üzerinde dilimi gezdirdiğim vakit annemin çoktan yanı başıma geldiğini anladım. "Oğlum, iyi misin?" Şefkatli sesinin ardından yumuşak elini yavaşça yanağımda gezirdi, her zaman kullandığı parfümünün kokusunu tebessümle içime çekip gözlerimi kırpıştırdım. "Su istiyorum," Babam bir bardak suyu acaleyle katıp bana uzattığında gözlüklerinin buğulandığını gördüm, yaşaran gözbebeklerini kırpıştırınca bardığı yavaşça kavrayıp yudum yudum içtim.
"Şimdi daha iyi misin?" Annemin kızarık gözleri canımı yakmaya yeminli gibiydi, onları üzmemek adına ne kadar uğraşsamda elimi attığım her iş gibi bu da batmıştı, yine de cevap olarak sadece başımı sallamakla yetinip sustum. "O zaman her şeyi başından anlat bize." Babam benim yarattığım sessizliği bozarak konuştuğunda boğazıma oturan yumru daha da şişerek büyüdü, henüz daha kendime bile gelememişken ne yapacağımı düşünemez ve babamlara her şeyi anlatamazdım. "B-baba, lütfen..." Ne kadar dirensem de dolan gözlerimi gören babam derin bir nefes vererek sert adımlarla dışarıya çıktığında kapıyı ardından çarpmasıyla irkilip gözlerimi sıkı sıkı yumdum. "Taehyung, sen babana bakma. Biraz fazla telaşlandı o kadar." Kafamı kaldırmadım, zira kaldırıp anneme baksam anında ağlayacağımı biliyordum, bu yüzden sadece odadan çıkarken topuklusunun ince seslerini dinleyip kafamı daha çok eğdim.
Basık odada tek başıma kalmamla birlikte gözyaşlarım bir bir yanaklarımdan düşerken derin bir nefes aldım fakat hâlâ boğazımdaki yumrudan kurtulabilmiş değildim, alt dudağımı sertçe ısırıp olası bir hıçkırığı engellemeye çalışırken kapının bir anda açılması korkarak kafamı eğmemi sağladı. "Biraz y-yanlız kalmak istiyorum," Ses tellerimin güçsüzlüğü dilime yansıyınca utandı içimdeki küçük çocuk, gelen kişi ya annem ya da babam olabileceği için çaktırmadan soğuk parmaklarımla yanaklarımı silmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Blackswan |Taekook|
Fanfiction❝Eğer acılarını taşıyamıyorsan, kelimelere fısılda.❞