MUTLULUĞUN SESİ

✴GÜNEŞ , BEN VE TUNA✴

Tam herkes bana bakarken öğretmenimiz içeri girdi . Yerime geçtim . Derse başladık . Güneş bana bakıp bakıp duruyordu . Sonra mimikleriyle bana bir işaret yaptı . Ne kadar anlamasam da ona tamam anlamına gelen bir işaret yaptım . Sanırım "çıkışta beni bekle"demek istemişti . Dersin bitmesini sabırsızlıkla bekliyordum , bana ne diyeceğini çok merak etmiştim .
Zaman geçmek bilmiyordu .
Kafamı kaldırıp duvarda asılı olan saate baktım ve tam o sırada zil çaldı . Güneş bana bakıp göz kırptı . Ben de kafamı sallandım . Tuna Güneş ' i bekliyordu . Güneş ise "sen beni aşağıda bekle " dedi Tuna'ya . Tuna "neden?" Dedi . Güneş cevap vermeyince de Güneş ' in çantasını alıp aşağı indi . Güneş ve sınıfta tek başımıza kalmıştık . Melih de beni aşağıda bekliyordu .
Güneş konuşmaya başladı :

- Önce sen biraz kendinden bahset

- Ben Melis , bir ikizim var : Melih , normalde 10a gitmem gerekiyor  , bunu sana söylemekte ne kadar doğru yaparım bilmiyorum ama benim annem hapishanede ve babam bizi terk etti , bir tek dayım var , diğer akrabalarım neredeler hiçbir fikrim yok , daha önce hiç görmediğim akrabalarım var .

- Hmm,  garip bir hayat hikayesi...

Bir an derin bir sessizlik oldu . Ben tam "ya sen?" Diyecektim , Güneş "tanıştığıma memnun oldum istersen bugün birlikte gidelim  " dedi . Kabul etmekle etmemek arasında kaldım . Sonra biz konuşurken durmadan mesaj sesi gelen ama umursamdığım telefonuma baktım . Mesaj atan Melih'ti . Gittiğini yazmıştı.  Bu durumda başka çarem kalmamıştı . Güneş'lerle gitmeyi kabul ettim . Birlikte aşağı indik.

Tuna motorunda bizi bekliyordu .  Güneş Tuna 'ya yaklaştı . Çıkar o kaskını dedi . Tuna çıkarmamak için direndi . Güneş en sonunda kendisi çıkardı . Ve Tuna'nın gözü mosmordu .
Güneş  " Ben sana ne dedim!  " diye bağırdı . Çok sinirli görünüyordu.  Bana dönüp " işte bu böyle , tek başına bırakamıyorsun " dedi . Ben sadece susuyordum . Güneş biraz daha açtı konuyu : "Tuna birileriyle dövüşmeden duramıyor , hep bir kavganın içinde . Onu yalnız bıraktığımda da hep bunlar oluyor "

Sonra Güneş  "her neyse , hadi gidelim " dedi . Ve Tuna' nın kaskını taktı . Motoru o sürecekti . Bizi bir yere götürdü . Ara sokak gibi bir yer . Oradaki merdivene oturduk . Motorun arka gözünden pamuk ve bir ilaç çıkardı . Tuna ' ya pansuman yaptı . Sonra motora geri bindik . Ve bana evimi sordu , ben de tarif ettim . Beni bıraktılar . Birbirimize telefonunuzu verdik . Bıraktıkları için  teşekkür ettim . Güneş benden özür diledi . Sanırım Tuna ' nın adına özür dilemişti ...

Eve girdiğimde Melih koltukta yatıyordu . Gözleri yarı açık yarı kapalıydı . Işlerimi sessizce yaptım . Sonra oturup günümü değerlendirdim . Bunu hep yapardım .

Ve en sonunda kaptan olmak istemediğimi anladım . Güneş e mesaj attım. "Ben kaptan olmak istemiyorum" diye. Çok geçmeden "neden ?" Yazdı . Bu işin bana göre olmadığını anlattım . "Peki sen bilirsin " yazdı . Yani bu durumda gıcık Tuna yine kaptan olacaktı . Güneş ' in Tuna'ya bu haberi vermesini istedim. Sonra telefonumu bırakıp derse geçtim . Hiç ders çalışasım yoktu ama yine de en azından 100 soru çözmeliydim .

Ben dersime oturduktan biraz sonra Melih uyandı . Odama girdi . Çok halsiz görünüyordu . Hiçbir şey demeden geri çıktı . Ben de dersime ara vermeye karar verdim . Kalkıp bir bardak su içtim . 1-2 şarkı da dinledikten sonra tekrar dersime geçtim . Ders çalışırken arada sırada telefonumu açıp bir şeyler yapıp geri kapatıyordum . Iyice sıkılmıştım . Salona girdim . En sevdiğim filmlerden biri olan ve defalarca izleyip de bıkmadığım filmi açtım . Yani : "MUTLULUĞUN SESİ" .

Sonra Melih ' i çağırdım . O da geldi . Biraz da mısır patlattık . Ve birlikte izledik . Saat çok geç olmuştu . Artık yatmalıydık . Odalarımıza çekildik . Ben biraz telfonumla uğraştıktan sonra dalmıştım. 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Arkadaşlar biraz yazmaya ara vermek zorundayım , ama sonra tekrar döneceğim 💞