Y.A/4

5.6K 505 98
                                    


Sarındı. Sanki ince hırkasına daha fazla sarınsa üşümeyecekmiş gibi daha sıkı sarındı. Ancak işe yaramayacaktı. Elleriyle kollarını bir kaç kez ovdu. Soğuk rüzgarlı bu gecede yaptığı tek şey onu beklemekti. Saatine baktı. Az sonra gece yarısı olurdu zaten oda gelirdi.

Her gece yarısında genç kadının karşısında durduğu denize tam manzaralı kayalığın önüne oturur. Birasının kapağını açar ancak içmeden evvel illaki sigarasını yakardı.

Şişesini yarılamadan asla şarkıya girmez sanki bile isteye genç kadını burada bekletirdi.

Ancak her şeyden bir haberdi, Ulaş.

Ne de güzel bir isimdi bu.

Duyduğu seslerle bakışlarını denizden çekti. Gözleri direkt olarak kolundaki saate kayarken tam gece yarısı olduğunu fark etti. Onun geldiğinden emin bir şekilde kafasını kayalığın arkasından çıkardı.

Evet o gelmişti. Ancak yalnız değildi.

Kucağında taşıdığı ancak genç kadının ayırt edemediği şeyle biraz daha yaklaştı Ulaş.

Dolunay ışığının kapsadığı alana girdiğinde kucağındaki şeyin küçük bir köpek olduğunu gördü. Arkası genç kadına dönük olduğu için yüzündeki ifadeyi göremiyordu.

Yere oturdu.

Kucağındaki köpeği yanına koydu. Ve elinde ki poşeti oraya bıraktı. Ardından tekrar ayaklandı. Ve yerdeki köpeğe baktı. Yüzünü genç kızın olduğu tarafa dönünce gözlerinde ki yaşları fark etti.

Kadının gözleri direkt göğe kaydı. Bolca yıldızın olduğu bir geceydi. Ya, neden ağlıyordu?

Bakışlarını takip edip köpeğe baktı. Hala hareketsizce yatıyordu oracıkta. Ulaş, tekrar onu kucakladı. Ve bakışlarını göğe çevirdi oda.

"Arkadaş gönderiyorum size, oda sizin gibi araba kazasında yumdu gözlerini" dedi ağlayan ses tonuyla.

Yıldızlarla konuşmasına alışıktı, genç kadın.

Ancak şimdi bir anlam yükleyebiliyordu.

Ancak şimdi yıldızlarla değilde ailesiyle konuştuğunu anlayabiliyordu.

Gözleri dolarken genç adamın alçak, ağlak ve kırgın sesini duydu tekrar.

"Şimdiye kadar benim arkadaşımdı, daha çok küçüktü. Meleğim gibi" dedi.

Melek? Kardeşi olabilir miydi?

"Ancak şimdi oda öldü anne,"

"O artık sizin arkadaşınız anne"

"Meleğim köpekleri çok severdi, biliyorsunuz anne"

"Ona iyi bakın orada, baba"

Bir hıçkırık döküldü dudaklarından, genç kızın yüreği kanadı. İçini çekti ardından, genç kızın yüreği parçalandı. Sonra ilerlediğini fark etti adamın ayaklandı aniden. Kanayan yüreğinin parçalarını toplamadan usul usul peşinden gitti.

Uzaktan uzaktan adımlarını izledi.

Toprak bir alana geldiklerinde bir köşe bulup yine gizliden gizliye onu izlemeye başladı. Genç adam bulduğu bir ağaç dalını yerden alıp toprağı eşelemeye başladı. Ağlaması daha da kuvvetlendi. Genç kızın yüreği daha da parçalandı. Eliyle ağzını kapadı ki, adam onu duymasın. Olduğu yere daha da sindi ki, adam onu görmesin.

Görmesin ki ağlaması dinmesin.

Ağlasın ki içi içini yemesin.

Derinceye kazdı toprağı, son bir kez baktı dostuna. Sildi sonra yaşlarını. Köpeği kucakladığı gibi bağrına bastı. Sonra bir kaç kelime döküldü dudaklarından.

"Elveda, Yoldaş"

Bıraktı Yoldaş'ı o çukurun içine. Doldu gözleri tekrar. Sonra eliyle kazdığı toprağı geri itekledi. Güzel bir mezar yaptı Yoldaş'a. Sonra büyükçe bir taşı dikti mezarın başına. Sonra bir kaç kelimenin daha firar etmesine karşı gelmedi, dudaklarından.

"Elveda, dostum"

  🍂

Genç adam biraz daha mezarın başında ağladıktan sonra tekrar kayalıklara doğru yürümeye başlamıştı. Kadın o gittikten sonra saklandığı yerden çıktı. Ve kayalıklara doğru ilerlerken gözlerini sildi.

Ne güzel bir adam bu. Ulaş.

Ne güzel yürekli bir adamdı.

'Ne güzel birini sevmişim' dedi kadın.

Evet onu seviyordu. Onu tanımadan, onu tatmadan, onunla konuşmadan onu seviyordu. İsmini bile daha dün öğrenmişti. Ama onu seviyordu. Deliler gibi merak ettiği genç adamın derdini daha dün öğrenmişti. Ama onu seviyordu.

Adamın adını bilmemesinin bir haksızlık olduğunu düşünerek ani bir kararla telefonunu çıkardı. Onu uzaktan izlerken telefonun klavyesini tuşladı.

Bilinmeyen Numara: Aden

Bilinmeyen Numara: Adım aden

Yıldızların Altında •|• TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin