Her sey simdi basliyor..

70 2 0
                                    

Kucucuk biz kiza takilmistim. Kucucuk, masum ve bi o kadarda buyuleyici guzellikte bi kiz.. Ustelik yakisikli degildim ve o beni tanimiyordu. Yani anlayacaginiz ben bindim bi alamete gidiyorum kiyamete.. Bekledigim mesaj geldi. Geldi gelmesinede benimde ecelim geldi.. Heyecandan kalbim durdu sanki. Oysa oyle zor durumda bitakcak bi mesajda degildi. Sadece "selam :)" yazmisti. Ya hic unutmam, 5 dakika boyunca ne cevap verecegimi dusundum. Ya bi dusunun. Selam yazan insana selamdan baska ne cevap verilebilirki? Ama o anki heyecan boyle degisik bi salaklik veriyo insana. neyse zorda olsa cevap vermistim. Biraz kendimden bahsetmek gerekirse o ana kadar belki hayatima 60-70tane kiz firip cikmisti. Ama ben ona yazarken sanki ilk hoslandigim kizla konusurmus heyecani vardi bende.. Hikayenin basinda biraz olgun oldugumu soylemistim. Bosverin o soyledigimi. Oyku'ye cevap yazarken 5 yasindaki Poyraz'a donustum ben.. Standart tanisma cumlelerinden falan sonra Oyku'nun ogrendigim ilk ozelligi olan acik sozluluguyle tanistim. Pat diye 'Sen benden hoslaniyomussun? :)' demez mi? Hah ayvayi yedin Poyraz dedim. Evet desem ayran gonullu oldugumu dusunup ilerde olursa, sevgime inanmayacagini dusundum. Hayir dersemde baslamadan bitirmis olmazmiydim? En iyiai kacamak bi cevap vermekti ve oylede yaptim. Kim dedi falan gibisinden sorular sorup onun sordugu soruyu cevap vermeden gecistirdim. Zaten cokta surmedi ondan hoslandigimi soylemem. Hatirladigim kadariyla 1 hafta icinde falan itiraf etmistim bile.. İlk gece 1 saat falan konusup bitirdik konusmayi. Konusma bitti ama benim yuzumde hala aptal bi gulumseme vardi. Usun bi aradan sonra ilk defa bi aksam odamdan cikmistim. O depresif Poyraz gitmis yerine gulucukler sacan bi insan gelmisti. Ertesi gun omu gorebilme umuduyla tekrar cikisa gittim. Ama o gun goremedim. İlk adimi erkek atar derler ama bugune kadar hic biseyden cekinmeyen ben ilk defa bu kadar cekingen davraniyodum. Cocukca davraniyodum adeta. Her saniye fotograflarina bakiyodum. Ama mesaj atamiyodum. Yani biraz yakisikli olsam veya biraz guvensem kendime aticam ama yok.. Ve bana ogrettigi ikinci ozellik mutevazilik oldu. Bu kadar guzel bi kiz nasil boyle mutevazi olabiliyordu aklim almadi. İkinci gunde o mesaj atti. Ama konustukca guluslerim buyuyodu. Daha once hic hissetmedigim hic tatmadigim duygulari hissettim, yasadim. Ask falan degildi daha zamani vardi. Bambaska biseydi bu. Anlatmaya kelimeler yetmiyo. Anlatsam roman olur derler ya. Aynen oyle. Hergece basimi yastiga koyar koymaz uyurdum. Ama bu gece beynimde kalbimde Öykü'yle mesguldu. Yani bu gece uyku yoktu. Yani bu gexe dusunce mesaisi vardi.. Kalbim hala deli gibi atiyordu. Ben kendimi sakinlestirmeye calisiyordum. Hem nasil olacaktiki? Bos yerede umitlenmek istemiyordum. Ne yalan soyleyim, kucuk bi kizdan buyuk bi sevgi beklenmez diye dusunuyodum onu tanimadan. Ama bildigim butun herseyi alt ust etti bu cennetten dusen melek.. 1haftamiz falan gecmisti. Hoslandigimi soylemistim. O da merak etmisti beni biliyorum. Birbirimizi gormek icin plan yaptik. Okul cikislarina gitcektim o da yanima gelcekti. Eee zaten heyecanliyim, bi de bu arkadaslariyla gelmezmi.. Arkadaslari guluyo falan, bu da guluyo. ben iyice kotu oldum. Konusamadimda zaten. Kendi kendime "olum yanildin anladigim kadariyla bu kiz seni dalgaya alacak" diye dusundum. Zaten o da gulerek gorusuruz diyip gitti. Eve gittim ama bu defa yuzum gulmuyodu. Tamam diyip odama yeniden kapandim ve tam yeniden eski Poyraz'a donecektimki..... Gelen Kutusu(1).. Ve yine Öykü. "Tamam. Poyraz hadi sans yuzune guluyo" dedim kendime. ama islerin ne kadar zor olacagini bilmeden. oysa birini tum herseyiyle tanimadan ona baglanmak kadar tehlikeli bisey yoktu. Ve bu ki beni baglanmak istememe ragmen kendine cekiyordu. İsin garip tarafi bunu yaparken sihire ve ek bi cabaya gerek duymuyordu. Sadece konusmasi yetiyordu beni baglamaya. Laf lafi acti. Epeydir aklindada kalbindede biri varmis nerden bilebilirdimki o guzel ve masum yuzun altinda bi huzun yattigini. Cok uzuluyodu ve cok seviyodu o cocugu. (sevdigini saniyodu :D) Bi cocuga bakayim dedim. Bi cocuga baktim bide dondum kendime baktim "ulan haddine mi be serseri" dedim. "Ona verebilecek bi kalbinden baska neyin var'' dedim kendime.. Ama ya onun da istedigi sadece temiz bir kalpse? Sicak bir gulus? Samimi bir sarilmaysa? Neden olmasin? Hem umut olmadan yasanmaz ki..

Dusundum. Allah yeterince guc vermis bana. bugune kadar kavgadan baska hic bisey icin kullanmamisim bu gucu. Simdi ise kucuk bir kizi sevmek ve onun kalbini kazanmak icin kullanayim? En fazla asik olurdum nolacakki dedim. Kendi kendime ne olursa olsun vazgecememeye soz verdim. Baskasini seven birini sevecektim. Bi hint atasozu vardir. Bazen yanlis tren sizi dogru istasyona goturebilir. Yanlis veya dogrular umrumda degil. Ben sadece Öykü'yü istiyordum. Artik bende Öykü'ye mesaj atmaya baslamistim. Butun bunlar aralik ayinda yasaniyordu. Ama Öykü okadar temiz kalpliydiki üzülmemem icin bana en ufak bi umut bile vermiyordu. Ama buna sevinsem mi uzulsem mi bilemedim.. Cok gecmeden Öykü'ye onu sevdigimi söyledim. Yilbasida yaklasiyordu. Ona bi hediye almaliydim. Ama siradan erkeklerin basit kizlara aldigi gibi kolye bileklik falan olmamaliydi bu hediye. Ve bir kez daha kendime "Onun yuzune baak her insana mutluluk verir. Kendine bile mutluluk verebilir" diyerekten resimlerini kalpli ve isikli bir kupe bastirdim. Hem bas ucuna koyarsa her sabah mutlu uyanir diye dusundum. hediyeyi okul cikisinda verdim. Almamakta biraz direndi ama sonunda beni kiramadi. Hediyeyi aldi ve servise bindi. Eve gittimde o ana kadar aldigim en anlamli mesaji gordum. "Cok tesekkur ederim, hayatimda aldigim en guzel hediyeydi <3" Aslinda cumlenin sonuna kalp koymasi bile umut ateslerimi yakmaya yetti. Artik bi umudum vardi. Ben hediyeyi verirken mutluydum ama yavsak bi eski sevgilisi kolye almisti ona. O gün ona baya sinir olmustum. Ama Öykü'ye hic bisey belli etmedim. Bu guzel aksami baska biri yuzunden mahvetmek istemedim. Gercekten Öykü'yle gecen guzel gunlerimiz bası o gundu benim icin.. Kendi okulumdan cok artik Öykü'nün cikisina gider oldum. O hala o cocugu unutamamisti. Canim öyle yaniyorduki ve benim elimden hic bisey gelmiyordu. İsin garip tarafi Öykü'ye olan sevgim her dakika giderek artiyordu. Asık mi oluyordum ne.. Uzuntum artik sevgimin buyujlugune yaklasmaya baslamisti. nerdeyse her aksam iciyordum. Berbatti o geceler.. Ama sarhosluk canin yandiginda cok guzel bi sey en azindan eskisi gibi uyuyabiliyordum.. Gunler hizla geciyordu. 24 Ocak gunu okulda bir gezi olcakti gidesim yoktu ama arkadas zoruyla gittim. Geziden dönüste Öykü'yle konusmustum. Bana sakasina baska bi erkekten bahsetmisti. Sevgim mantigimida kor etmisti. Telefonu kapatip otobuste gizlice aglamistim. İlk kez bi kiz icin aglamistim.. Aglamakla kalsam yine iyi. Kolanya icmistim be. 80 derece.. Bilirsiniz kolanya kör edebilme ve sakat birakabilme ozelligine sahip. Oysa hic dusunmeden kafama diktim. Biraz ictim ve arkadas elimden aldi. Kiz arkadaslarimdan biride durumu gormus ve Öykü'ye cok sinirlenmisti. Hatta ertesi gün onu dovmeye gidicekti. Bu arada ertrsi gunde sömestr tatiline girecektik. Neyse otobus oyle boyle Silivriye geldi. İner inmez 3 kutu Tuborg bira alip sahile kostum. Hepsini denize gidip ictim. Sonrasini hatirlamiyorum. Ertesi sabah okula gidip karnemi alip geldim. Ama bi de ne goreyim arkadasim cidden Öykü'le kavga yapmaya gidiyordu okul cikisina, hemde yaninda sevgiliside vardi. Hemen pesinden gittim. Daha sonra Öykü geldi yaninda 4-5 kisiyle. Simdi bi secim yapmam gerekiyordu arkadasimmi? yoksa hayatimi degistirecek, guzellestirecek kizmi?..

Kış GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin