14. Bölüm

17.3K 464 30
                                    


Giray telefon görüşmesini sonlandıralı 20 dakika olmuştu ama hala soğuk balkondaki yerini farketmeden koruyordu.

Nazlının yapabileceklerini daha en başından şeffaflığıyla görüyordu, yırtıcı, tehlikeli, rezil varoluşunu...

Yinede bu son hamle Nazlı zekasının bir ürünü değildi, aksi halde çocuklarını ve kendisini bu lüksten mahrum bırakmasının kuvvetli bir çıkarı olmalıydı

Giray aklına getirdiğini bir süre orada tuttu, dahası tutmaya, durdurmaya çalıştı çünkü ihtimal genç adama doğru parladığında kin ve öfkeden boğulacakmış gibi hissediyordu, yine de bebeğin bir başka adamdan olduğu fikrinin Giray'ı sarması çok uzun sürmedi.

Nazlı başındaki ağrıyı ertelemeye çalışırken bir yandan da evde bıraktığı eşyalarını yerleştirdiği valizi, dengesini kaybetmeden merdivenlerden indirmeye çalışıyordu.

Giray saatler önce yerleştiği koltuktan, elindeki valizle sarsılarak aşağı inen karısını izledi. Planını işlemek için acele etmedi, kadının elleri kapıya uzanana kadar seyir halini sürdürdü

Nazlı, gidişini esenlikle izleyen kocasına içinden sıralı küfürler armağan ederken Giray'a bakmamak için direnip kapı koluna davrandı

"Nazlı"

Nazlı, Giray'ın ağzından duyduğu ismiyle, tuttuğu kapı kolunu daha temkinli kavrarken, arkasına dönme tenezzülü göstermedi "Ne var?"

Giray kendisine bakmayan karısının bu nezaketsizliğini fırsat bilip yumruğunu bir kaç defa sıktı "Biraz konuşabilir miyiz" hemen ardından alışık olmadığı sihirli kelimeyi ekledi "lütfen"

Nazlı'nın elleri artık valizin sürgüsünü ya da kapıyı tutmuyordu, tutması gerektiğini, onurlu bir son adımla bebeğine koşması gerektiğini bilsede içinde hep aynı güzel cümle uçuyordu.

Yine de dikleştirdiği omuzlarının ardına sakladığı kalbiyle, kapıya yakın bedenini Giray'a döndürdü "Konuşmak bize büyük kalabilir, tartışmak niyetinde de değilim o yüzden ne istiyorsan söyle"

Nazlı'nın kararlı duruşu, Giray'ın egosuna değen her duyguyu öfkeye doğru hızla çarpıyordu. Genç adam içindeki kini dışardan parlayan bir nezakete çevirip konuştu "Yapma Nazlı.. Ne olursa olsun biz evliyiz, bu şekilde bir bitişi ikimizde haketmiyoruz"

Giray için için biricik karısını boğarak öldürmek istese de, elinden bu kadar kolay kurtulmasına müsade edemezdi. Sevdiği kadına, Ahu'ya ettiği ihanetin bedelini onu kaybederek ödedikten sonra ona nefes aldıracak tek ihtimal karısının bu evden sürünerek çıkmasıydı.

Giray, Nazlı'nın salona doğru süzülen kararsız adımlarını huzursuz bir gülümseyle taçlandırdı.

Nazlı kocasına en uzak koltuğa yerleşirken, Giray sabırsızlıkla söze girdi "Yaptıklarımın bir telafisi yok biliyorum, hiçbir özür hatamı geri döndüremez.." Giray, Nazlıdan gözlerini çekmeden karısının yerleştiği ikili koltuğa vardı "ama ben sen gidince çok düşündüm" kendisine her an bayılacakmış gibi bakan kadının buz kesmiş ellerini avuçlarına alırken devam etti "şartlar ne olursa olsun şu an evliyiz ve artık küçük çocuklar gibi debelenmektense mevcut durumumuzu kabul edip gerçek bir evlilik yaşayalım"

Nazlının kalbi onu saran bu heyecana dışarıdan duyulan gümbür gümbür adımlarla eşlik ederken, bir yanda da duyduklarını tekrar tekrar içinde sayıklıyordu.

Seneler önce üniversite bahçesinde bıraktığı kalbi bugün ilk defa hakettiğini alıyordu, yine de kendini büsbütün bırakamayacak kadar sorumluluk yüklüydü bu yüzden ellerini kocasının ellerinden kurtarıp kucağına bıraktı "Dalga mı geçiyorsun benimle?"

Nazlı adamın konuşmaya hazır dudaklarına bakarken, o arzuladığı dudaklardan sonsuz hayır'ı duymak için can attı

"Hayır Nazlı.. Yemin ederim, hayır. Ben sadece artık kabullendim hepsi bu"

Giray, Nazlının tilki aklından geçenleri tahmin edemese de, karısının bir sonraki adımının, seve seve çocuğu kendisine yutturmak olacağını biliyordu. Aklından geçenle oynadığı oyuna daha sıkı tutunurken konuştu "En azından deneyelim, bize bir şans ver"

Nazlı kendi hatırında defalarca vermişti o şansı ama bu sefer farklıydı, bu sefer bunu dilenen sevdiği adamdı.

Var olan tereddütlerini, kendinisinin de pırlanta tanesi olmadığını hatırlayarak soldururken, içine doluşan sıcaklığa engel olamadı.

Giray, karşısındaki yaşlarla dolu gözlere bakarken, karısının kendi kendine oluşturduğu karar merceğinin olumlu sonuçlar verdiğini anladı.

Ellerini kadının dizlerinde sahte bir şefkatle gezdirirken fısıldadı "Bir şey söyle"

Nazlı adamın dokunuşlarıyla tatlı tatlı ürperirken, dudaklarını bir şeyler söylemek için araladı ama mutluluk gözyaşları ve hamilelik duygusallığı buna engel olduğundan araladığı dudaklarını Giray'ın dudaklarında tamamladı.

Bu çiftin şans adına sözleştikleri bariz bir sessiz 'evet' olsa da, bu şans Nazlı'nın umduğu gibi aileye açılacak bir kapı değildi.

Boşanmaya Bir KalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin