sizeee upuzunnnnn bir bölüm hazırladım =) ama Çet ve Şule ağırlıklı oldu bu bölüm =)
"Şimdi Alex'çim rivayete göre-"
"Rinayet ne?" Sera'ya döndü, "Sera rinayet ne?"
Sera güldü, ama Sarp araya girdi hemen, "Yani anlatılanlara göre işte günün bir sabahının köründe yine böyle cumartesi sabahıymış, havada böyleymiş, bir köylü Van Gölü'nde canavar görüyor.""Carabar, carabar ne?" dedi Alex dehşetle.
"İngilizce ile neydi Çetin?" dedi Sarp arabayı süren arkadaşına seslenerek.
Çetin bıkkın bir nefes verdi, "Kuş dili ile söyle belki anlar."
Sarp yalandan kaşlarını çattı, "Abi kuşunun çalıştığı mı var dilini anlasın gözünü seveyim."Herkes gülerken Sera Sarp'ın omzuna vurdu, "Dalga geçme benim sevgilimle. Hepinizden edepli o, düğüne kadar bekleyecek."
Alex birden atladı, "Ne düğün, beklemek? Yok beklemek? Ben ölür. Yavrucak ne yapar sen yok."Sera ona döndü, "Ay bugüne kadar benimleydi sanki bana, bugünden sonrası dert oldu," dedi.
"Ama el kalmadı hal. Ben istiyor senin a-"Sera dehşetle "Alex!" dedi ağzını kapatarak. Sonra Sarp'a döndü, "Bu Türkçeyi hep sen böyle +18 öğrettin buna. Saçma sapan."
"Niye be, ne güzel konuşuyor işte canım benim." Sırıtıyordu.
"Ya, ne güzel.""Carabar ne?" diye araya girdi Alex bağırarak. "Carabar ne bilmek istiyor Alex."
"İngilizce ile 'Monster'" dedi Alara.
Alex'in gözleri kocaman oldu. "Sizin Vat'ın Götünde var carabar? Ooo... Niye biz gidiyor oraya?"Sera adama döndü. "Vat değil, Van. Göt değil göl. Carabar hiç değil, canavar Alex! Babamın yanında da Kış'a kıç, mezeye meme, göze göt, sileceğime de sikeceğim de, tam olsun. Biz de ardından gömülürken 'Amen' deriz hep birlikte."
"Niye ben ölü? Tanrı koru beni. Ben hepsini biliyor ne diyecek. Sarp öğretti bana."
"Aman onun dediklerini deme. Çetin öğretsin sana."
Sarp yüzünü buruşturdu, "Sanki Çetin RTÜK bana, edep emsali, terbiyenin ana vatanı."Çetin ofladı, "Lan Sarp, konuşacağına gel şu arabayı sür azıcık. Yoruldum."
"Tamam, çek sağa."
Çetin siyah transporterı sağa çekti ve yer değiştirdiler. Yolun geri kalanı gece olduğu için uyuyarak geçmişti. Sabahın ilk ışıkları ile Van'a girmişlerdi.
Şule camdan dışarıyı izleyen ve bütün gece uyumayan sevgilisinin elini tuttu. "İyi misin?"Çetin ona döndü, "Bilmiyorum," diye yanıtladı kadını. "Alacağım cevaba bağlı."
Şule gülümsedi, "Göreceksin. Seni isteyerek vermemiştir."
Çetin başını arkaya yasladı, "Peki hangisi daha zor Şule," dedi başını kıza çevirerek. "Beni isteyerek bırakması mı? Yoksa bunca zamanımızın çalınması mı?"
Şule sessizce baktı ona, hakikaten hangisi daha zordu?*
Sarp arkaya baktı, "Alex!"
"Hı..." dedi adam, hala uykunun içindeyken.
"Bak Van Gölü burası. Canavarı da var hem."Alex birden gözlerini açtı ve etrafına bakındı. "Carabar var burada?"
"Sevgilim yok carabar falan, inanma sen bu uydurukçu Sarp'a," dedi Sarp'a ters ters bakarak. "Ya ne korkutuyorsun sevgilimi, psikopat mısın sen? Biz Alara'ya seni anlatıp korkutuyor muyuz kızı? Van Gölü canavarıymış. Senin gibi kadınların bilmem neresinin canavarından daha masumdur o sudaki varlık."Alara dehşetle Sarp'a bakarken Sarp hala konuşuyordu. "Yalan mı kızım? Haberlere bile çıktı. Alex gir oğlum internete yaz bak, çıkar. Çevir İngilizceye oku."
Sera Alara'ya döndü, "Gir kız sen asıl bunun Instagram sayfasına, yorumlara, beğenilere bak. Geçmişteki fotoğraflara bak fotoğraflara."
Alara hızla girdi adamın sayfasına, bu neden onun aklına gelmemişti. Fotoğrafları gördükçe gözleri kocaman açıldı. "Sarp bu pozlar ne?" diye cırladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE DANS ET - ATEŞ SERİSİ I - FİNAL
RomanceBir grup dansçı... Muhteşem... Uyumlu... Ve başarılı... Eğlenceli ve müzik dolu bir hikaye daha... Aralarına yeni katılan bir "Çömez", Alara... Çömezlerden bunalan bir profesyonel, Sarp... Sürekli kavga eden biri çapkın diğeri inatçı iki arkadaş (!)...