Aytil AŞKI

Aylin savaş ve abisiyle tanışıyor

Sabah durunun beni dürtmeleriyle uyandım. Neymiş beni sevgilisi ve abisiyle tanıştıracakmış. Kalktım. Tuvalete gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Üstüme pembe şeker pembesi bi bluz giydim altıma ise mini mor şort giydim. Saçlarımı da düzleştirdim ve telefonuma pembeli morlu kılıfımı taktım. Ayakkabı olarak ta mor babetlerimi giydim ve kahvaltıya indim. Kahvaltı edince ... cafeye gittik ve savaşların olduğu masaya oturduk.

Duru: Bak aylin bu savaş erkek arkadaşım. Bu da abisi tilki

- Adını çok duydum savaş dedim ve dıruya göz kırptım.

S: Memnun oldum aylin dedi ve gülümsedi.

Arkadan tilki denen çocuk

T: Ben de kıvanç ama bana tilki derler sen de tilki de. Der ve gülümser

A: Aylin. Tanıştığıma çok memnun oldum tilki

T: Karşılıklı aylincim

D: oo oo siz baya kaynaştınız aylincim falan der ve gülümser.

Bende alttan duruyu hafifce cimcirdim. Sonra sipariş verdik ve aldıklarımızı yemeğe koyulduk. Sonra savaş ve duru gideceklerini söylediler ve gittiler. Sonra tilki bana söyledi. Savaş duruya süpriz yapacakmış. Bizde biraz oturduk ve kendi hayatlarımız hakkında konuşmaya başladık. Baya güldük eğlendik falan. Sonra eve gitmek için arabaya bindik.

Yolda giderken;

- Aaa benim yarına proje ödevim vardı off ya

T: Proje ödevin neyle ilgili hangi ders

- Fen

T: Fen benim en iyi olduğum ders istersen gel birlikte yapalım bizim evde daha hızlı biter.

- Gerçekten bunu yapar mısın? Çok sağol ya

T: Önemli değil

Eve giderler ve proje ödevini yapmaya başlarlar. Ben arada sırada tilki ye bakıyordum. Onu inceliyordum. Bu çocuk gerçekten çok yakışıklıydı.

Tilkinin gözünden;

Aylin çok güzel ve çekici bi kızdı. Sanırım ondan hoşlanıyorum. Hiçbir kız beni böylesine mutlu hissettirmiyordu. O beni sevmese bile. Neyse böyle proje ödevini bitirdik ve yorulmuştuk. Bahçeye çıktık ve sallanan sandalyeye oturduk. Aylinin gözünden;

- İstersen bi kahve yapabilirim. Çok yorulduk.

T: Çok iyi olur vallahi

- Tamam ozaman da kahveler ve fincanlar nerde.

T: Kahve hemen tezgahta fincanlar ise yukardaki en üst rafta

- Tamam diyip gittim. Cezveyi ve kahveyi buldum. Ama fincanlar çok yukardaydı. Parmak ucuna çıktım ve fincanı el parmaklarımla almaya çalıştım ve fincan yere düştü.

T: Aylin noldu? İyimisin? Başın mı döndü?

- yok yok iyiyim uzanamadım sadece fincanlara diyip üst rafı gösterdim. O da anladı ki fincanları bana verdi ve bahçeye çıktı. Niye benim için telaşlanmıştı ki bu kadar? acaba o da beni mi aeviyor? Ne saçmalıyorum ben ya o kadar yakışıklı çocuk beni mi sevecek aylin saçmalama ya. Diye düşündüm. Sonra hemen kahveleri yaptım ve bahçeye geçtim. Bir yandan kahvelerimizi içerken bir yandan da telefon numaralarımızı birbirimize kaydediyorduk. Sonra kahveler bitince gittim ve fincanları yıkadım. Geldiğimde

T: Kızım naptın o kadar saat mutfakta

- Fincanları yıkadım

T: Uğraşma sen böyle işlerle ya zaten kahve yaptın dedi ve gülümsedi.

Sonra kalktık ve beni evime bıraktı.

T: Yarın görüşürüz prenses

- Görüşürüz tilki dedim ve gülümsedim. Sonra içeriye girdim ve akşam yemeği hazırladım. Duru geldiğinde yemeğimizi yedik ve uyuduk. Yani duru uyudu. Beni uyku tutmadı. Tam müzik çaları alacağım sırada bana mesaj geldi. Tilki uyudun mu? diye msj atmış. Ben de hayır uyku tutmadı seni de mi ? Dedim. O da evet uyku tutmadı dedi.

- Ee napıyorsun

T: Hiiç öyle uzanıyodum sen

- Bende öyle müzik dinliyordum

T: Şarkının adı ne ?

- Ölünmüyor mutsuzluktan radyodan dinliyordum bende .... radyo.

T: Evet sevdiğim şarkılardan biridir. Aylin ya eğer sen de kabul edersen yarın bişeyler yapalım mı ?

- Olur aslında

T: Tamam ama yarın kahvaltı yapma. Kahvaltıyı ... kafede yaparız.

- Tamam o zaman benim uykum geldi biraz uyuycam o yüzden yarın görüşürüz.

T: Yarın görüşürüz. İyi geceler.

- Sanada iyi geceler tilki