7-Kalbimin anahtarı

155 10 0
                                    

MERHABA GÜZEL VE YAKIŞIKLI OKURLARIM

MULTİDE RENA VAR

İYİ OKUMALARRRRR

Kapıyı tıklattım ve içeri girdim.

"Bu gün bana birşey anlatacaktın hatırladın mı?" dedim elimle oynarken.

"Hayır."

"Evet, 'herşeyinim' dedin bana nedenini sordum 'yarın söylerim' dedin"

"Tamam,tamam öyle dedim ama inan bana açıklamam yok. Öylesine ağzımdan çıktı."

"Be ben yani tamam o zaman sen bilirsin anlatmayabilirsin. Haftaya okul başlayacak çalışma saatlerini ayarlamış olmalısın..."

"Kahretsin o tamamen aklımdan çıktı. Bak şöyle yapalım sen okul saatlerini bana yaz ver ve ben ona göre bir düzenleme yapayım." dedi kağıt ve kalem uzatırken.

Telefonumda kayıtlı olan saatleri kağıda geçirdim. İşim bittiğinde o da telefonla konuşuyordu. Kağıdı masanın üzerine bıraktım ve odadan çıktım.

- Bir Hafta Sonra-

Bu gün okulun ilk günüydü. Yeni hayatıma yeni işimle bir başlangıç yapmıştım ve başarılı olmuştum. Güzel bir cafede garsondum.

Genelde iş saatlerim Gencer'le çakışıyordu ve bu başlarda beni rahatsız etsede artık hoşuma gidiyordu. O sanki... Sanki benim sıkıldığım zamanları anlıyor ve bi şekilde beni eğlendiriyordu.

Hayatı gerçeklerle yaşamayı seven bana hayal dünyasının güzelliklerini öğretmişti.

Onun hakkında ne düşündüğümü bile bilmiyordum. Onu düşünmem bile tuhaftı. Ben ömrüm boyunca çocukluk aşkımda takılı kalmıştım. Hep YİRMİ İKİ yaşımın gelmesini beklemiş ve hayatıma kimseyi almamıştım.

Sanki hayatıma birini alırsam ona, Demir'e ihanet edecek gibi düşündüm kalbimi onun dışında herkese karşı kilitledim.

Kalbimi kitlemiş oluşum bu hayatta beni yanlız bıraktı. Ben herkesin inek diye adlandırdığı sessiz kızdım. Hayatımdan memnun değildim ve bunu buraya gelip insanlarla iletişim kurmaya, eğlenmeye başlayınca anladım.

Sanki kalbimi kilitlediğim anahtarı biri çalmıştı. Çalması yetmezmiş gibi kilidi açıp kilidiyle beraber kayıplara karışmıştı.

Kalbime insanları almak benim daha da yumuşatmış, konuşkan hale getirmişti. Böyle bir insan olacağımı bilseydim daha önce değişirdim.

Saçımı taramayı bırakıp dolabıma doğru ilerledim. Dikkat çekmek isteyip istemediğimi bilmiyorumdum. Zaten yeni öğrenci olarak dikkat çekeğim için sade giyinmeye karar verdim.

Saçımı açık bıraktım ve kırmızı dar bir pantolon üstümede siyah geniş ince bir kazak giydim. Hava Ekim ayında olmamıza rağmen yeterince soğuktu. Siyah çizmemi ve siyah kabanımı giyip çantamı alıp evden çıktım.

Özel bir okuldan burs kazanmıştım ve okul evime yürüyüş mesafesindeydi. Yavaş yavaş yürürken karşıda başka bir çalışan olan Cem'i gördüm. "Okula giden bir öğrenci için fazla şıksın bakıyorum." dedi sırıtarak. "Teşekkür ederim. Sen de okula giden birine göre fazla sportifsin." dedim üstündeki eşofman takımını gösterirken. "Böyle daha rahat." dedi sırıtarak. "Sohbetine doyum olmaz ama işe geç kalıyorum bayan gitmem gerek. Sen de sakın geç kalma sen gelmeden çıkamam biliyorsun. Sen geç kalırsan da ben okuldaki o çok önemli olan ilk dersime geç kalırım." dedi. "Tamam, tamam." dedim ve el sallayıp yanından uzaklaştım.

Fakültenin içine girince etrafta birbiriyle sohbet edip gülüşen insanlar en çok dikkat çekenlerdi.

Duvarda asılı olan haritayı anlamam tam on dakikamı alsada beni birine muhtaç etmediği için ona minnettardım.

Hızlı adımlarla İşletme Fakültesine girdim. Giriş kattaki sınıfın kapısının önünde durdum ve derin bir nefes aldım ve bir tane daha derken "Girmeyi düşünmüyor musun?" diye bir ses duyduğumda hemen kenara geçtim. "Merak etme seni yemeyiz. Ben Gaye." dedi elini uzatarak. "Ben de Rena." dedim çabucak kızın elini sıkarken.

"Yeni olmalısın."

"Evet, daha önce Bursa'daydım."

"Benim en sevdiğim şehirlerden biridir Bursa. Neyse kapı muhabeti gibi bişey oldu bu. Hadi gel seni diğerleriyle tanıştırayım." dedi

kolumdan tutup beni sınıfa soktu.

"Günaydın millet, bakın size yeni arkadaşımız Rena'yı taktim ediyorum." dedi sınıfın ortasında bağırarak. Bütün gözler bana çevrilince içime bi ateş bastı.

"Merhaba." diye mırıldandım. Sınıftakiler yavaş yavaş 'merhaba' diye bana karşılık verirken Gaye'ye lanetler savurdum. Ne diye böyle bir aptallık yaptıysa hiç de hoşuma gitmedi.

Tekrar beni çekiştirince kolumu hiç bırakmadığını anladım. Beni kolumdan tutuğu gibi bir kız grubunun yanına sürükledi. Sırasıyla isimlerinin Leyla,Cemre,Aslı ve Reyhan olduğunu öğrendiğim kızlarla tanışma faslını da atlatınca hoca içeri girdi ve girer girmez de derse başladı.

Koskaca tatilin ardından 1 saat aralıksız ders dinlemek bana fazlaydı. "Ben biraz dışarı çıkıp hava alıcam gelmek isteyen var mı?" diye kızlara sorduğumda havanın soğuk olduğundan şikayet ettiler ama Gaye benimle gelmeyi kabul etti.

...

"Gel şurdaki kafeye gidelim." dedi ve hızlı adımlarla kafeye doğru ilerlemeye başladı. "Hadi Rena çok yavaşsın." dedi dönüp bana bakarak. "Ne acelemiz var yavaş yürü biraz." dedim.

Onun yanına vardığımda koluma girdi ve "Tabi ki de acelimiz var. O kafede o kadar yakışıklı bir çocuk var ki anlatamam. Bana baktığı yok ama olsun yakışıklıya bakmak sevaptır sonuçta." diyince sırıttım. "O kafeye sırf onu görmek için mi gidiyoruz?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "Tabiki de evet bu havada deli miyim de dışarı çıkayım?" diyince sessiz kalmakla yetindim.

"Tamam biraz salak olabilirim ve birazda çılgın. Seni o şekilde sınıfa tanıştırmamalıydım ama kusura bakma anlık karar verdiğimden bazen yapmamam gereken şeyleri yapıyorum."

"Sorun değil. Geçti zaten. Eee yakışıklımız nerde?" dedim etrafa bakarken. "Azıcık sabret Bursa güzeli o bizim siparişimizi alana kadar sipariş vereceğiz." dedi.

Gerçekten de öyle yaptı tam 5 defa sipariş verdi ve amacına ulaştı.

"Buyrun ne alırdınız?" dedi uzun boylu bir çocuk. "Selam" dedi Gaye son heceyi uzatarak. "Yine mi sen?" dedi çocuk Gaye'yi fark edince. "Evvet aslında burda işe başlayacaktım fakat ders programım senin çalıştığın saatlere ters." dedi çocuğa hayran gözlerle bakarken. "Kızım düş yakamdan ya." dedi ve gitti. "Heyyy! Siparişimizi almayı unuttun." diye arkasından bağırınca gülme istediğimi daha bastıramayacağımı anladım ve kahkahalarımı serbest bıraktım.

"Nasıl ama çok yakışıklı değil mi? Bana bakışlarını gördün mü?" dedi çocuğun gittiği yere bakarken. "Kesin sana aşık." dedim kahkalarımın ardından.

~~~ ~~~

"Tam zamanında. Gencer de şimdi gelecek bu gün siz akşamcısınız." dedi eşyalarını alırken. "6 nolu masanın hesabını götürmekle başlayabilirsin." dedi. Montumu ve çantamı askıya astığım gibi işe başladım.

"Gencer iyi misin?" dedim. Onu hiç böyle görmemiştim. Çok yorgun ve halsiz duruyordu. "Yok birşeyim. Biraz ateşim var o kadar." dedi ve sparişlerle uğraşmaya devam etti.

...

"Rena ben iyi değilim." dedi kolumu tutarak. Elimi alnına koyduğumda "Sen yanıyorsun Gencer!" dedim. Sesim biraz yüksek çıkmıştı ama umursamadım. Genceri odasına doğru götürürken aniden yere yığılınca elim ayağıma dolandı.

Yirmi İkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin