KAZA

275 3 0
                                    

Sürekli tam mutlu oldum derken bir bokluk çıkıyordu.Ne demek Hakan şuan evde uyuyor? Mal mısın?İnanmıyorum.İçimden Leyla'ya söverken telefondan numarasını buldu.

-''Arasana Başak neden korkuyorsun?''

İlk defa doğru bir şey söylemişti.Evet,korkuyordum.Telefonu elime aldım ve aradım.

Bir süre çaldı,açan olmadı.En sonunda telefonu elimden alıp hoparlörü açtı.O kalın sesiyle terslenmişti.Gerçekten de uykudan uyanmış gibi bir hali vardı.

-''Ne var yine ne istiyosun''

Leyla iç çekti.

-''Uyuyordun değil mi yani ben seni uyandırdım mı çok pardon Hakan'cım.''

-''Evet uyuyordum,şimdi kapat telefonu''

Telefon kapandığında gözlerim kararmıştı.Bu sürekli oluyor artık.Bıktım.

**

Melis Leyla'yı zor da olsa göndermişti.Hakan mevzusu benim için kapandı artık.Bir daha da açılmamak üzere.Melisle sohbet ederken kapı çalındı.Yine Leyla geldiyse onu öldürebilirim.

Kapı yavaşça açıldı.Bu kesinlikle Leyla değil.Sarışın ve uzun boyluydu.Aynı zamanda elinde çiçek vardı.Kapıyı kapatmak için arkasını döndüğünden yüzünü göremiyordum.Hadi ama.

Poyraz.Yine mi sen.Önceden sürekli telefon numarasını almaya çalışan ben şimdi onun yüzünü bile görmek istemiyordum.Bana daha da yakınlaştı.

-''Onun kızı olduğunu bilmiyordum Başak.''

-''Annemi nerden tanıyorsun?''

Başını yere eğdi.Hafif öksürdü ve başka şeylerle ilgilenmeye çalıştı.

-''Sana soruyorum onu nerden tanıyorsun?''

-''Şey, o , benim öğretmenim.Müzik dersi alıyordum önceden.Bana çok yardımcı olmuştu.Ama işte onu kaybett....

-''Yalan söyleme be benim annem müzik öğretmeni falan değil,hatta benim annem çalışmıyor.Bari düzgün sallasaydın.Sadece müziğe biraz ilgisi.. vardı.''

**1 hafta sonra

Herşey çok güzel gidiyordu.Tam da istediğim gibi.Hakanı bir hafdır görmüyorum ve Poyraz da ortalarlarda yok.Melisin dedesi ameliyat olduğu için o da yok.Sadece babam ve Eylemle takılıyorum yani.Pil denilen şey takıldı.Şimdilik bir sorun yok.Evdeyim ve babam bir süre dışarı çıkmamı istemiyor.Doğal olarak  canım sıkılmıştı ve aklıma handsome boy geldi.Emre.Tabi ya.
4-5 kez aramıştım ama açan olmadı.Hadi ama kafayı yemek üzereyim.Evde oflayarak iç çekerken gelen sesle irkildim.Dışardan geliyordu.Dışarı koşarak burnumu cama yapıştırdım.
Offf lanet.Bir tane araba bir adama çarpmış inanmıyorum.Çok uzakta olmasına rağmen sesler ürkütücüydü.Tam o anda kapı çaldı.Koşarak kapıya baktım.Sebepsiz bir telaş sarmıştı beni de.
**
Gerçekten boşu boşuna açtım o kapıyı.Neymiş efendim o kaza geçiren hasta için kana ihtiyaç varmış.Ne yapıyım yani.Aslında kanım da yaşım da tutuyordu.Ama cidden gitmeye üşendim.Telefonumun birden götümde titreşmesiyle ayağa kalkmam bir oldu.Oo Emre bey arıyor.
-''Noldu Melis niye aradın
-''Bende iyiyim canım ya sen nasılsın
-''İşim var yalnız kapatıcam acil değilse
Benden önemli ne işin olabilir demeden suratıma kapattı.Hastayım oğlum ben neden kimse ilgilenmiyor lan benimle.
Telefon tekrar çalmaya başladı tam sövecektim ki hiç beklemediğim birisi aramıştı,Babam.
-Babaaa nabersin bu arada biraz dışarı çıksam nasıl olur sence söz 1 saat lütfen''
-''...... hastanesinden arıyorum efendim babanız hastanede.Telefonunda ''hayatım'' diye kayıtlı olduğunuz için yakını olduğunuzu düşündük.''
O telefonu kapatmamla kapıyı açmam nerdeyse 2 saniyemi almıştı.
**
Yaklaşık 2 saat sonra herşey açığa çıkmıştı.O evdeki kaza sesleri babama aitti.Kapıya gelen ve vermekten üşendiğim o kan babamın yaşamasını sağlayacak kadar önemliydi.Üşenmiştim,sadece kendi hasatalığını düşünen bencilin teki olduğunu düşünmeden edemiyordum..Şimdi ben sapasağlamım ama o adam orda can çekişiyor.Ellerimi başıma koydum.Yine o an geliyordu.Ve yine tenimde sıpsıcak bir şey hissediyordum.Durmuyordu,durduramıyordum.O ıslaklık yanaklarımdan ağzıma ve ardından boynuma akıp,ellerimde son buluyordu.Çok yalnızdım ve orada vicdanımla baş başa kalmıştım.

**

Tam 1 saat boyunca yere bakakaldım.Donmuş gibiydim.Hiç kimse gelmiyordu ve bende de kimseyi aramak gibi bir düşünceye kapılmamıştım.İğrenç ötesiydi.Filmlerde sürekli birilerinin girip çıktığını görürdüm.Gerçek hayatta böyle değil miydi?Hayatımdaki o anne eksikliğini hiçbir zaman dolduramamıştım.Babam her zaman farklıydı.Diğer babalardan çok farklı.Hatta aramızda bir konuşma geçmişti.Sanırım bir kaç sene önce günlerden annemin doğum günü:''Kızım''dedi  ''Madem sen bana ondan kalan bir parçasın seni ölene kadar korumam gerek.Bir babanın en önemli görevidir zaten bu.Sürekli herşeyine karışıyor olabilirim,ama inan sadece hastalığından dolayı bu endişelerim.Sen beni sadece baban olarak görebilirsin ama ben seni herşeyim olarak görüyorum.Nerdeyse annenin kopyalanmış halisin.Kayısıdan nefret edersin ama kayısılı meyvesularına bayıldığını da bilirim.Seni annen gibi görüp onun gibi bakıyorum sana.Ya da uyumadan önce mutlaka fark ettirmeden gizlice nefesini kontrol ediyorum..Rahat uyuyamıyacağımı bildiğim için.Bilirsin hayatımda hiç böyle bir duygusal konuşma yapmadım.Beceremem işte.Tanırsın beni.Ben o şanslı babalardanım.Senin gibi kızım olduğu için.Bu yüzden hayatımsın.Ve ben bundan hiçbir zaman pişmanlık duymadım.''
Bundan dolayı babamın telefonunda ''Hayatım'' diye kayııtlıyım.Sanki artık daha iyi hissediyordum.Çünkü o beni yalnız bırakmamıştı ve bende onu yalnız bırakmıyordum,bekliyordum.Her ne kadar istemesem de telefonu çıkardım ve baktım.Gerçekten hiç kimse ne aramıştı ne de mesaj atmıştı.

Soluk soluğa gelen Emre'yi fark ettim.Hiç beklemiyordum cidden.Hadi ama hiç gelmeseydin bir de.

Hiç biriniz gelmeseydiniz.

-''Seserkan amca nerde nasıl iyi mi yaşıyor mu'' bir süre onu izledim.Cevap vermemiştim.O mavi gözleriyle bana sert bir bakış attı.

-''Nerden öğrenebilirdim söyler misin? Vahiy falan mı gelicekti?''

-''Mesela o telefon suratıma kapanmasaydı değil mi? O şekilde öğrenirdin sanırım?''

Sesini çıkartmadı.Etrafına bir süre bakındı.

-''Hiç kimse yok mu yani''

-''Hayır var ama saklanmalarını istedim''

Ukala ukala bakınmaya devam etti.Haklıyım ama.Ben hastayım diye söyleyeceği her şeyi içine attığını biliyorum.Çünkü diğer türlü ağzıma sıçardı.Tanırım onu.Sonra yanlışlıkla göz göze geldik.Ağzını hafifçe kıpırdattı:

-''Özür dileyeceğimi falan beklemiyosundur umarım haberi olmayan bir insanı suçlayamazsın.''

Sustum çünkü kalbini kıracağımı biliyordum.Söyleceğim herşeyi yuttum.Çünkü bu bazen hatta çoğu zaman etkili bir yöntemdir.

Bür süre sonra içeriden hemşire kılığında bir doktor çıktı.

-''Yakınları siz misiniz''

Mal mısın?Sence biz miyiz?Yoksa öylesine mi burda bekliyoruz? Tabi o etkili yöntemimi kullandım.Ve bu içimden geçenleri yuttum.

-''Evet ben kızıyım nesi var lütfen tıbbi terimlerle konuşmayın rica edicem''

-''Babanız şuan uykuda hala narkozun etkisinde.Birazdan normal odaya alırız.Çok ciddi birşeyi  yok.Ama dinlenmezse gerçekten kendi adına korkunç bir şey yapmış olur,geçmiş olsun''

Yani sonunu anlamadım ama iyi olduğunu anlayabildim sanki.Sevinçten ağzımın götüme gideceği dakikalarda tam Emre'ye sarılacakken tartıştığımız aklıma geldi.Işık hızıyla kolumu çekip hafif ritimli dans figürlerini yapmaya başladım.

-''Ooooff kahretsin.Kesinlikle dansçı olmalıyım'' Emre gülmekten konuşamadı.Ağzıyla elini kapatmaya çalışsa da güldüğünü anlamamak için mal olmanız gerek.

-''Eğer dansçı olmaya karar verirsen bu sektördeki herkes bu işi bırakır hahahhaah''

Hadsiz.Deminki halimden eser yoktu.Babamı normal odaya alınca hemen içeri fırladım.Affedersiniz eşşek gibi şuan.Çok korktuğumu biliyor ve inadına bana aşırı gülümsüyordu.Babamla bir ortak noktalarımız da esprilerimizdir.

***

SONSUZA KADARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin