İlk başta kendime gelemedim.Gözlerime inanamamıştım.
''Ne oldu kıpkırmızı oldun Başak?'' dedi Melis.
Gerçekten kırmızının tüm tonlarını almıştım.Gözlerim dolmuştu ama kendimi tuttum.Derin derin nefes almaya çalıştım.Daha iyi hissediyordum.Melis yanıma geldi,telefona bakmak için bana daha da yakınlaştı.
İşin aslı Poyraz'ın twitterı açık kalmıştı.Merak ettiğim için sadece bakıcaktım.Poyraz'ın kapak fotoğrafında annemi gördüğümde ellerimin titremesiyle ağlamam bir oldu.Ben annemin fotoğraflarını hep çekmecemdeki bir kutuda saklardım.Hiç böyle bir sitede resmini görmemiştim.Acaba nerden tanışıyorlardı?Fotoğrafda annemin yanında Poyraz da vardı.Mesajlarındaysa benim telefonuma bir mesaj gönderdiğine dair bir bilgi gözüküyordu.Ama ne olduğunu bulamamıştım.Açıkçası çok etkilendim.Kalbimi tutmaya çalışırken telefon da elimden düşüverdi.Nefes alış verişim birden durdu.
**
-''Nerdeyim ben?''
-''Hastanedeyiz canım,şimdi nasılsın iyi hissediyor musun?
Her zamanki gibi Melis yanımdaydı.Böyle bir zamanda beni asla bırakmazdı zaten.
-''İyiyim ama şu ağzımdaki şeyi çıkart nefes alamıyorum''
Babam bana doğru sert bir bakış attı.Sinirliydi ama fazla belli etmemeye çalışıyordu.
-''O şey senin daha iyi nefes almanı sağlıyor küçük hanım biz şimdi çıkıyoruz sen biraz dinlen.''
Yine başa dönmüştüm galiba.Sanırım annemi gördüğümde biraz fazla heyecan yaptım.Onlar gittiğindeyse ağzımdaki iğrenç şeyi çıkarttım.Tabi sonra hemşire gelip ağzıma sıçtı o ayrı.Yanımda sadece Melis,onun kuzeni,babam ve Emre vardı.Acaba Hakan'a söylemişler miydi?Ama eğer haberi olsaydı kesin gelirdi.Ya Leyla engel olduysa?Ben aklımdan bunları geçirirken herkes birden içeri gelmeye başladı.Yine aynı şeyler,kendini yormaman lazım falan filan.
Yanlarında doktor da vardı.Açıkçası hiç şaşırmadım.Doktor bana garip bir bakış attı.
-''Hastalığını biliyorsun Başak, hastalığının kalp yetersizliğine neden olan bir kas bozukluğu olduğunu da.Çok fazla uzatmak istemiyorum aslında,17 yaşında olmana rağmen sana bu işlemi uygulamak zorundayız.Pacemaker yani anlayacağın dilde kalp pili,kalp ritimlerinin daha düzenli olması için bunu sana takmamız şart.Çünkü seni buraya getirdiklerinde kalbin durmuştu.Sakın panik yapma.Bunu geçici kalp durması olarak adlandırıyoruz,ve bunun bir daha tekrarlanmaması için yapacağız bu operasyonu.
Biraz yutkundum.Ne yani bir süreliğine de olsa kalbim mi durmuştu?1-2 dakika bile olsa hayatla tüm ilişkimi kesmiş miydim?
Doktorun gözlerine bakakaldım.Korkmuştum.Beni sakinleştirmeye çalıştı.
-''Hayatında hiçbir değişiklik olmayacak Başak zaten bu pil hop denildiğinde de bitmiyor.Çok uzun süreli ve aynı zamanda harika bir buluş.Seni engellemiyecek.Ama eğer kalp pilini sana takmamıza izin vermezsen,bir dahaki sefer hayata geri dönemeyebilirsin.''
Hayır yani bu kadar sert konuşmak zorunda mı bu doktor?Ne korkutuyon?Korkmuyorum işte.Doktora doğru baktım:
-''İster pil takın ister kamera takın.Korkmuyorum.Zaten bu zamana kadar kalbime girmedik bir şey bırakmadınız.Korkmuyorum rahat olun.''
Kendimi zorlayarak korkmadığımı söylesem de biraz tırsıyordum açıkçası.Bir pille mi yaşayacağım şimdi?Ben Melisle bakışırken kapı kırılırcasına çalındı.Acayip heyecanlanmıştım.Nolur HAKAN olsun.Kapıya doğru bakarken gelenin Eylem olduğunu fark ettim.Yüzümü buruşturunca geldiğinden memnun olmadığımı falan düşündü.Kulağıma bir şeyler fısıldadı ama anlamamıştım.Uykum gelmişti, gözlerim hafiften kapanırken gelenin Hakan olduğunu görünce gözlerimi ovuşturup bağırdım.