Şu kapıya hemen bakın da çalmayı kessin.Heey size diyorum.
Kapıyı sonunda açabildiler.Tam uykuma devam edicektim ki:
-''Tosbağaaam naber'' diye bir ses duydum.Melisle kısa bir sohbetimizden sonra tekrardan konuşmaya başladı:
-Bugün benimle geliyorsun
-Ama be..
-ŞŞŞ konuşma geliyorsun o kadar
-''Ya gelemiyorum halim yok'' diye ne kadar kendimi acındırsam da yok yani dinlemiyor.
-Sana gelip gelmeyeceğini sormadım benimle geliyorsun dedim
Ne kadar sövsem de beni dinlemedi.Nereye gittiğimizi bile söylemiyor.Lükse bakar mısın ya.Gittiğim yeri bilmiyorum.Akşam olduğunda çok güzel bir şekilde hazırlandık.
Her ne kadar Melis kendini suratına ikinci yeni bir surat yaparak makyaj yapsa da güzel kızdı işte.Ben o kadar yapmayı sevmiyorum.Rimelimi sürdüm,hafif bir parlatıcı ve pudrayla hazırdım bile.Melis saçının kıvırcık olmasını pek sevmez.Fön çekmeye de vaktimiz kalmadığı için ütüye başvurduk.
Fişe taktım ve başını gerekli yere yerleştirdim.
''Oha beynim dağıldı BAŞAK STOOP'' diye mızmızlansa da işimi asla yarım bırakmazdım.
-Kes tatlım sus ve o başını sabit tut yoksa dediğin gibi cidden beynin dağılabilir.
**
-''Gözlerime inanamıyorum,bunu nasıl başardım aaa beybisiii çok güzel olmuuş'' dedi Melis.
Artık hazırdık.Arabaya bindim ve gözümü bandanayla kapattı.Yok gerçekten yani zaten hastalığım var cidden öldürüceksiniz beni bu akşam.Arabada da rahat durmadım tabisi.''Of şu şarkıyı aç,bu şarkı iğrenç ya kusucam git poşet getir,zevksiz misin nesin diyerek onun başının etini yesem de artık alışmıştı.En sonunda durduk.Sonunda yani.
-Aç şu gözümü bu olay bir bitsin seni öldürmeyi düşünüyorum Melis bir rimel sürmüştüm onu da becerdin yani.
Gözümü açmadı tabi koluma girdi ve içeriye doğru yürümeye başladık ki içerisi mi onu bile bilmiyom belki tünele falan giriyoruz.Hiç bir fikrim yok.Gözlerimi yavaşça açtı.Her yer kapkaranlıktı.Birazcık ışık bile yok.Heey ben tünel derken şaka yapmıştım.Gözlerimi ovuşturdum.
-Muuuuuuuuuuuuuutlu yıllllllaaaaağğğr diye şarkı söylemeye başlanıp ışıkları açtılar.Ay dünya varmış gerçekten.Oh be.Şokun etkisinden bir süre çıkamadım.Şaka falan mı bu?Ne yani kendi doğum günümü mü unutmuşum?Yok artık.Bu hastalığım kesinlikle unutkanlık da yapıyor.
Ben herkese sırıtırken karşımda beliren Leyla'yı gördüm.6 yıllık arkadaşımdı bir zamanlar.Ama çok yanlış yapmıştı.Beni atlatıp HAKANLA sevgili olmaya çalışıyordu.Tabi geçmişteydi.Ama yine de unutmadım o günleri.Sonra gelip sürekli özür diledi ama asla affetmedim.Şuan karşımdaydı hafif sırıttım yanıma gelip sarılınca da ayıp olmasın diye numaradan sarıldım.
-''Ben gerçekten üzgünüm çok yanlıştı biliyorum yapmamam gerekirdi çok utanıyorum.''
Melis araya girdi
-Bunları önceden düşünücektin Leyla Hanım diye tersledi.
Arkamdan gözlerimi birisi kapattı.Ellerimle ellerine dokundum.Hissettim.Yine de elini çekmiyordu.Melis ''Tahmin et'' diye kıkırdadı.Ellerimi ellerinin üstüne koydum,dokundum.Sonra kolundaki saati hissettim,parfümünün kokusunu içime çekmiştim.Bir de mal gibi kimim ben diye soruyor.Hakansıııın diyip sıradan birşey olsun istemedim.Biraz ekşına ne dersiniz?
-Tamaaaam buldum sende yani Akın sen misin?Tamam işte buldum.Az değilsiniz sizde ya.Kaç kere öpüşmüştük hatırlıyor musun? Canımsın kesin Akın bu.
Ellerini gözlerimden çekti.
-''Kaç kez öpüşmüştünüz hakkaten merak ettim doğrusu'' diye ekledi Hakan.
O kadar çok gülmüştüm ki kalbime ağrılar girdi.Sonra herkes benimle birlikte gülmeye başladı.Tabi ardından Hakan da işi çaktı sonunda.Sonunda yani ben orda gülmekten yerlere yatmışım çocuk hala ciddi bir pozda bana pis pis bakıyordu.En sonunda anladı.
-''Ne kadar da komik bir espriydi gerçekten.'' diye ekledi
Onun o halini hiç görmemiştim.Şapşal şey ya kızardı resmen.
Sonra daha da yakınlaşıp
-''Ya sana takılıyorum bunu hep yaparım zaten niye bu kadar alındın'' diye acındırıcı bakışımı yaptım.
Ardından sımsıkı sarıldı.Ne yalan söyliyim özlemiştim ona böyle sarılmayı.
Harika hissediyordum.TA Kİ O ANA KADAR
**
Leyla sinirlenmişti.Bu o masmavi gözlerinden çok açık ve net bir şekilde belli oluyordu.Ama benim sevgilim yani ne yapalım.Ortadan ikiye bölüp sana mı veriyim?Ne bekliyon?
Ortaya çıkıp alkışlamaya başladı.Ama yavaş yavaş hani böyle dizilerde olur ya.Şak - Şak - Şak.
-Brovoo bravoo buraya çıkıp sizin keyfinizi bozmak istemezdim ama artık vakti geldi sanırım.Hakan'ın bir ara peşinden koştuğum doğrudur evet ama o da bana karşı boş değildi.Çünkü siz kavga ettiğinizde hep yanıma gelirdi.Teselli edip onu sakinleştirirdim.Sonra sarhoş olup birlikte uyurduk.Onu sadece senle kavga ettiğinde sahip olabiliyorum.Gözümün önünde hala sarılıyorsunuz çok yüzsünüz özellikle HAKAN sana söylüyorum.En çok da sen..
Bu duygudan nefret ediyordum.Çaresizlik.Çok iyi bilirim bu duyguyu.Oysaki ben öyle bilmiyordum.Leyla Hakan'ın peşinden koşuyor fakat Hakan ona yüz vermiyordu.Demek ki her şey ben yokken oluyormuş.Ben ne kadar körmüşüm.Hakan'ın suratına baktım.Kıpkırmızıydı.İtiraz edemiyordu.O öyle baktıkça ondan daha da nefret ediyordum.Sonrasında yanaklarımda bir ıslaklık hissetmeye başladım.Gözyaşlarım.Onlara hakim olamamıştım.Orda biraz durduktan sonra kapıyı çarpıp ordan uzaklaştım.