Eve doğru ilerledik. Dylan kapıyı çaldı ve beklemeye başladık. Kapıyı kıyafetlerinden anladığım kadarıyla hizmetçi açmıştı. Çok kibar bir kadındı. Dylan direk içeri girdi ve ben de kadına bakıp gülümsedim.Sonra da içeri girdim. Dylan ikili koltuğa geçip oturdu. Ben de tekli koltuğa oturdum. Ben tekli koltuğa oturduktan sonra surat ifadesi soldu. Tamam,biraz odun olabilirim. Ama Dylan'ın benden hoşlandığı falan yok sonuçta.
"Seni kız kardeşimle tanıştırmamı ister misin?" diye sordu sessizliği bozarak Dylan.
"Elbette." diyerek karşılık verdim. Telefonunu çıkardı ve biriyle mesajlaşmaya başladı. Elini mesajlaşırmışçasına oynatması mesajlaştığı anlamına gelir,değil mi?
"Şimdi mesaj attım,gelir." dedi. Bende başımı sallamakla yetindim. Biraz bekledikten sonra kısa saçlı sarışın çok güzel bir kız geldi salona.
"Merhaba" dedi bana bakıp gülümseyerek.
"Merhaba" diye karşılık verdim. O sırada araya Dylan girdi.
"Arya bu kız kardeşim Ellery,Ellery bu da Arya." diye bizi tanıttı. Biz de el sıkıştık ve tekrar oturduk.
"Sonunda Dylan'ın ciddi anlamda bir kız arkadaş yaptığına inanamıyorum!" dedi Ellery heyecanlanmışcasına. Boğazımı temizledim ve cevap verdim.
"Biz çıkmıyoruz."
"Çıkmamakla çok büyük bir hata yapıyorsunuz." dedi Ellery. Hemen ardından telefonu çaldı benim cevap vermeme fırsat bırakmadan. Telefonu açtı ve bir süre konuştu,sonra da telefonu kapattı.
"Dylan,benim çıkmam gerek. Arya seninle tanıştığıma çok memnun oldum." dedi gülümseyerek. Bu kız gerçekten çok sıcakkanlıydı. Onu sevmiştim.
"Bende memnun oldum Ellery." dedim karşılık olarak. Sonra Ellery koltuktan kalkıp dış kapıya yöneldi. Askılıktan çantasını ve deri ceketini alıp evden çıktı.
"Sinema odasında film izlemeyi planlamıştık ama, istersen başka bir şeyler de yapabiliriz." dedi Dylan.
"Bence film izlesek iyi olur." diye karşılık verdim.
"Tamam o zaman sinema odasına geçelim." dedi. Ayağa kalktık ve yürümeye başladık. Ben sadece Dylan'ı takip ediyordum. En sonunda bir kapının önünde durdu ve içeri geçtik. Burası gerçek sinema salonlarını aratmayacak kadar harikaydı ve çok,çok büyüktü! Dylan kapıyı kapatıp arka tarafa ilerlemeye başladı ve bende onu takip ettim.
"Hangi filmi izlemek istersin?" diye sordu.
"Bilmem,sen seç lütfen." dedim.
"Aynı Yıldızın Altında?" diye sordu. Bu sorusu üstüne ağzım açık kaldı çünkü aşk filmi izlemek istiyordu. Bir erkekten bunu beklemezdim. Ummadık taş baş yarar Arya.
"Bir erkekten bu filmi izleme teklifi beklemezdim." diye yanıtladım. Gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Daha önce izlemiş miydin?"
"Hayır" dedim.
"Peki izlemek ister misin?" diye sordu.
"Evet" diyerek karşılık verdim. Filmi koydu ve ekrana yansıttı. Bizde dev ekranın önündeki koltuklardan birine gidip oturduk. Filmi izlemeye başladık.
Çok duygusal bir filmdi. Bir sahnesinde gerçekten duygulanmıştım. Boğazım düğümlenmişti ve ben ağlamamak için yutkunup duruyordum.
Diğer duygusal bir sahnesinde gerçek anlamda çok duygulandım ve göz yaşlarımı serbest bıraktım. Ağladığıma dair ses çıkarmamaya çalışıyordum ve başarılıydım. Gözyaşlarımı da hemen elimle siliyordum.
Son sahnede ağlamam 2 katına çıktı. Ama ben yine de ses çıkarmıyodum ve Dylan'dan yüzümü gizliyordum. Film bittiğinde ben gözyaşlarımı silmekle uğraşırken ışıklar yandı. Cidden,burası gerçek sinema salonunu aratmıyor!
"Arya? Sen ağladın mı?" dedi Dylan gülümseyerek.
"Hayıır." diye cevap verdim.
"Yalanı bırak Arya,gözlerin kıpkırmızı."
"Ne yapayım çok duygusaldı! Hem sen nasıl ağlamadın ona şaşırıyorum. Zaten yanımda sen varsın diye rahat rahat ağlayamadım. Başım ağrıyor." dedim. Bunun üstüne Dylan kahkaha attı.
"Başka bir şey yapmak ister misin?” diye sordu.
"Iı ben eve gitsem iyi olacak." dedim. Biz konuşurken sinema salonundan çıkmış hatta salona geçmiştik.
"Tamam,seni bırakayım." dedi.
"Gerek yok,taksiyle giderim." dedim.
"Arya hava kararmış,bu saatte seni böyle yollayamam. İtiraz etme." dediğinde mecburen başımla onu onayladım.
Çantamı aldım ve evden çıktık. Arabaya bindik ve ben evimi tarif etmeye başladım. Radyoyu açtık. Çalan şarkıyı bilmiyordum. Ama slow bir şarkıydı.
"Bugün için asıl ben özür dilerim. Suçu kendine alma. Sadece o an seni korumak istedim ve oldu." diye konuşmaya başladı Dylan.
"Önemli değil." dedim konuşmayı kapatmaya çalışarak.
"İşte burası" dedim evimi göstererek. O da evin önünde durdu.
"Her şey için teşekkür ederim,güzel bir gündü. " dedim.
"Rica ederim" dedi. İkimiz de yanağımızı öpmek için hamle yaptığımzda aynı taraftan öpmeye çalıştığımız için dudaklarımız yakınlaştı. Sonra diğer tarafı öpmeye çalıştık ve yine aynısı oldu. En sonunda elimle Dylan'ın kafasını tuttum ve yanağından öptüm.
"Bundan sonra önlem almam gerekecek sanırım." dedim gülerek.
"Bundan sonra seni hazırlıksız yakalamam gerekecek sanırım." dediğinde çenem yere yapışmıştı resmen.
Utandığımdan dolayı alnımı kaşıdım ve "Görüşürüz" dedim. Sonra Dylan'a hiç bakmadan arabadan indim ve direk eve girdim. Ben eve girerken araba sesini duymuştum. Gitmişti. Bu çocuk ne yapmaya çalışıyor anlamıyorum. Kendimi ona kaptırmaktan çok korkuyorum. Ona gerçek anlamda arkadaşça yaklaşmalıyım. Bundan sonra böyle olacak.
Vote ve yorum lütfeen. Hikaye ve bölüm hakkında ayrı ayrı görüşlerinizi duymayı çok istiyorum bu yüzden yorum atmanızı çok istiyorum. Önceki bölüme hiç yorum gelmedi ve ben moralim bozuk olduğu halde yb yazdım. Bu bölüme de yorum gelmezse yb atmayı düşünmüyorum. Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN MAVİSİ (Dylan Sprayberry FanFic)
FanfictionBir insanın hayatında birçok mavi olur. Deniz,gökyüzü mavisidir kiminin hayranlığı. Kimininki ise mavi bir tişört hayranlığıdır belki de. Benimki hangisi mi? Ben o masmavi gözleri gördüğüm an anlamıştım, o gözler HAYATIMIN MAVİSİ olacaktı.