Ben kendimden bahsederken o yanımda oturmuş, tüm dikkatiyle beni dinliyordu.
"Sonuç olarak buradayım..." diye bitirdim.
Gülümsedi. "Haklıymışsın. Gerçekten de birbirimize benziyoruz. Belki de ilgimi çekmen bu yüzdendir."
"Kim bilir." dedim dudak büzerek. "Her neyse. Artık gitsem iyi olacak."
O da benimle birlikte kalktı. "Tekrar ne zaman görüşeceğiz?"
"Tekrar mı görüşeceğiz?"
"Tabi ki. Hem daha ben kendimi anlatmadım..."
"Tamam o halde... Buraya sürekli geliyorum. Eminim yeniden karşılaşırız."
İki baş parmağıyla onaylarken tatlı bir gülümseme takındı yüzüne. "Bu arada, benim adım Nur."
Başımla onayladım. Sonra da arkamı dönüp oradan uzaklaştım. Bunu yapmayı her ne kadar istemiyor olsam da eve gidiyordum. Biraz uzaklaştıktan sonra arkamı dönüp baktığımda ortalıkta görünmediğini fark ettim.
Kulaklığımı taktım ve kendimi hala devam etmekte olan müziğe bıraktım...
--------------
Neden aklımdan çıkartamıyorum bir türlü? Benim zihnim içinde insanları barındıramaz! Gözlerimi her kapattığımda onun gülümsemesini görmem beni fazlasıyla geriyordu. Buna engel olmalıydım! İnsanlarla aramda bağ olmamalı!
Salonda oturmuş, öylece duvarı izliyordum. Oda ne kadar sessiz ise, zihnim o kadar gürültülüydü.
Masanın üzerinde, uzun zamandır kapanmayan laptoptan müzik açtım. Ama nafile... Sanki damarlarıma işlemiş gibiydi, onu bir türlü susturamıyorum.
Onu dışarı çıkarmalıyım! Evet... Ne gerekiyorsa onu yapmalıyım...
Yavaşça laptopun yanında duran bıçağa uzandım. Eski bir dostu görmüş edasıyla bakıyordum ona. Parmaklarımın arasında biraz gezdirdikten sonra sakin bir şekilde açtım. Vakit kaybetmeden kolumun üzerinde gezdirmeye, küçük kesikler açmaya başladım. Madem damarlarıma işlemişti, o halde kaybedeceğim her kan damlası ondan bir parça alıp götürmeliydi...
Kapıma sertçe vurulması beni kendime getirmişti. Dikkatlice baktığımda kesiklerin giderek derinleştiği görülüyordu. Yavaşça bıçağı bırakıp, kapıyı açmak için kalktım.
"Bu apartmanda tek başınıza yaşamıyorsunuz! Şu gürültüyü biraz azaltın artık!"
Karşımda, benim boylarımda, dalgalı sarı saçlı ve son derece öfkeli bir kız duruyordu.
Yüzümdeki vurdumduymaz tavrı hiç bozmadım. "O gürültü dediğin; müzik..." Bu konuşmayı bugün ikinciye yapıyordum...
"Orası beni hiç ilgi..." konuşurken gözleri koluma ilişti ve birden sustu. "Her şey yolunda mı?" derken tüm öfkesi gitmiş, yerini endişe almıştı.
"Tam olarak, her şey."
Bana doğru bir adım attı. Sanki yardım etmek istiyor gibiydi. O anda yavaşça geri çekildim.
Gözlerini kolumdan ayırmadan, "Affedersin." dedi.
Öylece onu izlemeye dalmıştım. Cevap veremediğim için başını kaldırıp yüzüme baktı. Gözleri o kadar açık maviydi ki, gri bile denebilirdi. Fakat yüzüyle bütünleşmiş gözlükleri saklıyordu gözlerini. O kadar masum bakıyordu ki yüzüme, kollarımdaki kesikler sızlıyordu.
"Hayır. Ben özür dilerim. Daha dikkatli olacağım." deyip kapıyı kapadım.
Hemen kapı deliğinden baktım. Orada birkaç saniye bekledikten sonra arkasını dönüp karşı daireye girdiğini gördüm.
Bu kimdi şimdi? Yeni komşum mu?
Onun gidişini izlerken istemsizce kolumdaki kesikleri tırnakladığımı hissettim. O an yine her şeyi unutup kan damlalarının kolumda bıraktığı izleri izleyerek koltuğuma geri döndüm. Diğer elime bulaşan kan, bir parmağımdan diğerine damlıyordu.
Bir sigara içmek için doğrulduğumda müziğin sesinin hala açık olduğunu fark ettim. Müziği tamamen susturup, sigara paketimi aldım.
Lanet olsun... Bu sigara paketleri neden bu kadar çabuk bitiyor...
Markete gidip yenisini almalıyım. 'Ama bu halde olmaz.' diye iç geçirdim.
Lavaboya gidip kollarımı yıkadım. Ardından odama gidip tamamen kana bulanmış tişörtümü, yenisiyle değiştirdikten sonra bir sargı bezi alıp, hala kanayan koluma sardım.
Hızla kapıya gittim, botlarımı giyip dışarı çıktım. Merdivenlerden inerken birinin yukarı çıktığını fark ettim. 'Umarım yeni komşum değildir...' diye düşünme fırsatı bile bulamadan yeni komşumla karşılaştım.
Yüzüne bile bakmadan hızla yanından geçip aşağı indim.
----------------
Birkaç paket sigara alıp tekrar evime dönmüştüm. O kızla sadece yarım saat konuşmuştum ve zihnimi tamamen bulandırmıştı. Ama sigara düzgün düşünmeme yardımcı olmuştu. Bir daha o mezarlığa gitmeyecek, böylelikle onu bir daha görmeyecektim.
Sigaramdan bir duman daha alıp başımı geriye yasladım. Dumanı üflerken gözlerimi kapatıp bir şarkı mırıldanmaya başladım...
Everybody turn to dust... Everybody turn to dust...