0.4

3.5K 334 48
                                    

yorum ve vote,, lütfen💔

———

Gözlerime hücum eden güneş ışığı uyanmama sebep olmuştu. Uyuşuk hareketlerle kalkmaya çalıştım. Ellerimle gözlerimi ovuşturup önüme dökülen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdım. Tutulan belim siyah koltuktan ayrıldığında her yerimin ağrıdığını hissediyordum.

Jeon kaba Jungkook beni salonda yalnız bırakıp odasına, yumuşacık yatağına gitmişti. Güzel bir uyku çektiğine emindim.

Karnımın gurultusu ile birlikte mutfağa yöneldim. Ne yapacağımı bilememiştim ama elim kahve makinesine gitmişti bile.

Yalnız yaşıyordum ve kahvaltı yapmak gibi bir lüksüm yoktu. Bir kahve sonrası evden çıkıyordum. Zaman kısıtlıydı. Sürekli değişen işlerde çalışarak geçinmek zorundaydım. Ve bu hızlı bir hayat yaşamama sebep oluyordu. Hızlı ve oldukça bunaltıcı.

Kahvenin olmasını beklerken gözlerimi kapatıp sıradaki hareketimi düşünmeye başladım.

Dün burada tedavi için olmadığımı aptalca bir şekilde belli etmiştim. Ve Jungkook da hiçbir şey demeden odasına gitmişti. Çatık bir kaşla.

Unutmuş olabileceğini de hesaba katıyordum. Çünkü kafası tam yerinde değildi. Unutmuş olma ihtimali için dua ettim.

"Kahveni içmiyorsan ben içeceğim."

Gözlerimi hızla açıp yerimde dikleştim. Bir anda yanımda belirmişti ve bir kahveme bir bana bakıyordu.

Yerimde sıçradım ve kocaman açılmış gözlerimle ona baktım.

"Olmaz!"

Kahveyi ellerimin arasına alıp hızlıca salona yürüdüm.

Oturduğum zaman belime bir ağrı saplanmıştı. Dün berbat bir uyku uyumuştum ve bunun yüzünden acı çekiyordum. Üstelik sırtımdaki morluklar tam olarak iyileşmemişti. Bu yüzden acım ikiye katlanıyordu.

"Burada rahat değilsen evine git. Seni zorla tutan yok."

Ukala gibi bir de beni kovuyor muydu? Delirecektim. Sinirden delirecektim.

Ama haklıydı. O beni zorla tutmuyordu. Ben istemiştim. Bunu yapmak zorunda kalmıştım.

Üzerinde siyah, oldukça bol bir tişört; altında siyah dar pantolonu vardı. Kahvesini beklerken ellerini saçlarından geçirip düzeltmeye çalışıyordu. Oldukça yakışıklıydı. Her kızı elde edebilirdi.

Ama ukalaydı işte. Ve kaba. Ayrıca birden fazla kötü sıfata sahipti. Ben elde edemeyeceği tek kızdım.

Yüzüme sahte bir gülümseme ekleyerek hiç oralı olmamış gibi konuşmaya başladım.

"Hayır gayet iyiyim..."

Küçük bir gülüş duyduğum an ona baktım. Güzel bir ses tınısı vardı ve gülünce daha da güzel oluyordu.

Dudağının kenarı kavrılmış, gözleri eğlenir gibi parlıyordu.

"Beni kendine aşık edeceğine bu kadar emin miydin?"

Sinirle soludum ve kahvemden bir yudum aldım.

Beni tanımıyordu. Ben de istediğini her daim elde edebilen bir kızdım. Ama tanıyacaktı.

Jungkook kahvesini almış salona doğru geliyordu. Karşımdaki koltuğa oturdu ve kahvesinden içmeye başladı.

Yüzümdeki gülümsemeyi sildim ve en ciddi ifademi takındım.

"Eminim."

Sesimdeki ciddiyeti duyduğu an yüzündeki gülümseme azaldı ve tepkisiz  gözleri bana çevrildi.

Tek kaşını kaldırıp öylece bana bakıyordu.

Umursamadan bakışlarımı ondan çekip önümdeki masaya sabitledim ve kahvemden bir yudum daha aldım.

Birkaç dakika sessizlikten sonra Jungkook birden kahvesini masaya bırakıp ayağa kalktı. Kapıya yönelmişti.

Ben de peşinden ayağa kalkıp ona doğru yürüdüm.

"Nereye gidiyorsun?"

Jungkook umursamazca dışarı çıkıp evin bilmediğim arka bahçesine yürüyordu.

Onun büyük adımlarına koşarken bile yetişmek oldukça zordu.

Üstelik vücudum kıvranıyorken...

Bileğim bana isyan ederek büküldü ve buna razı olan bedenim yerle buluştu.

"Jungkook..."

Jungkook yavaşlayıp bana döndü ve kaşlarını çatarak bana doğru geldi.

Ondan destek alarak ayağa kalktım. Sinirli ve bıkkın çıkan bir nefesle soludu.

"İşim var Roseanne, seninle uğraşamam."

Tekrar dönüp gideceği zaman kolundan tutup kendime çevirdim.

İstekli gözlerle ona bakıyordum.

"Ben de geleyim. Yardım edebilirim!"

Bir çocuk edasıyla ona bakıyor, gözlerim ile gözlerine istekli bir şekilde gülüyordum.

Gözlerini devirdi, biraz düşündükten sonra pis bir gülüşle bana bakmaya başladı.

"Peki. Akşam 11'deki işe benimle gel."

Yüzündeki ifadeden bunun iyi bir iş olacağına hiç emin değildim ama ben alışkındım.

Ne kadar kötü olabilirdi ki?

———

———

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
FUCK UR RULES  ⁺rosékook⁺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin