0.6

3.3K 323 118
                                    

Rosékook'da 1 olmuşuz, teşekkür ederim🖤

bu arada üstte çok güzel bir video var...

———

Jaehyun'un yumruğu ile yere serilen Jungkook'a kocaman açılan gözlerimle bakıyordum. Yardım etmek için ona doğru eğildim ama gerek kalmamıştı. Kendini hızlıca ayağa kaldırdı ve yumruğunu Jaehyun'un tam çenesine geçirdi.

Jaehyun'un geriye doğru sendelemişti. Ağzından çıkan kanı yere tükürüp elinin tersiyle çenesini sildi. Jungkook'a bakan gözlerini bana çevirdi. Bir iç çekti ve gözlerini uzunca bir süre kapattı. Daha sonra tekrar açtı ve yanıma geldi.

Elimden tutarak beni peşinden sürüklemeye başladı.

"Seni bu adamla bırakamam Roseanne, gidiyoruz."

Henüz 1 saat önce sadece sadece adını öğrendiği bir kıza böyle davranması normal değildi. Aşık olmuştu. İlk görüşte aşka inanmazdım. Ama bana aşık olabilme ihtimalinden başka bir ihtimal aklıma gelmiyordu.

Arkamda kalan ve arkamızdan hızla gelen Jungkook'a baktım. Sinirden damarları boynunda o kadar belirmişti ki patlayacağını bile düşünmüştüm.

Jungkook elini boşta kalan koluma sardı ve bizi durdurdu.

"Kız benimle Jaehyun. Belanı siktirme."

Jaehyun ateş püsküren gözleriyle Jungkook'un dibine girdi ve sinirli bir şekilde solumaya başladı.

Olayların akışı beynimi darma duman ederken silkelenmem gerektiğini anladım. Buna bir son vermeleri gerekiyordu.

İkisini de iterek ortalarına girdim ve teker teker yüzlerine baktım. Bunalmış bir şekilde ne diyeceğimi düşünürken karşıdan gelen mor saçı tanımamam imkansızdı. Jungkook'un aşık olduğu mor saçlı kız...

Gözlerimi kızın üzerinden çekip Jungkook'a bakmaya başladım. İstemsizce dudağımı ısırdım ve gözlerimi devirdim.

"Bence seninle olan kız ben değilim Jeon. Bunu bir düşün."

Yere düşen çantamı aldım ve onların bulunduğu yerden ters yöne doğru yürümeye başladım. Eve gitmek istiyordum. Yalnız, boş ve soğuk evime. Ama Daniel işi yarım bıraktığımı öğrenince olacakları da tahmin edebiliyordum. Benim canım önemli değildi. Biraz acı umrumda değildi. Umrumda olan korumak istediğim kişiye yönelik bir saldırının olup olmayacağıydı. Katlanmam gereken tüm acıların tek nedeni... Dolan gözlerimi yok etmek uğruna adımlarımı hızlandırdım ve koşmaya başladım.

Han nehrine geldiğimi anladığımda bir banka oturdum. Öylece nehri izleyerek hiç bir şey düşünmemeye çalıştım. Ağzımdan çıkan şarkı sözlerine engel olamıyorum.

"Some days I'm broke, some days I'm rich
Some days I'm nice, some days I can be a bitch
Some days I'm strong, some days I quit
I don't let it show, but I've been through some shit
I can swear, I can joke
I say what's on my mind
If I drink, if I smoke
I keep up with the guys
And you see me holding up my middlefinger to the world
Fuck your ribbons and your pearls
'Cause I'm not just a pretty girl..."

Küçük alkış sesleriyle sustum. Sesin geldiği yöne kafamı çevirdim.

Jungkook hafif dağılmış saçları ile yanıma oturmak için harekete geçmişti.

"Şarkı tam da seni anlatıyor."

Gülümsedim.

Bana baktığını hissettim.

Kafamı ona çevirdim.

Gözleri dudaklarıma kaydı.

Gözlerinin içine baktım.

Gözleri gözlerimin içine baktı.

Birkaç saniye öylece durduk.

Zaman da bizimle birlikte durmuştu.

———

———

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
FUCK UR RULES  ⁺rosékook⁺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin