35. Bölüm

231 10 0
                                    

Bihruz Bey, Keşfi'yi gördüğü gibi arabadan inerek mukabelesine [karşılamaya] gittiğinden iki genç bade'l-musafaha [selâmlaştıktan sonra] konuşmaya başladılar:

— Bonjur Bihruz Bey!

— Bonjur mon ami!

— Siz buralara da yetişiyorsunuz maşallah. Şöyle azıcık yürüyerek dolaşsak olmaz mı?

— Yürüyelim, zati ben de arabada otura otura yoruldum.

— Kel nuvel?..

— Riyen. Es kö vuzet söl?..

— No; jettan da zami, akşama buradayız.

— Purkua?

— Yemek yiyeceğiz, bu gece kler dö lün pek parlak olacak, siz de beraber bulunur musunuz?..

— Mersi!.. Mua jö nö pö pa reste.

— Niçin?

— Pars kö jö nösüi pa a moen ez.

— Gerçek! Vuzave ler detr trist!

— No!

— Si, si! Hem ben görmeyeli ne kadar bozulmuşsunuz.

— Bilmem. Belki.

— Sizinkini gördüğünüz var mı?

— Benimki kim oluyor?

— La bel blond?

— Hayır! O benim değil sizin. Size sormalı görüyor musunuz diye.

— Gerçek, geçenlerde teneffüs odasında Atıf Bey bir şeyler söyledi de sizi kızdırdı idi. Karayağız, yok bilmem ne. Ne idi o sözler?..

— Zevzeklik ne olacak?.. Siz blonddan bahsedince o da öyle söyledi.

— Demek blondu gördüğünüz yok öyle mi?

— Hayır!.. Neden böyle sıkı sıkı soruş?

— Halbuki münasebet pek ilerlemiş idi.

— Neden anladınız?

— Öyle ya. Jardende o önde, siz arkada konuşarak geziniyordunuz. Münasebet ilerlemeyince bunlar olabilir mi ya?

— İşte o kadarla kaldı.

— Saklıyorsunuz. Bugünlerde sizi pek an muvman görüyorum. Köşke ne zaman geldimse bulamadım. "Bey gezmeye gitti" cevabını aldım. Bu kurslar elbette tevekkeli değil.

— Ne zaman geldiniz?.. Haberim bile yok!..

— Lamur fe tubliye tu!..

— Kel amur?.. Jö nö kompran pa sö kö vu dit!..

— Vu zave kelk rande vu damur isi!..

— Maparol donör non!..

— Bu saatte burada bulunmanın başka ne manası olur?

— İşte siz de buradasınız ya. Demek ki, sizin de bir randevunuz var.

— Benim gelişim ahbap hatırı için. Dokuzda geleceklerdir. Gelirler görürsünüz.

— Gelecekler kimler?

— Tanımazsınız. İstanbul'dan birkaç kişi.

— Olabilir ya! Ey blondu siz de mi göremiyorsunuz?

— Siz varken artık o bize bakmaya tenezzül eder mi?

— Seriyözman söylüyorum ki, iki aydır yüzünü bile gördüğüm yok.

Araba SevdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin