ŞİFACI

14 3 0
                                    


Hikayenin sonunda arabada çalan şarkı: Yedinciev-Dolunay

Kayra uzun zaman sonra bir düşünce geçirdi aklından ama keşke geçirmez olaydı (bana bakıp gıcık bir sırıtışla )
  - Bu kızı ikna etme görevi sana düşüyor üzgünüm ki. - 
Kayra'ya sinirli bakışlar atarak. Sen ne çok biliyorsun. Efendimiz emrederde yapmam mı? Gibi birden fazla sitemkar düşünceler geçiyordu aklımdan geçiyordu. Bunlar olurken dışarıdan bakan birinin bizi yanlış anlayabileceği aklıma gelince Kayra'ya bakmayı kesip garson kızın masaya bırakıp gittiği yemeklere odaklandım. Kayra boğazını temizledi ve "Gökçe, bence artık birbirimize bir lakap takalım böyle hiç olmuyor yaa. " dedi ciddiyetten uzak bir şekilde bana bakarak . "Niye resmi olsun ki? Ne güzel isimlerimizi kullanıyoruz. " dedim onun aksine ciddi ve düz bir üslupla. Bu söylediğime gülüp "O zaman sen takmak istemiyorsan takma ben sana takacağım." duraksadı ve dünüşünme başladı. "Mrs.Brain... Uğultu Lady... Somurtuk... Hopidik... Offf bunlar çok saçma ama yaa." deyip saçını kaşıdı bu haline tebessüm ettim ve göz devirdim. O da tam bu anda buldum diye bağırdı ve  "Sana  spysky demeliyim." dedi ben ona anlamadığımı belirtirken basit düşünmemi söyleyip " Spy : casus kelimesi ile ve  senin ismiminin başındaki kelimenin ingilizcesini birleştirdim ve ta daa! Ama bak şimdiden söyleyeyim 'ss (es es)' de diyebilirim. " diye saçmalayınca hayatımı sorgulamaya başladım. Niye böyle mantıksız bir canlıyı yanımda gezdiriyorsam. "SS! Hadi kalkta şu kızı ikna et. Ben bu gün fotoğraf çekme görevini aldım sanada bu görev düşüyor." dedi  alaya vurarak. Ofladım ve ölümcül bakışlar atarak  -Seni şu saçmalıklarımla başbaşa bırakıp gitmemi istemiyorsan kalkta kendin ikna et unutmaki bahsettiğin düşman saçmalığı ile ben olmazsam baş edemezsin ve yine ben gidersen diğer kişileri bulamazsın saçma insan .- Bu düşündüklerime şaşırmış olacak ki "Tamam canım sen kızma bak ben ikna edeceğim onu." dedi garip bir ifadeyle. Kısa süreli bir sessizlik oluştu ama ben sert ve düz sesle sesizliği bölüp
"Kalk kızı ikna et! Sonra yersin yemeğini." dedim ve yemek yemeye devam ettim. Buna daha da şaşırıp sinirlenerek "Bana emir verme!" dedi ciddiyetle.
-Emir vermemi istemiyorsan kalkta işini yap!
+Hâlâ emir veriyorsun. Hani birlikteydik bu görevde. Nerede verdiğiniz söz hanımefendi(!). Şimdi kalk ve yardım et!
"Off! Tamam." dediyip önüme eğdiğim kafamı kaldırmamla Kayra'nın sinirden domatesi sollayacak kadar kırmızı olan yüzünü görüp gülmeye başlamam bir oldu. İşin kötü tarafı engellemek istesemde durduramıyordum kontrolsüzce katıla katıla gülüyordum. Hiç bir şeyde göremiyorum gözlerimden sıcak bir ıslaklığın aktığını hissediyordum. Sonun da Kayra dayanamamış olacak ki oldukça gür bir sesle "Gökçe! Kes şunu!" dedi. O anda biraz sakinleşsemde hala kendimi tutmakta zorlanıyordum. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp geri dönecektim ki başımdaki sesler varlığını hissettirecek derecede birden arttı ve bu benim sendelememe sebep oldu. Tam kapının kulpunu açacakken gözlerimin kapandığını ve yerin ayaklarımın altından kaydığını hissettim. Kısa bir süre sonra gözlerimi araladım. Yine o tanıdık ışık ve sesleri duymaya başlamıştım.
-Koşun uyandı sonunda doktoru çağırın.
+Gökçe lütfen uyan bak deenneyy biiitttii ...
İkinci duyduğum ses çok yakından tanıdığım birine aitti sanki ama konuşmasının sonlarını zar zor algılayabilmiştim. Ama ne deneyinden bahsettiği hakkında gram fikrim yoktu. Konuşmanın tamamını duyamadan gözlerim kapanmıştı. Tekrar gözümü açtığımda ise bana endişe ile bakan Kayra ve bir kaç tane çalışan ile karşılaşmıştım ama başım çok kötü ağırıyordu elimle kafamı tutup beni yatırdıkları koltukta dikleştim.
-Kayra ne oldu bana niye burada yatıyorum ben.
+Esin seni lavabonun kapısının arkasında yere yığılmış bir şekilde bulmuş bize haber verdi bizde seni buraya taşıdık. Birazdan kendini iyi hissetmezsen söylersin doktora gideriz.
-Yok doktorluk bir durum değildi sadece başım ağırdı ve dengemi kaybettim basit bir bayılma. Abartmaya gerek yok.
+Olsun sen yine de kötü hissedersen söyle.
-Tamam. Dedim ve seslerin kesilmesini bir süre bekledikten sonra Kayra şu garson kız adının Esin olduğunu söylemiştin o kızı ikna ettin mi? diye düşündüm. O da evet dedi aynı yolla. Ayağa kakıp oturduğumuz masaya ilerledik ve Esin'i de yanımıza çağırdık. O da oturunca "Adın Esin'miş gabila."dedim emin olmak için. Başıyla onaylayınca " Esin, seninde bildiğin gibi her birimizin özel güçleri var seninkinin ne olduğu hakkında bir fikrin var mı? " dedim merakla. "Evet, Kayra bahsetmişti bu olaydan ve senin sorunun cevabına gelirsek emin olmamakla beraber sanırım gurubun şifacısı ben olacağım." dedi samimi bir gülümseme eşliğinde. "Aramıza katılmaya karar vermen beni sevindirdi."dedim histerik bir şekilde.

İNSİYAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin