Sirius Black sessizce yanında uyuyan adama baktı. Yüzünde bir gülümseme oluşmasına izin verdi. Bir kez daha onu ne kadar sevdiğini fark etmişti. Yüzünü adamın boynunun arasına gömüp kıkırdadı. Remus onu tutup narince ittirdi ve başka bir tarafa döndü.
Uyumak istiyordu ama köpek herif rahat bırakmıyordu. Her sabah aynı şeyi yaşıyordu, ve sadece birkaç dakika dayanabiliyordu. Sonra tamamen uyanmış oluyordu.
"Sirius, defol." Adam uzun saçlarını yüzünden çekip Remus'un tepesine dikildi. "Çok uyumadın mı Aylakcık?" Remus, Sirius'un karnına dirseğini geçirdi ve ayağa kalktı. Yorganını ve yastığını alıp salona doğru acele etti.
Yastığı koltuğun başına yaslarken yorganı rastgele koltuğun üstüne attı. Anlamıştı ki, ona rahat yoktu. Kafasını geri yastığa koyup uyumaya çalıştı.
Sirius biraz sonra yüzünde aptal bir sırıtmayla gelip Remus'un üstüne atlamıştı. "Kalk artık, acıktım!" Remus Sirius'tan kurtulmak için büyük çaba gösteriyordu ama adam sanki ona yapışmış gibi bırakmıyordu.
"Kendi yemeğini kendin hazırla it herif. Rahat bırak artık beni." Sirius Remus'un üstünde köpek formuna dönüştü ve adamı fazla acıtmayacak şekilde ısırdı. Ama Remus çoktan bir çığlık atmıştı.
Tam dev köpeği üstünden atmak üzereyken iki kişi şöminenin yeşil alevinden salona uzandı. James ve Lily ikilinin üst üste binmiş haline bakıp gülmemek için kendilerini zorladılar. Ama boşunaydı. İki Potter da kahkaha atmaya başlamıştı.
"Tanrı aşkına alın şu köpeği üstümden!" Remus acı içinde söylendi. James gelip Sirius'u Remus'un üstünden çekti. Yüzünde çizikleri olan adam ayağa kalkıp James'e sessiz bir teşekkür etti.
Kıvırcık saçlı adam omuz silkip etrafına bakındı. "Bir şeyleri değiştirmeyi akıl ettiniz mi sonunda?" Sirius gülerek salona baktı. "Ne? Evim güzel olsun istiyorum."
"Siz neden geldiniz ki?" Remus merakla sordu. Lily adama bakıp gülümsedi. "Saldırıyı görmediniz mi? Dumbledore Yoldaşlık üyeleriyle yeniden temas kurmaya çalışıyor. Burası galiba yine Karargâh olarak kullanılacak."
Sirius homurdandı. Evinin bu amaçlarla kullanılmasını sevmiyordu. "Yemin ediyorum diğer malikaneye geçeceğim artık. Burayı da Dumbledore'a bırakacağım. Ne yapıyorsa yapsın."
"Bence oraya dönmezdin Pati. O evin her tarafı Regulus dolu." Uzun saçlı adamın gözlerinden belli bir hüzün geçti. Remus uzanıp Sirius'u yanağından öptü. "Bence burası her haliyle güzel." Adamın yüzünde bir gülümseme oluşmasına sebep olmuştu.
Konu ne zaman Regulus Black'a gelse Sirius Black, kardeşi için üzülürdü. Çoğu zaman belli etmezdi ama arkadaşlarının ve sevgilisinin yanında kendi gibi olmayı seviyordu. Ya da öyle olmak zorunda hissediyordu. Onlarla çok uzun zaman geçirmişti.
"Ee, bizimle geliyor musunuz?" Kızıl saçlı kadın sordu. İkili birbirine baktı. Sonra muzipçe sırıtıp Lily ve James'e Hogwarts'a gitmek üzere katıldılar. Eğlenecekleri barizdi.